SINIRDA SINIRSIZ AŞK (KALBİMİN SAHİBİ SERİSİ #1) (KİTAP OLDU)

😂Ayılana Altın Bayılana Düğün 😂

Kendimi dünden beri buluttan bir yatağın üzerinde yatıyor gibi hissediyordum. Sanki biri arkama kanat takmıştı. Ve kalbime de. Ya da içimde kelebek sürüsü uçuyordu. Şaşkınlık, heyecan, mutluluk ve huzuru aynı anda yaşıyordum. Dünü anlat deseler şuan bunun altından kalkabileceğimi sanmıyordum. Hâlâ şoktaydım.Selaniklim beni aşkıyla şok etmişti. Üstelik tüm arkadaşlarımızı da dahil etmişti işin içine. Yine o ilginç olan rüyalarımın birindeyim desem parmağımdaki safir taşlı yüzüğüm bu düşüncemi tamamıyla yalanlıyordu. Allah'ım sevgilim tam deli bir aşıktı. Kim bilir bu yüzüğe ne kadar harcanmıştı? Çoğu kız bu yüzük için ayıp bayılır alması için sevdiğinin başının etini yiyerek borç içine sokarlardı. Ama ben farklıydım. Benim için normal bir yüzük bile yeterdi. Önemli olan Selaniklim'in beni ömür boyu sevmesiydi. Pahalı hediyelere gerek yoktu. Aynı şarkıda dediği gibi ; "Altın, gümüş, pırlanta 
Zümrüt, safir, yakutla 
Kim mutlu olmuş dünyada 
Bir tek içten gülüş 
Bir tatlı söz, bir öpüş 
Sevdalı bir tek bakış yeter bana". Öyle güzel anlatıyor ki beni ve hisselerimi. Ama doğruyu da söylemek gerekirse yüzüğüm gibi dünyada bu kadar parlak taş da görmemiştim. Işıl ışıl parlayarak resmen gözlerimi alıyordu. En çok sevdiğim yanı ise Selaniklim'in o huzur veren deniz mavili gözlerini yansıtmasıydı. Yüzüğümün taşını okşadığımda "Dünyadaki tüm duyguları şuan yaşadığına bahse girerim Maya" deyip Sevcan sırıtarak odama girince "Hemde nasıl Villiy'im" diyerek sevgi kaynaklı bir iç çektim. Gelip yatağımda yanıma oturdu ''Bu zamanın gelmesini halatla çektim resmen" dedi elini elimin üstüne koyup "Benim evlilik teklifi almamı mı?" dedim tek kaşımı kaldırıp sırıtarak "Evet Maya" dediğinde merakla ve şaşkınlıkla bakıp "Nedenmiş peki sevgili arkadaşım?" diye sorduğumda "Ahmet bana evlilik teklifi ettiğinde ilk öğrenen sendin. Tüm sevincimi ilk seninle paylaşmıştım. Eh sıra bendeydi" dedi tatlı bir şekilde tebessüm ederek. Sırıtıp "Sıramı böylece savmış oldum diyorsun yani" deyip kolumu omuzuna attım. Sırıtıp "Yok daha değil Mayacım. Dur bakalım seni ailenden isteyecekler sonra sözün ve nişanın yapılacak. Eh kına gecesi ve düğünün var. Ooo var olu var" diye sıralayınca elini havada sallayarak. Birden moralim bozuldu. Ben bunları tamamen unutmuştum. Allah'ım asıl iş tekliften sonrasıydı. Anneannem kesin bin türlü adeti de ekstra ekleyecekti. Üstelik daha düğün tantasından yeni çıkmıştım. Tek kaşımı kaldırıp "Bunları hızlı bir şekilde ileri sarabiliyor muyuz?" dedim son kez şansımı deneyerek. Başını olumsuz anlamda sallayıp sırıtarak "Maalesef Mayacım. Benim ve herkes gibi sende bu yollardan yürüyeceksin" dedi kendinden emin bir ses tonuyla ve gülmeyle karışık. İç çekip "Off. İyi tamam" deyip kollarımı önümde bağladığımda yanaklarımı sıkıp "Sıkma canını Maya'cık. Göreceksin en güzel düğün tabi benimkinden sonra seninki olacak" diyerek moral vermeye çalışınca gözlerimi devirdim. Ben düğünümün çok güzel olmasını değil mutlu ve huzurlu bir şekilde atlatmayı diliyordum. Ama ondan önce başka bir derdimiz vardı. "Asıl büyük iş şimdi. Selaniklim gelse de bir an önce açıklasak bizimkilere" dedim heyecan içindeyken."Bir kaç dakika sonra burada olur. Merak etme" dedi kolumu sıvazlayarak. Bir tek annem evleneceğimizi biliyordu. Çünkü dün, bütün gün boyunca arkadaşlarımız ile birlikte olunca kimseye söyleyememiştik. Önce Pazar Kule Sınır Kapısında şampanya patlatan arkadaşlarımız kutlamak amacıyla bizi yemeğe götürmüşlerdi ve sonrasında da sohbete kapılıp giden saatlerimiz olmuştu. Tabi ki Selaniklim ile romantik anlarımız da olmuştu. Olmaması mümkün değildi. Bunun üzerine Selaniklim de ailemizin toplanacağı bir kahvaltıda açıklamaya karar vermişti. Bende herkesi eve toplayıp, sabırsızlık ile sevgilimin pardon müstakbel kocamın gelmesini bekliyordum. Müstakbel kocam Selaniklim. Üçü bir arada ne kadar güzel duruyordu. Hayal dünyamdan "Maya kalksana. Hem Selaniklim'i bekliyorum diyorsun hem kapıyı açmıyorsun" deyip dürten Sevcan'ım sayesinde çıkınca zilin çaldığını duydum. Ve kendimi paldır küldür yataktan atıp odamdan şimşek hızında çıkıp kapıya doğru koştum. Arada kapıyı açmaya giden Utku'yu solladığımda hızımı alamayıp önce kapı ile sonra yerle samimi bir şekilde öpüştüm. Sabah sabah evin içinde bu yıldızların işi neydi ?