💉💊 Kalbim Yollarda 💊💉

141 9 0
                                    

Tatilimin bittiğine hâlâ inanamıyordum. Koskoca sekiz gün nasıl geçmişti anlamamıştım. Bugün Bal gözlüm ile geçireceğim tatilimin son günüydü ve akşam üstü yola çıkacaktım. Onu bırakıp döneceğim için kalbim sıkışıyordu , nefes alamıyordum. Onsuz beş dakika bile geçirmeyi düşünemezken beş gün geçirecektim. Tanrım yardımcım olsundu. Artık haftasonlarını dört gözle bekleyecektim. Bizim için yeni bir dönem başlıyordu. Ben düşüncelerimle savaşırken "Ben susadım sevgilim, şuradan su alalım " deyip karşımızdaki büfeyi gösterince "Bence birşeyler yiyelim bal gözlüm. Çünkü ben acıktım "deyince "Tamam olur "dediğinde, gülümseyip "Tava ciğeri yiyelim mi?" diye sordum, yüzünü buruşturup "Ben ciğer sevmem ama köfte yerim "dediğinde şaşkınlıkla ağzım açık kaldı "Nasıl yani ? Edirneli bal gözlüm nasıl ciğer sevmez ?" diye sorduğumda,omuz silkip "Sevmiyorum işte. Kokusunu duya duya doydum "dedi gayet sakin bir şekilde "Çok şaşırdım şuan bal gözlüm "dedim şaşkınlığım sürerken. "Şaşıracak bir şey yok sevgilim. Bursalı iskender yada Adanalı da kebap sevmeyebilir bunlar gayet normal şeyler "deyince tatlı el kol hareketleriyle, küçük bir kahkaha patlattım. Bu kız beni her seferinde şaşırtmayı ve güldürmeyi başarıyordu. Kolumu dürtüp "Hey gülmesene. Burada önemli bir konu konuşuyoruz "dediğinde daha çok güldüm. Öz'üm hayatımda tanıdığım en komik kızdı ve hep öyle olacaktı. Tabi junior bal gözlüm geldiğinde işler biraz değişebilirdi. Bir yandan gülüp bir yandan düşünürken rotamızı Tahmis meydanına çevirdik. Meşhur ciğercide kuyruk olduğunu görünce Öz'üm gözlerini devirdi ve kolumdan çekiştirip Ali Paşa çarşısına doğru götürdü. Orta kapıdan girip karşısındaki kapıdan arkaya tarafına geçtik. Üç ciğerci vardı burada yan yana sıralı bir şekilde. İlk baştakinin önüne geldiğimizde dışardaki boş masaya oturduk. Garson gelip "Hoşgeldiniz. Ne alırdınız?"diye sorunca "İki porsiyon ciğer ve ayran alayım.Sen bal gözlüm? "diye sordum. Gülümseyip "Bende köfte ve ayran alayım "dedi."Tabi hemen siparişlerinizi getiriyorum "deyip yanımızdan ayrıldı. Öz'üm susadığı için küçük bir şişe suyu içip bitirdikten sonra sohbet etmeye devam ederken kısa zamanda siparişlerimiz geldi. Siparişlerimizi masaya dizip , gülümseyerek "Afiyet olsun efendim " deyince"Teşekkürler" dedik ikimiz birden ve garson yanımızdan ayrıldı.Ve yemeklerimizi yemeğe başladık. Neden bilmiyorum ama Öz'ün ciğer yememesine takmıştım. Kendi tabağımdan bir çatal ciğer alıp bal gözlümün tabağına koydum. Kafasını kaldırıp, gözlerini devirdi ve çatalıyla tabağının en ucuna itti. Bu hâli beni gülümsetti. Bu sefer çatalla ittiği ciğerleri alıp , tam ağzına köfteyi atacakken elini tuttum ve ciğerleri yedirdim. Gözleri açılan bal gözlüm ayrana sarıldı. Yarısını içip çiğnemeden yutunca. Gülüp "Bu kadar mı sevmiyorsun?"diye sordum. Parmağını bana sallayıp"Bir daha sakın deneme yoksa olacakları tahmin edemezsin " diye uyarınca, sırıtıp gözlerinin içine bakarken "Bu kadar tepki vereceğini bilmiyordum. Bir daha denemem söz" dedim ellerimi teslim olmuş gibi havaya kaldırdım sırıtarak. Tek kaşını kaldırıp "İyi.İlk defa olduğu için affediyorum seni sarı kızan" dedi sırıtarak ve suyundan içti. Gülmeme sebep olmuştu sarı kızan deyince.Etin her türlüsünü yiyen bal gözlüm ciğerle arası limoniydi.Nedenini bilmiyordum. Çoğunlukla herkesin sebzelerle alıp veremediği vardı. Ben hem onu izleyip ciğerlerimi yerken köftelerini yemeye devam etti. Bir boş anını daha yakalamaya çalışıyordum. Konuyu daha kapatmamıştım. Fırsatını yakaladığım anda tekrar küçük bir parça ciğeri ağzına yolladığımda kalan ayranı kafasına dikti. Kaşlarını çatarak "Bana söz vermiştin. İntikamım acı olacak sevgilim "deyip sinsi bir şekilde sırıttı. Sırıtmasına sırıtmayla karşılık verip "Yoksa benimle bir kick boks maçı daha mı yapacaksın "dediğimde "Zamanı gelince görürsün sevgilim. Ne de olsa intikam soğuk yenen bir yemektir "deyip sinsi sinsi sırıtmaya devam edip ve soğuk suyundan içti. Ve boğazıma bir yumru oturdu. Tanrım ne yapacaktı ? Boşuna tehdit savuran bir kız değildi Öz. İkinci hamleyi yapmamalıydım. Artık iş işten geçmişti. Bal gözlüm her yapacaksa insafına kalmıştım. Ama kendimi affettirmek için de elimden geleni yapacaktım. Yemeklerimiz bitince hesabı ödeyip kalktık. Onun sevdiği şeyleri gözümün önünden geçirdim. Gülümseyerek bal gözlerine bakarken"Limonlu dondurma ısmarlayayım bal Öz'üme "dediğimde, sırıtarak "Ismarla ama yemezler Selaniklim.İntikam planlarım hâlâ devam ediyor"deyince umutlarım Meriç nehrine düşmüştü. Yine de onu dondurma yemek için dondurmacıya götürdüm. Bu sefer Tahmis meydanına gitmeden köşede kalan bir mekandı. Bal Öz'ümün dediğine göre bu mekanın şubeleri Trakya'daki her şehirde vardı. Bal gözlüm en çok buranın dondurmasını seviyormuş. İçerde bir masaya oturup limonlu dondurmalarımızı söyledik. Sohbet etmeye devam ederken bir yandan da Öz'ün ne gibi intikam planı yaptığını düşünüyordum.Yine takılmıştım. Dondurmalarımız gelince yemeye başladık. Ne garipti ilk gün ilk kez onunla dondurmacıda oturup eline pansuman yapmıştım.Tatilimin son gününde yine dondurmacıda oturmuş limonlu dondurma yiyorduk. En sevdiğim iki kokudan biri limon diğeri kahve olmuştu bal gözlüm sayesinde. Yaralanan elini elime aldığımda bana bakıp "Ne oldu sevgilim?"diye sorunca aklımdan geçeni söyledim. Gülümseyip "İlk günümüzü hatırladım "deyince gözleri ışıldadı ve yanakları kızardı. Tatlı tebessümle "İlk gün de limonlu dondurma yemiştik elimin yaralanması yüzünden "deyince "Aslında seninle geçirdiğim her saniye beynime ve kalbime kazındı. Unutmam mümkün değil ve asla unutmak istemiyorum"dedim gülümseyerek. Sevgi dolu gözlerle bana bakarak "Bende.Nereye dönsem,nereye baksam her yanım sen oldun ve böyle olmasından dolayı çok mutluyum "dediğinde ,bal gözlerinden gözlerimi ayırmadan "Bende mutluyum.Hem de çok mutluyum bal Öz'üm. Ve hep mutlu olacağım seninle bundan adım kadar eminim "dedim kalbim ağzımdan çıkacak gibi atarken ve avucunun içine küçük bir öpücük bıraktım. Gözleri yıldızlardan bile daha parlak bal gözleriyle, gözlerime sanki kitap yazıyordu. Her kelime beynime ulaşıp kalbime doğru yol alıyordu. Tanrım. Onu öyle seviyordum ki. Bunun bir rüya olmasından korkuyordum. Dondurmalarımızı yedikten sonra artık bal gözlümü evine bırakıp yola çıkma vaktim gelmişti. Dondurmacıdan çıkıp Kervansarayın arkasındaki otoparka yürümeye başladık. Biraz bakışıp bir kaç kelime ediyorduk ama ikimizde o anın gelmesini istemiyorduk. Arabanızın yanına gelince kapıyı açıp bal Öz'ümün binmesini bekledim. Emniyet kemerini taktım ve kapıyı kapatıp kendi tarafıma geçtim. Arabaya binip çalıştırdım. Gidebileceğim en düşük hızda gitmeye başladık. Benim için Öz'üm ile geçirebileceğim beş dakika bile önemliydi. Yoldan gözümü ayırmak istemesem de küçük kaçamaklar yapıp tatlı yüzüne bakıyordum. Evinin önüne gelince , yavaşça inip kapısını açtım. El ele apartmanına doğru yöneldik. Kapıyı anahtarı ile açıp evinin kapısına olan merdivenleri çıktık. Kilidi açtığında içeri girdik. İlk konuşan o oldu "Haftanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum ''dedi buruk bir tebessüm belirdi yüzünde. "Bir de bana sor bal gözlüm. Ama haftasonu burdayım sadece beş gün "dediğimde, Öz'üm sırıtıp "Hele burda olma.O zaman gelirim Selanik'i başına yıkarım sonra da seni sürükleyerek buraya getirir Meriç 'in köprüsünden sallandırırım Nico "diye tehdit savuruncu gözlerim yerinden çıkaracak gibi oldu. Gülümseyip "Bal gözlüm "dedim sakince "Efendim" dedi meraklı bir şekilde yüzümü inceleyerek "Cinayet romanlarını okumaya ara vermeni öneririm" dediğimde "Neden?"diye sordu şaşkınlıkla "Çünkü beni fena hâlde korkutuyorsun "deyince küçük bir kahkaha patlattı "Korkmana gerek yok Selaniklim. Sen beni bırakmadığın sürece birşey olmaz. Hem ben çıtı pıtı,tatlı,masum bir kızım içimdeki canavarı çıkarmadığın sürece "dedi küçük bir çocuğun masumluğunda. Kafamı iki yana sallayıp "Merak etme Öz'üm onu çıkarmaya hiç niyetim yok benim de " dedim gülümseyerek. Çantasını portmantoya koyup "Az daha unutuyordum "deyip koşturarak mutfağa gittiğinde "Ne unuttun bal gözlüm ? "dediğimde elinde plastik büyük bir saklama kutusuyla geri geldi "Bunu" deyip kutuyu uzattı bana "Bu ne ki ?"diye merak edip sordum alırken "Çikolatalı ıslak kek. Çok sevmiştin "dedi gülümseyerek "İnanamıyorum bal gözlüm ne zaman yaptın "diye sorunca "Sabah erkenden yaptım yolda yersin diye " dediğinde diğer elimle onu kendime doğru çektim ve sarılıp saçlarından öptüm. Buram buram kahve,limon ve kendi kokusunu içime çektim. Ciğerlerime tüm kokusunu doldurdum. "Bu kadar sevineceğini bilsem daha önce yapardım "dedi kıkırdayarak yüzü göğsüme yaslı bir şekilde. Gülümseyip bal gözlümün yüzünü görmek için ayrılınca o tatlı gülüşüyle ve pespembe yanaklarıyla karşılaştım. ''Seni çok fena hâlde seviyorum " dediğimde "S 'agapó" deyince şaşırarak ona baktım. Öz 'üm az önce Yunanca seni seviyorum mu demişti ? Tanrım kalbim artık isyan ediyordu bu kadar sevgiye. "Sevgilim sen Yunanca mı biliyorsun?" diye sorunca şaşkınlıkla ,omuz silkip "Bir kaç kelime öğrendim gezide ama bunu yeni internetten öğrendim "dedi sırıtarak. Benim için Yunanca mı öğreniyordu ? Bu kadar düşünceli bir kız olabilir miydi ? Dil problemimiz yoktu üstelik. Gülümseyerek "Eğer istiyorsan ben sana seve seve öğretebilirim bal Öz'üm "dediğimde "İsterim tabi ki Selaniklim. Hiç istemez miyim?" dedi sırıtarak. "Haftaya başlayalım o zaman derslere" dedim kendimden emin bir şekilde "Tamam başlayalım Selaniklim " dedi hevesli bir öğrenciye dönüşerek. "Tamam bal Öz'üm. Ama artık yola çıkmak zorundayım "dediğimde suratı düştü "Dikkatli ol yollarda sevgilim ve gidince,mola verince mutlaka ara. Ben arayıp dikkatini dağıtmak istemem "dedi telaşlı bir şekilde "Sakin ol bal gözlüm.Merak etme sen" dedim gülümseyip alnından öptüm. Kaşlarını çatarak "Etme deme. Sen benim sevgilim değil misin?"diye sorunca "Tabi ki sevgilinim "dedim bir çırpıda. "O zaman ederim Uykucu Şirin" dedi sırıtarak benim de gülmeme sebep oldu. "Et ama çok merak ettiğinde ara. Kenara çekip cevaplarım "dediğimde "Tamam " dedi gözlerimin içine bakarak. Küçük bir öpücük de dudağına bırakıp "Sende kendine dikkat et bal gözlüm" dedim gülümseyerek kutumu alıp evden çıkıp, merdivenlerden indim. Apartmandan çıkarken dönüp el salladım.Arabama yürüdüm ve binip derin bir nefes aldım. Gözümden akan yaşları sildim. Kutumu yan koltuğa koydum, arabamı çalıştırıp yola çıktım kalbime eklediğim ikinci bir kalple.

👓👟💉💊👓👟💉💊👓👟💉💊👓👟

Nico ile geçirdiğim dokuz gün çabucak bitmişti. Nasıl su gibi akıp geçmişti. Yaşadığım en güzel günler oldu. Bunları düşünürken birden aklıma geldi Nico'm apartmandan çıkarken. Mutfağa hızlıca gidip sürahiyi doldurdum ve anahtarları alıp çıktım evden. Arabası hareket ederken gözlerimi kapayıp tüm güzel günlerin ardından akmaya çalışan yaşlarımı durdurmaya çalışırken sürahiyi döktüğümde "Sağol prenses ama ben evden çıkmadan duş almıştım " deyince gözlerimi açıp karşımdaki manzara ile kahkahamı tutamadım. Utku sırılsıklam olmuştu. Ne zaman gelmişti ki."Kızım senin psikolojin bozulmuş. Ağlayacağını beklerken kahkaha atıyorsun "dedi beni sırıtarak sürerken. "Özür dilerim. Orada olacağını tahmin etmemiştim " dedim gülmemeye çalışırken. "Eh bir dahaki sefere gözün açık dökersin suyu ''deyip sırıtarak arabasının bagajına doğru yöneldi. Açıp siyah bir tişört çıkardı. Bana doğru yürüyüp "Ver bakalım anahtarını da üstümü değiştireyim sende arabada bekle "dedi elini uzatarak. Eline anahtarı ve sürahiyi verip "Bunu eve bırakıp, portmantodan çantamı da al bir zahmet "deyince gözlerini devirdi "Emrin olur prenses. Az ye de uşak tut "dediğinde, dudağımı büküp "Ama daha yeni sevgilimi uğurladım ve beş gün göremeyeceğim " dedim iç çekerek. "Tamam tamam getiriyorum hemen "deyip sürahiyle apartmana girdi. Bende arabasına yürüyüp, bindim.Koltuğa yayıldım ve radyoyu açtım. Çünkü aşk şarkılarıyla sevgilim gelene kadar kafa bulmayı planlıyordum. Tabi izin verirlerse. İki şarkı dinlediğimde Utku üzerine giydiği kuru tişörtle apartmandan çıktı. Arabaya binip çantamı ve anahtarlarımı uzatıp "Hey dudak bükme prenses.Bak göz açıp kapayana kadar gelmiş olacak. Hem sayılı gün çabuk geçer" dedi çenemi tutup kaldırarak. İçimi çekip "Biliyorum ama yine de onu özleyeceğim.Ne yapayım? "dedim omuz silkerek''Evet iyi yanından bak. En azından askere gitmiyor eniştem"dedi sırıtarak. Yüzümü buruşturup "Haklısın "deyince, sırıtıp "Ben her zaman haklıyımdır prenses " dedi göğsünü kabartarak. Göz devirip "Tabi canım " dedim alaylı bir şekilde. Sırıtarak "Hadi gidip biraz kafa dağıtalım mı?" diye sordu."Dağıtalım bakalım "deyince yola çıktığımızda "Açılın alemler biz geliyoruz "dedi neşeli bir sesle. Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadım. Benim ise aklımda olan tek şey Selaniklim ve huzur veren deniz mavileriydi. Çünkü kalbim onunla beraber yollara çıkmıştı. Mavi gözlü prensimin evinin yollarına...💉💊💙

Devam edecek...👓👟💉💊

SINIRDA SINIRSIZ AŞK (KALBİMİN SAHİBİ SERİSİ #1) (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin