Final.

581 35 38
                                    

10.12.2017

"Seni sevdiğimi."

Jonghyun bu sefer gerçekten kalbinin yerinden çıkacağını sandı. O zamana kadar yaşadığı bütün heyecanlar geçerliliğini yitirmiş ve o an en üste yerleşmişti. Gözlerini kocaman açarak ona bakarken dirseğinin üstünde doğruldu. Doğrudan gözlerine biraz önce duyduğunu doğrulatmak ister gibi sordu.

"Ne dedin?"

"Ah yapma, bunu yeniden söyleyebileceğimi sanmıyorum."

"Doğru duydum değil mi," dedi bu cevabı karşısında. "Beni sevdiğini söyledin değil mi? Beni sevdiğini mi söyledin? Beni seviyorsun öyle değil mi? Gerçekten mi? Yoksa şu an kalbimin kırık olduğunun farkındasın ve bu yüzden bunu mu söylüyorsun? Eğer bu yüzdense bu kalbimi da-..."

Sustu. Daha doğrusu dudaklarına kapanan dudaklar karşısında susmak zorunda kaldı. Sae Eun yüzünde masum bir gülümseme ile ona baktığında Jonghyun'un şaşkın bakışları karşısında gülmekten kendini alamadı.

"Üzgünüm. Başka türlü nasıl susturabilirim bilmiyordum," dedi, dudağını ısırırken.

"Sae Eun ben," bir anda doğruldu. Sae Eun da karşısında dizleri üstüne oturdu. Jonghyun'un yanakları kızarıyordu. Yanakları mı kızarıyor? "Sen yani beni seviyorsun. Ben şu an ne diyeceğimi bilmiyorum. Sanırım şu an kalp krizi geçireceğim."

"Jonghyun sakin ol," dedi, gülerken.

"Sae Eun. Sen biraz önce senden duyabileceğim en güzel şeyi söyledin," dedi, ciddi bir yüz ifadesiyle.

"Abartma Jonghyun," dedi, başını iki yana sallarken.

"Abartmıyorum. Daha bu sabah biteceğini sanıyordum. Şimdi karşımda durmuş bana beni sevdiğini söylüyorsun. Biraz önceye kadar ne halde olduğumu tahmin bile edemezsin."

Çenesinden tutup yüzünü kendine çevirdi. Diğer eliyle topuzundan kurtulan saçını kulağının arkasına attı ve yaklaşıp yanağından öptü. Geri çekilirken dudakları hafifçe yukarı kıvrılmıştı. Ve Sae Eun gözlerindeki yoğun duygu geçidini görebiliyordu. Gözler yalan söyleyebilir mi?

"Ben bunu anlayabildiğini sanıyordum."

Bu tamamen düşündüğü şeydi işte. O kendine bile itiraf edememişken Jonghyun'un onu anlayabileceğini sanıyordu.

"Bir gün önce yıktığım duvarların ertesi sabah yeniden inşa edilmiş olduğunu görürken mi? Bu bana sürekli seni zorluyormuşum gibi hissettirdi."

Sae Eun anlayamıyordu. Jonghyun'un ona olan hislerinin nedenini anlayamıyordu. Bu hislerin altında ezileceğinden korktu o an. Onu, onun kadar sevemeyeceğinden korktu.

"Seni kırmaktan korkuyorum," diye fısıldadı, elini yanağına koyduğunda. Jonghyun gözlerini kapatıp yutkundu.

"Sen beni kıramazsın Pinokyo," dedi, gözleri hala kapalıyken. "Çünkü ardından gülsen hemen iyileşirim."

"Ya gülmezsem?"

Gözlerini açtı. Gözlerindeki duygular hüznün yoğunluğunun arkasına gizlenmişti sanki.

"O zaman bu sana gülmeyi unutturacak kadar kötü bir şey yapmışım anlamına gelir. O zaman kırılmak benim başıma gelebilecek en iyi şey olur."

Sadece gözlerine bakmaya devam edebildi. Böyle güzel düşünen birini hak ediyor muydu gerçekten?

"Seni senin kadar güzel sevemezsem, bu kadar çok sevemezsem ne olacak?"

Our Season | Jong HyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin