19/ YAŞAMAK

53 9 0
                                    

Bir kaç saatlik uykudan sonra takımım ile birseyler yedik. Birazda sohbet edip olanları anlattık. Hepsi beni tebrik etti , hatta Karn --" seni şerefsiz! Bütün eğlence sana kaldı. Bizde boş boş şehirde kuru gürültü yaptık" dedi. --" merak etme bir kaç saat sonra bol bol eğlencen olacak" dedim ve hep birlikte gülmeye başladık.

Diana da artık daha çok gülüyor. Hatta bazen konuşmalara bile katılıyor. Güldüğü zaman çok güzel oluyor... Başımı çevirip bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırıyorum.

Kumandan geldi ve beni çağırdı. Sanırım Generaller benimle görüşmek istiyormuş. Tabanımı yere bıraktım ve arkadaşlara veda edip kumandan ile birlikte merkez binaya doğru yola çıktık.

Generaller ve sınıf ustaları toplanmışlar. Ben gelince bana bakıp hemen hemen hepsi gülmeye başladı. Bu kadar hoş karşılanmak benide çok mutlu etti. General Mike oturmamı söyledi ve bir sandalye gösterdi. Bende geçip oturdum ve dinlemeye başladım.
--" arkadaşlar savunma planı yapmamız lazım. Bilginiz gibi karşımızda bizim iki katımız kadar ordu ve bir sürü trol olacak. En hızlı ve en öldürücü şekilde bu canavarları nasıl bu diyardan Azad edeceğimizi düşünmeliyiz. " dedi kışla komutanı.
--" bence taktik aynı olmalı ama bu sefer dışarı asker çıkarmayalım yukarıdan ok ve büyülerle büyük zararlar verebiliriz. Hem akademi büyücü ustası büyük hasarlar veren büyülere sahip" dedi baş rahip.
--" evet sanırım onları yok edecek bazı şeyler biliyorum ama bu benim için bile fazla enerji tüketici. Ama yinede bişeyler yapabilirim. Sanırım bir kaç yüz goblini halledebilirim tek seferde. Ama bu büyüleri en fazla iki defa kullanabilirim. Bu yüzden zorda kalmadıkça kullanamayacağım" dedi gözlükleri düzeltirken baş büyücü. Avcı ve suikast ustası olan Gina ( artık usta demiyorum. Ona Gina dememi istedi) söz aldı.
--" bildiginiz gibi benim elimde 5 adet laboon ağacından yay ve bir sürü ok var. Bu oklar Çeliği bile delebilir. Bu yüzden beş kişi bulup surların üzerinden trolleri indirebiliriz. Ama derilerini delmek için yaklaşmaları gerekiyor"
Laboon ağacını duymuştuk. Çok nadir bulunan ve cok sağlam bir ağaç. Bu yüzden sadece çok üst düzey kişilerde bu ağaçtan yapılma silahlar bulunur. Ağaç o kadar sağlam ki , laboon ağacından yapılma bir sopa ile bir taşı parçalamak mümkünmüş.
--" Sanırım bu söyledikleriniz ise yarayabilir. Geriye sadece dayanmak kalacak. Ama beklemeden ve durmadan saldıracakları için işlerini de çabuk bitiririz diye düşünüyorum." Dedi 2. General.
--" bir şeyi unutuyoruz! " diye sesimi yükseltince odada bir sessizlik oldu. General Mike --" neyi Kull? "
--" şu büyük trol. Hani 10 adam boyunda olan ilk gün gördüğümüz trol. O yaratık kapıları kırabilir. Hatırlayın elinde 2 insan boyunda koca bir çekiç vardı. Bu bize zarar vermez mi? Ayrıca göğsünde de kalın zırh başında miğfer vardı. Yani oklarla onu öldürmek çok zor. Ölene kadar çoktan kapıları kırabilir. "
--" yine dikkatinden birşey kaçmadı Kull " diye gülümsedi bana Gina. Gerçekten çok çekici bir kadın. Beni en çok şaşırtan şey ise benden sadece 2 yaş büyük olması.
--" ama bir yolu olabilir" dedim. Herkes konuşmaya devam etmemi bekliyor. --" bu yaratık gördüğü herşeye saldıracak. Peki ya göremezse? " 2.general bir anda doğruldu ve --" o zaman sağa sola saldırır. Nereye geleceğini bilemeyiz"
--" amaç bu olmalı zaten. Onları kendi silahı ile vurmalıyız. Kapıları göremezse surlar onu durdurur. Bu sürede zaten sağa sola saldıracağı için diğer goblinler ve troller onu yok edecekler. Tanı büyük trol içlerinden bir kısmını ezdikten sonra " diyip bilmiş bir ifade ile sırıttım.
--" yani kazan ve kazan taktiği olacak bizim için değil mi Kull? " dedi Gina. Bana gülümsemeye devam ediyor. Hoşuma gitmediğini söyleyemem.
--" Gina sen o yaratığı kör edebilir misin? "
--" tabiki , hallederim. Kuşları bile gözünden vurabilirim. O yaratığın gözü ise kafamdan bile büyük" dedi. Sanırım artık herşey tamam. Biraz daha düşünüyorum ge herhangi bir eksiğimizin olmadığını anlıyorum. Gerisi sadece savaşmak ...

Toplantı bitince herkes görevlerini öğrendi. Ben yine surlara çıkacağım. Diğerleri ise savaşı yönetecek. Gina beni yanına çağırdı ve yardım istedi. Laboon ağacından yapılma silahları alacağız gizli mabetten. Aslında mabetten gizli değil sadece adı öyle.

Birlikte yürürken Gina koruma girdi. Çok şaşırdım ve sadece --"usta? " diyebildim. Sadece gülümsedi ve --" gerçekten bu insanları sen kurtardın. O ahmaklara kalsa şimdiye çoktan şehir katliam yaşayacaktı. Çok cesur ve zeki birisin Kull" dedi ve önüne dönüp kolumu bıraktı. Yanakları mı kızardı yoksa bana mı öyle geliyor?

Uzun süredir sormak istediğim bir soru vardı. Şimdi sorabilirim sanırım.--" benden iki yaş büyük olmana rağmen nasıl usta oldun" diye sordum. Derin bir nefes alıp verdi ve konuşmaya başladı. --" insan boş boş bekleyerek güçlü olamaz. Yada tanrı bir gece ansızın gelip sana güç vermez. Gücü kendin elde etmek zorundasın. Bütün savaşçılar sadece teknik öğrenip ekipman peşinde koşarken ben sürekli çalıştım ve tekniklerde ustalaştım. Şu an hala ava çıkıyorum ama günün diğer yarısında hala çok az uyuyup daha çok çalışıyorum. Çalışmadan güçlenmek yoktur Kull" dedi ve yine gülümsedi.

Aslında haklıydı. Biz de Hans öldükten sonra daha çok çalıştık ve daha güçlü olduk. Ondan öncesinde sadece yaşamaya çalışıyorduk güçlü olmaya değil.

Yay ve okları alıp surlara döndük. Uzaktan sesler geliyor. Geliyorlar! Goblin ordusunun tamamı geliyor ama bu sefer düzen denen birşey yok. Galiba planımız işe yaradı. En önde ise büyük trol var. Sanırım kurt binicileri de sürüye katılmış. Artık bir ordudan çok bir sürü gibiler. Surlara yaklaştılar. Gina hazırlandı. En büyük trol koşmaya başladı bile. Artık herşey şehre bağlı ve elimizden tek birşey gelebilir:
YAŞAMAK !

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin