16 - Boşluk

226 14 15
                                    

16 - Boşluk


Kendimi yine karanlığın kollarına bıraktım, tek sığınağım olan karanlığa..

Sırtımı duvara yasladım, dizlerimi karnıma kadar çektim, odadaki karanlığı dinledim, ruhum yine bir araftaydı, yine kayboluyordu.. İntikam istiyordum, bunu biliyordum, bundan emindim ama Emir... o mahvediyordu herşeyi, Ateş'in kızgınlığı, öfkesi bu yüzdendi, kaybolduğumu görüyordu.. hangi yolu seçersem seçeyim, ölecektim.. Emir'in dedikleri sadece hayaldi, ben mutlu olamazdım, iyi bir insan olamazdım.. olamadım da..

Böyle ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum, güneş doğmadan yine sokaktaydım, boş boş yürüdüm öyle saatlerce, yorulunca bir bank bulup oturdum, sigara paketinden son sigaramı alıp yaktım..

O intikamdan sonra öleceğimi biliyordum, Emir'i seçersem de vicdanım beni öldürecekti, iki yolun sonu da ölümken, seçme şansım olduğunu pek düşünmüyordum..

'Ama yine de bir şansın olsaydı, Emir'i seçmez miydin ?'

İşte bu soru, beni mahveden bu soru, beni arafta bırakan bu soru..

İnsan bilmediği bir duyguyu merak eder mi ? Bilmediği bir şey için, amacından vazgeçer mi ?

'İnsan' ne yapar bilmiyorum ama ben vazgeçmem, bu kadar kinlenmişken, bu kadar kötü olmuşken pes etmem.. edemezdim..

Sabah oldu, bir ekmekçiye girip kendime atıştırmalık birşey aldım, oradan çıkıp kendime sigara paketi aldım ve sonra mekana kadar yürüdüm, 1 saaten fazla yürüdükten sonra, mekana girdim, sırtımı bir duvara yaslayıp kendimi yere bıraktım.. Daha 1 hafta önce ameliyat olan biri için fazla yormuştum kendimi

"Hayalet ? Noldu ? Gel tutun bana kalk"

Falko koluma girip beni yerden kaldırdı, içeri kadar yürüyüp, beni bir koltuğa bıraktı

"Yüzün kireç gibi" dedi bana bir bardak su uzatarak, "Dikişlerin açıldı mi ?", gözleri karnıma kaydı

"İyiyim.." dedim suyu içip ona bardağı geri uzattım, "Biraz fazla yürüdüm"

"Dinlen istersen burada" deyip durdu, "Ya da şey, eve gidelim en iyisi"

"Ateş hala kızgın mi ?" Diye sordum

"Biraz" dedi

Falko beni odada bırakıp çıktı, biraz kaldım böyle, boş tavana baktım saatlerce, sonra kendime gelince ayağa kalkıp Ateş'in odasına girdim

Bütün adamlar toplanmıştı, içerde şık giyinmiş bir adam vardı, yüzü hiç yabancı gelmiyordu ama kim olduğunu çıkaramamıştım.

"Ateş, adamlarına kapıya vurmaları gerektiğini öğretmiyor musun ?"

"O dersten kaldıysam demek" deyip adamın karşısına oturdum

Ateş sanki çok büyük birşey yapıyormuşum gibi kocaman açtığı gözlerini bana dikti, "Tanıştırayım sizi, Eda bizim baş tacımız", Ateş'le göz göze geldik, 'baş tacı', ben mi ?

Alayla gülümsedim, adam bana baktı, "Biz daha önce tanışmıştık" dedi gözlerini benden ayırmadan, "Gerçekten mi?" Diye sordu Ateş

Boşluk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin