XXIX.

385 20 31
                                    

(soundtrack 1: TAEYEON - C O V E R U P)

Gece boyunca yatakta yorgan ve yastıkla boğuşurken Cuma gecesi başlayıp Cumartesi bütün gün devam eden ve asla son bulmayan tehditleri düşünmüştü. Aslında Cuma günü Jinki'nin dizisini izlerken gitmeye karar vermişti fakat Jonghyun gece mesaj atıp gelip gelmeyeceğini sorduğunda gelmeyeceğini söylemişti. Evet kabul ediyordu. Bu Kore'de yaşamaya başladıktan sonra yaptığı en büyük hataydı. Jonghyun o gece boyunca mesaj atmaya başlayıp Cumartesi günü de durmamıştı. En son mesajlar gece yarısı kesildiğinde uyuyakaldığını düşünmüştü Sae Eun.

Jonghyun'un buraya gelip onu alacağı düşüncesi bile onu korkutuyordu. İki kat altında oturan liseli kızların Jonghyun buraya kadar gelip onu aldığını gördüklerinde verecekleri tepkiyi gözünde canlandırınca yatakta sıçradı. İki gündür dokunamadığı telefonu eline alıp tehdit mesajlarını görmezden gelerek mesaj attı.

-

Yediyi beş dakika geçerken telefonuna gelen mesaj bildirimi ile gözlerini açtı.

Kimden: Pinokyo

"Yemeğe geleceğim ama bir şartım var."

Kimden: Pinokyo

"Beni almayacaksın. Kendim geleceğim."

Beyninin uyanmasını beklerken mesajları tekrar okudu. Beyninde gökkuşağı olarak beliren yazıyı görünce mesajlar şimdi anlam kazanıyordu.

Bugün Pazar!

Şirket yemeğinden bahsediyordu Sae Eun. Bu akşam olacak ama dün ve Cuma gecesi bütün uğraşlarına ve tehditlerine rağmen ikna edemediği yemekten bahsediyordu.

Geliyor.

Yataktan neredeyse sıçrayarak kalktı. Giyinme odasına girip kıyafetlerine göz gezdirdi. Eğer hala yurtta kalıyor olsaydı bu konuda Kibum'un fikrini alabilirdi. Dudaklarını büzerek giyinme odasının ortasına oturup yüzünü elleri arasına aldı.

Ne giyeceğim?

Kalkıp duşa girdi. Suyun altında hareketsiz bir şekilde dururken aklında hala bu soru vardı. Düşünceli hali hareketlerine yansımış gibi yavaş yavaş saçını şampuanladı. Beyninde bir ampul yandığında hızla durulanıp duştan çıktı.

Üzerine tişort ve şortunu geçirip odadan çıktı. İki oda ilerideki kapının önünde durup kapıyı kıracak gibi yumruklarken aynı anda bağırıyordu.

"Noona! Noona! So Dam! Kim So Dam! Aç kapıyı. Çok acil bir durum var! Hadi ama!"

Anahtar sesini duyduğunda geri çekildi. Tek gözü kapalı bir şekilde kapıyı açan So Dam'ı omzundan geri itip odaya girdi.

"Yardımına ihtiyacım var."

"Jjong? Ne oluyor?"

"Akşam şirket yemeği var. Ne giyeceğim? Aklımda birkaç bir şey var ama karar veremiyorum." Aynaya bakıp ıslak saçlarını elleriyle geri tararken yatağa yüzüstü uzanıp yok olmayı deneyen So Dam'a dönüp konuştu.

"Saçlarımı da şöy-... Noona! BANA YARDIM ETMELİSİN. UYUMANIN SIRASI MI?"

"Soot yödü!" dedi So Dam, kafasını gömdüğü yastıktan kafasını kaldırmadan.

Jonghyun omuzlarından tutup yüzünü kendine çevirdi. Köpek yavrusu bakışını atarak ona baktı.

"Noona. Lütfen. Bu yemek benim için çok önemli."

Our Season | Jong HyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin