XIII.

320 29 13
                                    


"Kendine bir bak Kim Sae Eun, kalbinle mücadele ediyorsun."

Eğer bir çizgi film karakteri olsaydı o an yaratıcı onu çenesi ayaklarına değecek kadar açılmışken çizerdi. Jonghyun arkasını dönüp ritmik adımlarla mağazaya ilerlerken bu şekilde arkasından baktı. Beyni ve uzuvları arasındaki iletişim kopmuş gibiydi. Aslında o an bütün evrenle ilişkisi kopmuş gibiydi. Zaman durmuş ve o an sadece zihninde o cümle yankılanıyordu.

"Kendine bir bak Kim Sae Eun, kalbinle mücadele ediyorsun."

Gözlerini kapatıp açtı. Zaman yeniden akmaya başlayıp kulağına dünyanın geri kalanının sesi dolarken derin bir nefes aldı. Kafasını sallayıp bunların saçmalıktan ibaret olduğunu söyleyerek mağazaya girdi. Prova odasına giderken kendini, işine odaklamaya ve geri kalan her şeyin varlığını reddetmeye adamıştı.

Kapıyı iki kez tıklayıp açtığında Ha Ra ile karşılaştı. Soyunma kabininin önünde Jonghyun'un çıkmasını bekliyor olduğunu düşündü. Hafifçe başını eğip selam verdikten sonra geçen sefer oturduğu kadife koltuğa ilerledi. Montunu üstünden çıkarıp ikiye katladı ve koltuğa bıraktıktan sonra kendisi de yanına oturdu.

"Çay?" diye sordu, hala ona bakmakta olan Ha Ra.

"Olur, teşekkür ederim," dedi, tebessüm ederken. Kadın kapıdan çıktığı sırada Jonghyun da kabinden çıkıyordu. Ha Ra'nın olmadığını fark ettiğinde kabinin yanındaki büyük boy aynanın karşısına geçti. Üstündeki gömleğin yakalarını iliklerken aynadaki aksine baktı. Onu gördüğünde gömleğindeki elleri dondu. İfadesiz yüzünde biraz önceki hayal kırıklığının birkaç saniyeliğine yeniden gördüğünü sandı, Sae Eun.

Sae Eun gözünü kaçırıp ne yapacağını düşünmeye başladığında kapının açılıp içeri Ha Ra'nın girmesiyle rahatladı. Kadın Jonghyun'un yanına giderken arkasından giren kahverengi saçlı genç kız elindeki fincanı ona uzattı. Sae Eun iki eliyle aldığı fincanı masaya bırakırken kıza gülümseyerek teşekkür etti.

Ha Ra bakışlarını ona çevirip yeniden Jonghyun'a baktı.

"Bireysel menajerin rahatsız olduğu için seninle sanıyordum. Sanırım Jung Hoon hala rahatsız."

"Birkaç ay ara verecekmiş. Yeni bireysel menajerim Sae Eun."

Kadın dönüp yüzünde o Sae Eun'ın içini ısıtan gülümsemeyle ona baktı.

-

"Sanırım kostümlerde bir sıkıntı çıkmadı?" dedi, Ha Ra. Üçü mağazanın çıkış kapısının orada beklerken.

"Hayır, her şey mükemmel," dedi Jonghyun'un kadının omzuna dokunurken.

"Buna sevindim."

"Ben de. Bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim," dedi Jonghyun, hafifçe eğilirken. Bunun alaycı bir tavır olduğunu anlayabiliyordu Sae Eun. Ha Ra ve Jonghyun'un yakın olduklarını biliyordu.

"Beni tercih ettiğin için ben teşekkür ederim."

Geri çekilip birbirlerine gülümserken bakışları Sae Eun'a döndüğünde yüzü ifadesizliğe büründü. Bu durum canını sıksa da Sae Eun, takmamaya çalışarak Ha Ra ile vedalaşıp otoparka doğru ilerledi. Jonghyun arabaya yaslanmış onu bekliyordu. Sae Eun kapıyı açıp arka taraftan dolaşıp arabaya bindi. VCR çekimi için stüdyoya gitmek için navigasyona adresi girdiği sırada.

Our Season | Jong HyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin