🙄Ani Çıkılan Tatilin Neler Getireceği Bilinmez 🙄

435 21 0
                                    

Sınır kapısından geçeli iki gün olmuştu bile. Sadece dört saatte Selanik'e vardığımızda ilk durağımız otelimiz olmuştu. Odalarımıza yerleşmiş,ben Melis ile kalmayı talep etmiştim. Melis 'in de bu durum hoşuna gitmişti. Dört saatte bolca sohbet etmiş,arkadaş olmuştuk yolculumuzun sonunda. Sonrasında kahvaltı etmiş ve gezimize başlamıştık. Gezimizin başlangıç yeri Atatürk'ün Evi olmuştu. Duygu dolu anlar yaşadığımız bu güzel ev üç katlıydı. Evin içinde balmumu heykeli de yer alıyordu. O kadar gerçekçiydi ki gözlerime inanamamıştım. Bir an sanki konuşacak gibi duruyordu. Tüm evi gezdiğimizde gözümden kendiliğinden yaş akmıştı. Atatürk'ün Evinden çıktığımızda ikinci durağımız Yedi Kule Zindanları olmuştu. Yedi Kule Zindanlarını gezerken istem dışı Yeni Türkü'den Yedi Kule şarkısını mırıldanmaya başlamıştım. Kuş bakışı Selanik'i seyretmek büyük keyifti. Tur rehberimiz en ince detayına kadar anlatıyordu. Yedi Kule Zindanlarından çıkınca yemeğe gittik. Güler yüzlü insanlar, damak tadımıza uyan güzel yemekler ve Yunan ezgileri eşliğinde o günü tamamlamıştık. İkinci gün ilk  olarak Beyaz Kuleyi gezdik. Zafer Bulvarı ,Pavlou Mela ve Milli Savunma caddelerinin kavşağında yer alıyordu. Zafer ismini duymamla beraber bazı anılarım canlanmıştı. Müze olarak kullanılan bu kulenin üst katındaki seyir terasına hayran kalmıştım. Selanik'i deniz manzarasıyla beraber izlemiş olmuştuk. Beyaz Kulenin diğer adının Kanlı Kule olduğunu da öğrendik. 15.y.y. dayanan geçmişi vardı ama hangi tarihte yapıldığı bilinmiyordu. Mimar Sinan'ın yaptığına dair de söylentiler yer alıyormuş. Bu bilgileri edindikten sonra gezimize kiliseleri gezerek devam etmiştik. Bugün gezimizin son günüydü. Çoktan duşumu almış,lacivert askılı elbisemi üzerime giymiş yatakta sosyal medya hesaplarıma bakarken bir yandan da Melis'in banyodan çıkmasını bekliyordum. Mavi ve beyaz renklere hakim odamızı çok sevmiştim bana huzur veriyordu. Önce kişisel hesabımı güncelledikten sonra bookstagram hesabım olan Öznur'un Kitaplığı adlı sayfama göz atmış ,yeni çıkan kitapları listeme eklemiş ve yeni yorumları okumuştum. Melis üzerinde havlusuyla çıkıp yatağın üzerine hazırladığı sarı üzeri beyaz küçük çiçeklerle kaplı elbisesini giymeye başladı.'' Ayy çok güzel bir tatil oldu'' dedi neşeyle şakıyıp bir yandan da saçlarını tarayıp,şekil veriyordu. ''Evet bende çok eğlendim. Gerçeği söyleyeyim bu kadar keyif alacağımı bilmiyordum'' dedim gülümseyerek. ''Arkadaş olmamız da en büyük armağanımız oldu'' gülümseyerek. Bende ona bu konuda katılıyordum. Hiç hesabımda arkadaş edinmek yoktu. Boşuna atalarımız evdeki hesap çarşıya uymaz dememişler. ''Evet hayatımda unutamayacağım bir tatil oldu'' dedim en içten gülümsememle. ''Bugün daha da güzel olacak çünkü rehber alışveriş yapacağımızı ve sonunda bir tavernada eğleneceğimizi söyledi '' dedi küçük çocuklar gibi yerinde duramıyordu. Melis'in en büyük tutkusu alışveriş ve modaydı. Ve moda tasarım mezunuydu. Ama daha işini yapmıyordu çünkü otuz yaşına kadar gençliğini hayatını doyasıya yaşamak gibi karar almıştı. Otuz yaşına geldiğinde kendi tasarım atölyesini açmayı planlıyordu. İlginç bir karardı şimdiye kadar duyduğum ama sonuçta onun hayatıydı. Ailesinin de Edirne'nin sayılı zenginlerinden olmasının da payı büyüktü.İngiltere'de yaşayan ondan sadece iki yaş büyük abisi Giray  dışında başka bir kardeşi yoktu. Melis benden bir yaş küçüktü. Ben de otuz yaşındaydım. Tüm düşüncelerin arasından sıyrıldıktan sonra bavullarımızla aşağıya iniyorduk. Bavullarımızı tur otobüsüne o da anahtarlarımızı da resepsiyona teslim ettikten sonra kahvaltıya girdik. Neşeli muhabbetimiz eşliğinde kahvaltımızı ettikten sonra tur otobüsüne bindik ve son gün turumuza çıktık. İlk olarak Aristotelous meydanına geldik. Burası şehrin ana meydanıydı. Üç tarafı görkemli binalarla çevriliydi. İki gün yaptığım gibi bir yandan tur rehberine kulak kabartırken diğer yandan bol bol fotoğraf çekiyordum. Melis de öz çekim yapıp paylaşıyordu .Tur rehberi buranın Selanik'in en popüler meydanı olduğunu söyledi. Burayı gezdikten sonra Tsimiski Caddesine geldik. Burası alışverişin kalbiydi. Kocaman kitap evlerine hayran olmuştum kitap kurdu olarak. Hediyelik eşya dükkanlarından sevdiklerim için hediye almayı da unutmadım. Melis ise her mağazayı talan etmekle meşguldü. Saatler anlamadan geçtiğinde artık tavernaya gitme vaktimiz gelmişti. Otobüsümüz tavernaya yanaştığında içimde değişik bir şeyler hissetmeye başladım. Otobüsten indikten sonra bu hissi boş verdim. Melis ile gülüşerek tavernaya girdiğimizde Yunan ezgileri kulaklarımıza doldu. Etrafa bakındığımızda ''Yunan Tanrılarının takıldığı yer burası Öznur şuraya baksana hepsi ayrı yakışıklı '' dedi nefesini tutup Tüm Yunanlı erkekleri yercesine bakarak. '' Melis her gördüğün Yunanlı erkeğe aynı tepkiyi vermekten sıkılmadın mı?'' dedim ve grubun arkasına takılıp masamıza doğru ilerlemeye başladık. '' Ben ne yapayım kızım ya . Ben mi dedim bu kadar yakışıklı olsunlar diye'' dedi sesli bir şekilde nefes vererek. Ben ise gözümün ucuyla bile bakmıyordum.Rahat hayatımı bozmaya niyetim yoktu. Masamıza oturduğumuzda mezeler yerlerini almıştı çoktan. Cacık onların dediğiyle dzaziki ,humus ,patlıcan ezmesi, Yunan salatası hepsi birbirinden lezzetli gözüküyordu. Ana yemek olarak da Yunanistan'ın popüler yemeği olarak söyledikleri souvlaki yani çöp şiş geldi. Afiyetle yediğimiz yemeklerimiz ve dinlediğimiz güzel müzikler çok hoşuma gitmişti. Utku'yu minnettardım. İyi ki beni zorlamıştı ve gelmiştim. Tur rehberi Sirtaki öğrenmek isteyenleri ortaya davet edince Melis hemen kolumdan tuttuğu gibi ortaya çıkarmıştı bile. Kimse bu aralar benden ne istediğimi sormuyordu,bende alışmıştım. Tur rehberinin gösterdiği gibi kollarımız omuzlarımıza koymuş ayak hareketlerini tekrarlamaya başlamıştık. Dans grubunda olmanın en büyük avantajını kullanarak hareketleri bir çırpıda kapmıştım.Sol tarafım boştu ve rahat hareket etmeme de olanak sağlıyordu. Birden sol yanımda hareket oldu ve bir kol omuzuma kondu. Bende onun omuzuna koyup hiç sol tarafıma bakmadan sirtaki yapmaya devam ettim. Melis bana doğru eğilerek "Yunan Tanrısı sol tarafına iniş yaptı farkında mısın?"diye sırıtarak sorunca bende ona gözlerimi devirdim. Dans etmeye devam ederken "ilk defa sirtaki yapana göre çok iyisin "deyince bakışlarım sol tarafıma döndü ve huzurlu deniz mavileriyle ,tatlı bir tebessümle  buluştu. "Teşekkür ederim "deyip tebessüm edip bakışlarımı ondan çekip dansa devam ettim. "Rica ederim. Nerden geliyorsun?" diye sorunca tekrar huzur veren deniz mavilerine dönüp "Edirne "deyince yüzündeki gülümseme arttı "Gerçekten mi? Edirne benim ikinci evim sayılır "demesiyle yine içimde  tuhaf bir şeyler hissetmeye başladım. İşin ilginç yanı ise akıcı bir şekilde Türkçe konuşmasıydı. Tamam Edirne'ye geldiklerinde çat pat konuşanları duymuştum ama böylesi ilk kez oluyordu. "Ne güzel "dedim  tatlı bir tebessümle. Çünkü o yüze bakıp da gülümsememek mümkün değildi. "İlk defa mı geldin Selanik 'e?"diye tatlı bir şekilde sorunca "Evet ilk defa geldim "gülümsemeye devam ederek. "Beğendin mi peki?"tekrar soru sorunca adını bay soru makinesi olarak  koydum o an. "Gerçekten çok güzel Selanik , insanları çok sıcak kanlı ve yemekleri de lezzetli kendimi evimde hissettim  "dedim huzur veren deniz mavilerine bakarak. Ben neler söylüyordum böyle.Bana neler yapıyordu bu adam. Tüm vücudum alev alev yanıyordu aynı anda da üşüyordum. Kalbim ise tuhaf bir ritim bozukluğuna yakalanmış  midemin halini ise hiç sormayın. Kesin zehirlenmiştim başka açıklaması olamazdı."Beğendiğine sevindim Selanik 'i."dedi gülümseyerek. O sırada tur rehberi"evet arkadaşlar artık gitme zamanı toplanalım lütfen "deyince  dansı bırakmıştık. Tam Melis ile kapıya doğru gitmek üzere arkamı dönmüştüm ki"Daha adını bilmiyorum.Benim ki Nicolas "diye seslenince Melis benden önce atılıp "adı Öznur. Benden söylemesi çok tatlı bir kızdır "demesiyle yanaklarıma tüm vücudumdaki kan hücum etti. "Evet biliyorum.Tanıştığımıza memnun oldum  "deyince kan üç katına çıktı. "Bende tanıştığımıza memnun oldum"dedim utangaç bir şekilde ve grupla beraber oradan çıktık. Kesin bir sağlık kontrolünden geçmem lazımdı kalbimin durumu pek iyi değildi. Otobüse bindiğimizde  Melis ile yerlerimize geçtik. "Ayyy kızım ya biz oğlanın numarasını almaya unuttuk "deyince bakışlarım ona çevrildi. "Bende önemli bir şey sandım Melis korkuttun beni "deyip parmağımla damağımı kaldırdım. "Önemli tabi kızım nasıl iletişim kuracaksınız?"dedi telaşla."Boşver numara alsak ne olacak o beni aramadı ben onu arayım mı  derdinden başka bir şey değil. Hadi gel yolculuğun tadını çıkaralım "deyip  çıkardığım mp3 player  kulaklığının birini kendime birini ona takıp arkama yaslandım Melis de başını omuzuma koydu.Otobüs hareket edip gözlerimi kapattığımda karşımda beliren tek şey huzur veren deniz mavileri ve buğday sarısı saçlarıyla Nicolas 'ın gülümseyen yüzü olmuştu.

SINIRDA SINIRSIZ AŞK (KALBİMİN SAHİBİ SERİSİ #1) (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin