26/ GÖLGELER

55 9 0
                                    

     Pencereden hafif bir esinti giriyor odaya. Ginanın bahçesinde bulunan çiçeklerin kokusu hafif esintiye eşlik ediyor ve odanın içinde dans eder gibi ordan oraya geziniyor. Yatak ise çok  yumuşak ve sıcak , hele Gina ile birlikte daha sıcak ... Uzun zamandır saman üzerinde yatmaktan hep böyle bir yatağın hayalini kurardım.

       Ginanın evi gerçekten sade ama güzel. Hemen hemen bütün eşyalar ahşap ve koyu kahve renginde. Dışarda olduğu gibi hemen hemen her odada vazolarda çiçek var. Bu kadın bana teknik öğretirken resmen kök söktürüyor , ağzımdan burnumdan kan gelene kadar dövüyordu. Böyle sert bir kadın şu an kollarımda mışıl mışıl uyuyor. Kokusu öyle güzel ki içime bir daha çekmek istiyorum.

        Uyurken sanki nefes almıyor gibi , göğsü minik bir kuş gibi inip kalkıyor uykunun tatlı kollarında onu kucaklıyor. Dalgalı saçları dağılmış dudakları ise hala kırmızı. Yastığa gömülmüş bir kolunu üzerime atmış uyuyor.

     Biraz kıpırdanmak istedim. Sanırım hareketsiz bir şekilde onu izlemekten olsa gerek sırtım ağrıdı ve biraz hareketle kendimi rahatlamak istiyorum. Ama bilmediğim şey ise Ginanın uyuma şeklini değiştirmesi oldu. Sanırım hareket etmem onu rahatsız etmişti. Ben hareket edince oda sırt üstü yatmak için döndü. Dönünce üzeri açılmıştı. Bir göğsü görünüyordu. Sanırım onu tekrar istiyorum. Yanına yaklaştım bir kaç santim ama bir gözünü açıverdi.
--" beni izlemek hoşuna gitmiş olmalı. Gözlerini alamadığın şeylere dokunmak istersen söylemen yeterli" dedi , asi ve şımarık prenses olmuştu birden.
--" dokunmak istediğim senin yüreğin ... ama bunlara da Hayır demem"
Üzerine eğildim ve bir kez daha birlikte olduk.
 
      Yataktan çıkınca akşam olmak üzere olduğunu farkettim. Ama bu esinti ve çiçek kokusu öyle güzel geliyor ki biraz daha yapabilirim. Ama Karnım çok aç. Zaten sabahta fazla bişey yememiştim. Sağolsun takım arkadaşlarım bütün lokmalarımın boğazımda kalmasını sağlamıştı.
  
     Bu düşünceler yeniden zihnimde belirmeye başlayınca hala öğrenmem gereken şeyler olduğunu hatırladım. Gina gece beni Nerede bulmuştu , beni nasıl Hana getirdi. Sabahtan akşama kadar hem uyuyup hem birlikte olmuştuk. Bu yüzden pek konuşmadık, daha doğrusu konuşmaya gerek duymadık. En iyisinin onunla yemek yerken konuşmak olduğunu düşündüm.

    Gina çoktan avluya çıkmıştı. Ama onun avlusu daha çok bir verendaya benziyordu. Ayrıca fırın çatı altında duruyor,  etrafında ahşap masa ve tabureler var. Masa üzerine özenle bir çiçek yerleştirilmiştir. Sanırım Gina çiçekleri çok seviyor. Zaten ona baktığımda bende bir çiçek görmeye başladım. Hem güzel kokan hemde dokunmak isteyeceğim türden bir çiçek.

    Gina üstüne uzun bir gömlek giymişti. Ama iç çamaşırı olmadığı için yine davetkar bir tavrı var. Zaten bu kadının her hareketi kendine davet eder gibi. Güzelliği yanında vücudu da bunu sergiliyor. Ama tabiki herkese böyle bir ima yok...

     Farkettim de Gina mutfak konusunda gerçekten başarılı gibi. Bıçağı kullanış şekli çok ustaca ve etleri fazla simetrik şekillerde kesiyor.  Ama söyle bir düşününce o bir Avcı ve suikastçi ustası. Bıçaklar onun doğasında var. Artık onun bir uzvu , vücudunun bir parçası gibiler. Bıçakları kullanırken ellerini görmek bile gerçekten zor. Et ve yumurtadan yapılan bir çeşit sebzeli omlet yapacağını düşünüyorum. " yardıma ihtiyacın var mı? " arkasına döndü , yine çok çekici  ...
--" eee şey,  istersen peynirleri doğrayıp reçelleri kavanozlardan alabilirsin. Ha bide ekmeği dilimlemeyi unutma. Dün gece pişirmiştim hala taze olmalı"

      Gina gerçekten beni çok şaşırtıyor. benim hatırladığım sert usta şu an mutfağa giriyor,  yemek yapıyor hatta gece ekmek bile yapıyor. Ayrıca evinin her yerinde çiçekler var. Sanki Gina sert görünüşü altında aslında narin bir çiçek olduğunu fısıldamak istiyor gibi. Bende artık onu sert bir kadın olarak değil , kopartılmaması gereken bir çiçek olarak görüyorum. Sanırım duygularım konusunda artık kararsız değilim.
 
       Güneş ufaktan batmak üzere. Zindana giden savaşçılar dönüyorlar. Aklıma takımım geldi birden. Acaba Zindana girdiler mi?  Acaba başlarına bişey geldi mi?  Ne kadar canavar avladılar ki? Bensiz plan yapabildiler mi acaba?  Sokaktan geçen savaşçıları dalıp gitmiştim. Gina bunu farketmiş olmalı ki bana seslendi. Beni anladığını belirten bir gülümseme belirdi yüzünde. Biraz daha huzur verdi bana bu hali. Ama sonra Gina gözlerini benden kaçırıp bana değil arkama bakmaya başladı. Gözleri kilitlendi adeta.

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin