💜 Aşktan Kaçılmaz 💜

250 17 0
                                    

Hâlâ inanamıyordum aşık olduğum kadının kollarımın arasında olduğuna. Üç haftadır bunun hayalini kurmuştum. Şimdi gerçekleşmişti. Kalbimin yerinde kelebekler kanat çarpıyordu sanki. Öznur'un gözlerine bakarken rüyadan uyanmam kısa sürmüştü. "Elini unuttuk "dedim telaşla yaralı elini kavrayıp. "Küçük bir şey Nicolas sakin ol" dedi sakince. Kalbim adımı dudaklarından duyunca tekledi. "Küçük yada büyük sonuçta yaralandın "dedim tek kaşımı kaldırarak. "Off abarttın "dediğinde Tahmis meydanına yavaşça yönlendirdim. "Sen hep böyle misin?" dedim yüzüne bakıp."Nasılmışım?" diye sordu kaşlarını çatarak. "İnatçı " dedim sırıtarak."Evet inatçıyım.Zor geldiyse yol yakınken dönebilirsiniz beyefendi" dedi kaşlarını çatmaya devam edip yüzünü önüne çevirdi. "Seni bırakacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun bal gözlüm. Rüyanda bile göremezsin "dedim sırıtıp Tahmis meydanında dururken. "Çok büyük konuşuyorsun "dedi tek kaşını kaldırıp bana bal gözleriyle bakarken."Büyük konuşmuyorum gerçeği söylüyorum "deyip etrafa göz gezdirdim. "Şuraya oturalım mı ? elini temizler,istemezsen kalkarız sonra "deyip dondurmacının masalarını gösterdim. "Olur "deyip omuz silkti. Bunun üzerine dondurmacının masalarına doğru yürüdük. Sandalyesini çekip onu oturduktan sonra kendim için de hemen yanına sandalye çekip oturdum.Çantamı diğer sandalyeye bırakıp elimdeki poşeti masaya boşalttım. Çantamdan suyu çıkarıp kapağını açtım. "Önce elini yıkalım " deyip yavaşça suyla yaralı elini yıkadım. Fazla kanı,toprağı,tozu temizledikten sonra aldığım tentürdiyot ve pamuğa uzandım. Pamuğa döküp eline bastırmadan "biraz yanabilir canım "dedim hafifçe tebessümle. "İlk yaralanmam değil merak etme daha beterleri oldu"dedi yüzünü buluşturarak. "İlk defa olmamış olabilir ama benim yanımda ilk kez yaralanıyorsun " dedim tek kaşımı kaldırarak.''Tamam. İyi uyarayım seni daha fazlasını görebilirsin alış" dedi bilmiş bir tavırla. "Çok mu sık düşüyorsun?"diye sordum kaşlarımı çatarak ve telaşla. Canının yanmasına nasıl katlanacaktım. Onun canı yandığında benimki daha fazla yanardı. Şuan bile yanıyordu eline pamuğu bastırırken. "Düşmem ama spor yaparken küçük kazalar oluyor "dedi gülümseyip omuz silkerek. "Daha dikkatli olman lazım bundan sonra. Senin canın yandığında benim yüreğim dayanmaz "dedim ciddi bir şekilde eline pansuman yapmaya devam ederken." Emredersiniz komutanım '' deyip asker selamı verince gülümsememe yol açtı. "Emir değil bal gözlüm sadece kendini yaralamanı istemiyorum"dedim gülümseyerek. "Kasten yapmıyorum Nicolas sonuçta kaza. Ama bundan sonra daha dikkatli olurum "dedi gülümseyerek. O sırada garson kız yanımıza geldi. " Hoşgeldiniz geçmiş olsun yapabileceğim bir şey var mı efendim?" diye sordu. "Yok teşekkür ederiz"dedim tebessüm ederek. "Bir şey alır mıydınız? Sonra da siparişinizi verebilirseniz isterseniz?"diye sorunca. "Bir şey ister misin bal gözlüm ?" diye sordum. "Limonlu dondurma varsa alabilirim" dedi gülümseyerek. "Tamam bize iki limonlu dondurma "deyince "Tabi hemen getiriyorum " dedi garson kız yanımızdan ayrıldı. Pansumanı bitirip elini sargı bezi ile sardım. Sargıyı kontrol ederken "Fazla sıkı mı?"diye sordum. Yavaşça elini oynatıp "Sıkı değil teşekkürler " dedi gülümseyerek. "Önemli değil " dedim gülümseyerek elini bırakmamıştım hâlâ. Garson kız elinde dondurmalarla geldi. Dondurmalarımızı bırakıp "afiyet olsun başka bir isteğiniz var mı?" dedi gülümseyerek. "Yok teşekkürler " dedim ve garson kız gitti. Öznur dondurmayı büyük bir iştahla yemeye başlayınca "limonlu dondurmayı seviyorsun anlaşılan " dedim gülümseyip izlerken. "Evet. Benim için vazgeçilmezlerimden biri" dedi dudaklarını yalayarak."Başka vazgeçmezin ne?"dedim gülümsememe engel olamayarak. "Tabi ki Türk kahvesi"dedi dondurmasını yemeye devam ederek. "Türk kahvesini bende severim. Yunan kahvesinden içtin mi?" diye sordum merak edip. "İçtim çok güzeldi ama benim alışkanlığım Türk kahvesi.Nescafe,latte tüm hepsinden denedim ama yerini tutmuyor "dedi omuz silkip dondurmasından bir kaşık daha yedi. "Seni çok iyi anlıyorum. Bende bir ara portakal suyu içmeden evden çıkamazdım. Ama bu aralar aksattım alışkanlığımı" dedim dondurmamdan yemeye başladım. "Utku da aynı. O da portakal suyu içmeden evden çıkmaz hayatta "dedi gülümseyerek "Utku kim?" diye sordum merak edip tek kaşımı kaldırarak. "En iyi dostum " dedi gülümsemeye devam edip. "Çok yakın mısınız?"diye sordum tekrar. Meraktan çok içimde kıskançlık tohumları filizlenmişti. "Evet sekiz senedir yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. Çok iyi biridir.Tanıyınca sende seveceksin "dedi tatlı tatlı gülümseyerek.Sevmeyi bırakın şuan gıcık olmuştum herife.Yediği içtiği ayrı gitmemişti. Hemde sekiz senedir. Bir an önce Öznur 'un hayatında daha kimler var öğrenmeliydim. "Öznur eğer müsaitsen akşama yemeğe çıkalım mı?" diye sordum birden. "Tamam olur. Ama önce anneme haber vermem gerekiyor onunla yaşıyorum da"dedi gülümseyerek. "Olur "dedim gülümseyerek dondurmalarımızı yemeye devam ettik. Gözümü ondan ayırmıyordum sanki gözümü ayırsam kaybolacak sanıyordum.Dondurmalarımız bitince telefonunu çıkarttı çantasından. Telefondan annesini aradı. "Sanırım teyzemde duymuyor. Neyse eve gidince ulaşırım ona "dedi telefonu çantasına koyacakken "müsadenle onu bir süre alıyorum "dedim sırıtarak elinden telefonu alıp. "Nedenmiş o?"dedi kaşlarını çatarak. "Her seferinde telefonunu almadan kaybolmayı başardın. Şimdi de bu riski göze alamam" dedim sırıtmaya devam ederek. Kahkaha attı bunun üzerine bal gözlüm. Beni aşık eden o tatlı kahkahasını. Benim de gülmeme sebep olmuştu.Telefonlarımıza numaraları kaydettim.Sosyal medyaların hepsine kayıtlı olduğunu görüp onları da kendime ekledim. "Kaybolmadım "dedi kahkahası sona erince." Evet kayboldun. Sen gittikten sonra arkandan her koştuğumda resmen yok oluyordun " dedim gözlerinin içine bakarak. "Biraz hızlıyım sadece o kadar "dedi sırıtarak. "Biraz değil çok hızlısın" deyip sırıtmaya devam ederek telefonunu ona geri verdim. Telefonunu çantasına koydu. "Benim gitmem lazım artık. Annemi bulup haber vereceğim "dedi gülümseyerek. "Ben seni götürürüm "deyip hesabı istedim garsondan. Çantasından cüzdanını çıkaracakken engel olup hesabı ödedim."Ben kendiminkini ödeyecektim niye engel oluyorsun " dedi kaşlarını çatarak. "Hayır bal gözlüm benimleyken bir şey ödeyemezsin "deyince "Ben öderim buna alış bence"dedi tek kaşı havada. "Seninle herşeye alışırım ama maalesef cevabım bunun için hayır " deyince kaşlarını çattı. Dondurmacıdan kalkınca yaralı olmayan elini tuttum hemen. Otoparka ilerlemek için taksi durağının yanından geçerken "taksiye binmeyecek miyiz?"diye sordu. "Arabam var "deyip gülümsedim otoparka yönlendirirken. Otoparka geldiğimizde arabamı çıkışa yakın park ettiğim için kendimi tebrik ettim. "Jeepin mi var?"diye şaşkınlıkla sorunca. "Evet, sorun değil ,değil mi?"diye sordum sırıtarak. "Yok değil tabi "dedi şaşkın bir ifade ile. Arabanın kapısını açıp oturması için bekledim. Sonra kendi yerime geçip arabama bindim. Emniyet kemerini takmaya çalıştığını görüp gülümsedim. Güvenliğe önem veriyordu. Kendiminkini taktığımda o hâlâ kemerini küçücük elleriyle bir türlü takamamıştı. "Dur ben yardım edeyim " deyip uzanıp kemerini takmaya çalıştım. Öznur'dan kahve ve limonlu dondurma kokusu alıyordum. Gülümsemem artıyordu bu kokuyla.Biraz sertti ama taktım kemeri sonunda. "Teşekkürler biraz daha sert bastırmam lazımmış "dedi gülümseyerek. "Sanırım gidince baktırmam lâzım bozuk gibi gözüküyor " dedim gülümseyerek. "Belki de "dedi omuz silkerek. "Evet yolu tarif etmen lâzım bal gözlüm " dedim gülümseyerek navigasyon cihazına adres girmek için bekledim. Çoğu yeri biliyordum ama bilmediğim bir yerde oturuyor olabilirdi. Adresi söyledi ve cihaza girdim. Arabayı çalıştırdığım gibi yola çıktık.Vardığımız noktayı görünce kaşlarım çatıldı. Öznur benim hep gelip kaldığım otelin sadece bir sokak ötesinde oturuyordu. Ve ben onu bulamıştım. Nasıl bir şanstı bu. Arabadan inmek için kemerimi çözdüğümde."Bu sefer de çözülmüyor sanırım inmemi istemiyor araba " dedi gülerek. "Aslında bende istemiyorum ama bu gece yemeğe çıkacağımız için izin veriyorum inmene "deyip sırıtarak kemerini çözdüm. "Teşekkür ederim izin verdiğin için" dedi sırıtarak. Arabadan çantamı da aldım, inip onun kapısına koştum. Açıp inmesi için elimi uzattım. Elimi tutup indi ve apartmanına doğru yürüdük. Apartmanın kapısını açtığında aklıma çantamdaki torba geldi. Altı merdiven çıktık ve sağdaki kapıya yöneldi hemen.O kapıyı açarken bende sırt çantamdan torbayı çıkarttım. İçeri girdiğinde "Öznur bu senin için" deyip uzattım torbayı. "Bu ne?"diye sordu şaşkınlıkla alırken poşeti. "Aç göreceksin" dedim gülümseyerek.Çantasını kenara koyup,poşetin içinden paketi çıkarttı. Paketi dikkatle açınca "Nasıl yani?" dedi şaşırarak elbiseye bakarken. "Beğendin mi?"diye sordum gülümseyerek. "Evet,teşekkür ederim ama nerden bildin beni bulup verebileceğini?"diye sordu şaşkınlık ve merakla karışık bir ifadeyle. "İlk gördüğüm andan itibaren seni tekrar tekrar göreceğimi biliyordum. Sadece nasıl yapacağımı bilmiyordum " dediğimde. "İnanamıyorum çılgınsın " deyip o kadar kocaman gülümsedi ki artık kalbim benim değildi. Ona doğru eğilip "Akşam yemeğimizde bunu giymeni istiyorum. Seni yedide alırım" dedim gülümseyerek yanağına küçük bir öpücük bırakıp merdivenlerden indim. Apartmandan çıkarken o da evine girdi.

SINIRDA SINIRSIZ AŞK (KALBİMİN SAHİBİ SERİSİ #1) (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin