OYUNCAKLAR

4/ BÖLÜNME

İsminin Gina olduğunu öğrendiğim kadın iki gruba ayrılmak zorunda olduğumuzu ve bunu kendimizin yapması gerektiğini söyledi. Bir an icin tereddüt ve gerginliğin olduğu süreçten sonra bir kişi ileri çıktı yüksek bir taş buldu ve tırmandı. Boyu uzun , atletik yapıda kaslı biri. Görünüşü tam bir lider. Herkese tek tek bakıp gülümsedi. Fakat gülümsemesi hoş değil aksine insanı korkutan cinstendi.
" şimdi aranızdan seçim yapacağım. Ve seçtiğim kişiler benimle gelecek." dedi. Bir çocuk öne çıkıp " hey sen kim oluyorsun? Burda bir lider varsa sen değilsin" diye söylenmeye başladı. Iri çocuk zıplayarak aşağı indi ve konuşan çocuğun yanına geldi. Bir anda boynunu tuttu ve küçük bir el hareketi ile boynunu kırdı. Bir çatırdama ve hırıltılı duyuldu. Bir çok insan şaşkın ve korkmuştu. Bazıları ağlamaya başladı bile. Sanırım anında ölmüştü. Cansız bedeni olduğu gibi yere yıkıldı.
Gina uzun boylu çocuğun yanına geldi ve adını sordu.
"Matt" dedi. Adını söyler söylemez Gina neresinde sakladığını bilmediğim bir bıçağı çıkardı ve hızlı bir hareketle Matt'in yüzüne savurdu. Ancak Matt gözünü bile kırpmadan öylece duruyordu. "Tanrım! Bu nasıl bir kaçık böyle " diye içimden geçirdim. Gina Matt ' e zarar vermemişti ama bıçağı iki gözünün hizasında tutuyordu. Matt ise sadece sırıttı ve eli ile bıçağın keskin yerini kavradı. Bıçağı aşağı doğru bastırarak " indir şunu artık Gina " dedi. Gina indirmedi bıçağı ama Matt kuvvet uygulayarak indirmeye başladı. Matt ' in elinden kan akıyordu ama yüzü ifadeden yoksun hiç acı çekmiyor gibiydi. Sonra Gina gülümsedi ve "bu yıl gelen savaşçılar sanırım iyi iş çıkaracak " dedi. Ardından arkasını dönüp eski yerine yerleşti. Matt ise insanları seçmeye başladı. Seçtikleri kişiler gerçekten güçlü görünen ve cesur olduklarını düşündüğüm kişilerdi. Sanırım ne yapmaya çalıştığını anladım. Kendine takım seçiyordu. Güçlülerin olduğu ve kolayca ilerleyebilecekleri , kendilerini savunacak bir takım olacaklardı. 8 kişi seçti. 9. kişi ise " Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama bu insanları ölüme terketmek olur. Ben size katılmıyorum" dedi. Ne demekti şimdi bu. Biz kalanlar ölecek miydik? Ne demeye çalışıyordu? Sonra etrafıma baktım. Sanırım haklıydı. Geriye kalan 5 kişi bende dahil olmak üzere zayıf , korkan , şaşkın ve hiçte güçlü görünmeyen kişilerdi. Matt ise gayet sakin bir tavırla " emin misin ? Güçlü görünüyorsun. Bu eziklerin arasında ölürsün. Hatta sen ölürken bu ezikler arkasına bile bakmadan kaçabilir. " dedi. Ona karşı çıkan çocuk ise cevap vermedi ve sadece omuz silkip " olabilir " dedi. Matt ve takımı ( artık bir takım oldular) bizden ayrıldı ve kalacakları yerlere gittiler. Biz ise hiç bir şey söylemeden bekledik. Geldiğimizden beri ağlayan kızın hıçkırıkları duyuluyordu sadece. Matt ' in takımına katılmayan sarışın , düz saçlı, mavi gozlu , uzun boylu ve güçlü görünen kişi ağlayan kızın yanına gitti. Elini omzuna koydu ve gözünün içine bakarak " biraz daha cesur olmalısın. Burada sadece Güçlüler ayakta kalır. " dedi. Hepimize tek tek bakarak gülümsedi. Onun gülümsemesi Matt ' in ki gibi korkunç değil aksine güven vericiydi. Sonra bize bir baş hareketi yaptı ve kalacağımız yere doğru ilerlemeye başladık.