XXXII.

285 20 17
                                    


Şimdi bunu unutmamanı sağlamam gerekiyor.

Eli kazağının altında daha yukarı çıkarken bu beş kelime beyin kıvrımlarına çarparak yankı yapıyordu. Dağınık uzun saçlarını eline doladığını saç derisindeki gerginlikten fark etti. Bu şekilde başını arkaya çekerek dudaklarının boynunda ve omzunda daha rahat dolaşmasını sağlıyordu. Bir de onu saçlarından çekerek yatırmayı, kendisinden kaçmasını engellemesini kolaylaştırıyordu.

Buna gerek yok ki. Zaten istesem de kaçamam, diye düşündü Sae Eun. Uzuvları yine işlevini kaybetmiş onun sıradaki hamlesini bekliyor gibiydi. Neden karşı koyamıyorum? Neden bana bunu yapmasına izin veriyorum?

Saç dipleri rahatladığında sırtının koltuğa değdiğini ancak fark etti. Diz kapaklarında hissettiği avuçlarına bakmak için gözlerini açtığında Jonghyun'un hamlesini görmek için geç kalmıştı. Bakış açısında Jonghyun'un öfke ve arzuyla kaplanmış gözlerinden başka bir şey yoktu. Jonghyun üzerindeki sweatshirtü çıkarmış ve bacaklarının arasındaki yerini almıştı çoktan. Dudaklarını dudaklarına bastırıp tehditkar bir şekilde hareket ettirirken elleri belinin iki yanında usulca hareket etti. Kazağın iki ucundan tutup yavaşça yukarı sıyırdı. Yüzünde çarpık bir gülümsemeyle geri çekilirken kazağını da başından çıkarıp kollarında bıraktı.

Parmak uçları çıplak gövdesinde gezintiye çıktığında yeniden eğilip başını omzu ve boynu arasındaki oyuntuya soktu. Emerek aşağı doğru inerken Sae Eun bu hareketin sonunun ne olduğunu biliyordu. Görüşü buğulandı.

Dudaklarını göğsünde hissettiğinde elleri koltuğun ahşap kolçağa saplandı. Göğüs ucunu ısırdığında inledi. Dili göğsünde daireler çizerken Sae Eun kalçasını ona doğru itti. Bu Jonghyun'un sessiz kahkahasına neden oldu.

Dudakları diğer göğsüne giderken sol elinin işaret parmağı belinin sol tarafı boyunca ilerleyip pantolonunun belinde düğmeyi bulana kadar yana kaydı. Dudakları göbek deliğinin çevresinde dolanırken bulduğu düğmeyi açtı. Teninde izler bırakarak kasıklarına indiğinde elleri pantolonunu ve külodunu biraz aşağı çekti. Sae Eun yardım etmek ister gibi kalçasını yukarı kaldırdığında Jonghyun bir elini kasığına koyup kalçasını koltuğa geri itti. Sağ elinden destek alarak kendini yeniden yukarı çektiğinde Sae Eun sıradaki şeyi yanlış tahmin ettiğini anladı. Parmak uçları külodunun içine girip bacak arasına ilerlerken inlememek için dudağını ısırdı. Bir parmağı içine girerken Jonghyun kulağına fısıldadı.

"Şunu unutmamanı istiyorum," kulak memesini emip boynuna yönelirken devam etti. "Sana bu şekilde dokunacak tek kişi ben olacağım."

Bir parmağını daha eklerken Sae Eun başını yukarı kaldırıp omzunu ısırdı. Jonghyun iç çekip boşta olan eli yeniden saçlarına dolarken kafasını geri çekti. Dudaklarını boynuna kaydırıp emerek çenesine çıkarırken Sae Eun, Jonghyun'un dudaklarının bu hareketinin teninde birkaç iz bırakacağından emindi.

Dudaklarını dudaklarına dokundurduğunda yeniden fısıldadı. Nefesi dudaklarına çarpıyordu.

"Unutma. Tenindeki bütün izlerin tek sahibi ben olacağım."

Dudaklarını sertçe öpüp alt dudağını ısırarak geri çekildi. Bir parmağını daha eklerken yine fısıltıyla konuştu.

"Gözlerini aç Sae Eun, sana bunu yaparken göz bebeğimdeki yansımanı görmeni ve anlamanı istiyorum."

Gözlerini açıp gözlerine baktığında gördüğü zevk, onu orgazma onu daha yaklaştırdı. Kadınlığı içinde hareket eden parmaklarının etrafında kasılıp zirveye yaklaştığını haber verirken Jonghyun parmaklarını çekti.

Our Season | Jong HyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin