21/ YÜKSELİŞ

62 8 0
                                    

      Savaşın üzerinden 3 gün geçti. Herşey yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Savaştan sonraki 15 gün boyunca kimse ava çıkmayacak. Şehir yönetimi bu konuda yasak koydu. 150 den fazla kurt binicisi hala ormanda. Ava Gina , kışla komutanı , baş rahip ve baş büyücü çıktı sadece. Onların bir takım olduğunu bilmiyordum. 15 gün içinde ormanı temizleyip döneceklerini söyledi Gina.

        Gina'nın bana olan tavrı çok değişti. Gitmeden önce Hana bile geldi beni görmek için.
--" Kull,  içimde bişeyleri harekete geçirdin. Bu hissi sevdim" dedi ve gitti. Ne demek istediğini anladım sanırım ama bilmiyorum... Aklım çok karışık. Ayrıca birde Diana meselesi var. Oda çok değişti. Her gün Hana bizi ziyarete geliyor. Genelde benim yanımda oturmaya özen gösterip tabağımı felan yıkıyor. Garip bir şekilde ismimi söylerken yanakları kızarıyor. Bir keresinde şehirde dolaşmak istediğimde yanımda gelmek istedi. Yol boyunca konuşmadık ama ayrılırken --" hoş birisin..." diyip hanına döndü. Bu sabah ise gelip bizimle birlikte kalmak istediğini söyledi. Nedenini ise param az kaldı diye açıkladı. Ama ona inanmak bizim için çok zor. Sonuçta son Avda 50 ye yakın altın kazandı.

        Öğle yemeği için handa toplandık. Tork yine güzel bişeyler yapmış. Çok güzel kokuyor. Bizde avluda toplanıp sohbet ediyoruz. Karn yine bizi güldürüyor. Ama onunda değiştiğini hissediyorum. Kızlara daha nazik davranmaya başladı. Tamam ara sıra ağzından kaçırdığı şeyler oluyor ama genel olarak iyi gidiyor. Ayrıca Nia ile olan yakınlığı gözümüzden kaçmıyor. Nia cesur bir kız. Bu tarz şeyler onu utandırmıyor. Aksine yüreğini tüm cesareti ile açıyor.
  
      Sohbet esnasında bir asker Hana geldi ve --" efendi Kull! ( başını eğdi ve selam verdi. Az önce bana efendi dedi sanırım? ) Général Mike sizinle görüşmek istedi. Müsait olduğunuzda merkez binada sizi ağırlamak istediğini söyledi." dedi. Söyledikleri ile çok şaşırdım ve öylece baka kaldım. Asker bunu farketmiş olmalı ki --" efendi Kull!  Cevabınız nedir?  Générale ne söylemek istersiniz ?" dedi. Kendimi toparladım hemen.
--" tamam , birazdan gelirim siz gidebilirsiniz " dedim. Asker arkasını döndü ve kapıda selam verip çıktı.

      Sessizlik içinde ilk konuşan Karn oldu. --" bu adam sana efendim mi dedi?"  Diye her zamanki gibi aklında olanı söyledi. Heny kıkırdadı --" savaşta yaptığın şeylerle çok popüler oldun Kull.  Ama hakkını vermek lazım. Senin yaptıkların sayesinde bugün yaşıyoruz. " dedi.
--" hadi ama bişey yaptığım söylenemez. Ayrıca bizler hayatta kalırdık çünkü bir yeminimiz var" diyip zoraki gülümsedim. Yine yaptım işte ortamı berbat ettim.
     --" haklısın bir yeminimiz var. Kull! Biz bir takımdan öte dostuz. Bu yüzden her zaman birlikte kalacağız. Bizi çok iyi yerlere getirdin bence. Sen olmasan hala zayıf goblinlerden bile kaçan Korkaklar olacaktık. Bu yüzden biz birlikte güçlüyüz. " dedikten sonra gülümsedi Nia. Sonra bütün arkadaşlarım bana bakıp minnet dolu gözlerle baktı. Hepsi mutlu gibi sanki. Diana bile... --" Ben en iyisi Generali bekletmeyeyim" diyip arkadaşlarıma veda ettim.
  
       Kısa bir yürüyüşten sonra merkez binaya geldim ve içeri girdim. Généralin olduğu odaya gidip kapıda beni görmesini sağladım. Beni görünce gülümsedi ve ayağa kalktı.
--" hoşgeldin Kull"
--" hoşbulduk efendim" gösterdiği sandalyeye oturdum.
--" Savaştan sonra nasılsın?  Gerçekten ip ile atlayıp yaptığın şu şey çok ilginç ve müthiş bişeydi"
--" ben sadece aklıma gelen en mantıklı şeyi yapmaya çalıştım efendim"
--" ama bunu oradaki kimse yapmadı. Hatta sınıf ustaları bile oradaydı ama bunu yapamadılar değil mi?"
--" şey... bilmiyorum belki akıl edemediler. Eminim onlarda aynı şeyi yapabilirdi. "
--" Hayır Kull,  sendeki şey farklı keskin zekan yanında cesursun. Ayrıca baskı altında bile en doğru kararları verebiliyorsun. Uzaktan şu kurtlarla olan mücadelenizi izledim. O taktiği sen söyledin değil mi?"
--" evet efendim başka türlü o kurtlara karşı kazanmak mümkün değildi"
--" bak işte bende bundan bahsediyorum. Sen kazanmayı biliyorsun Kull. Strateji kurup anında uygulamaya koyabiliyorsun. Bu bir yetenek Kull , bir yetenek! "
--" ben emin değilim efendim. Sanırım şanslı günümdü"
--" Şansın bizi kurtarmadı , sen kurtardın. Neyse ... lafı çok uzatmak istemiyorum. Bu şehrin senin gibi insanlara ihtiyacı var. "
--" bu yüzden ava çıkıyorum zaten efendim. Bu ülkeyi korumak için. "
--" Hayır öyle değil. Eğer sende istersen seni orduda görmek isterim. Sağ kolum ol. Bak benim daha ne kadar sürem kaldı bilmiyorum. Yaşım geçiyor ama belki bir on sene kadar sana rehberlik edebilirim. Ben ölünce baş general olarak sen devam edersin. Ne diyorsun? "

    Bunları duyduğuma çok şaşırdım. Bu gerçekten beni çok gururlandırdı. Ama bu iş bana göre değil. Dostlarım asla orduya katılmaz. Bende onlar olmadan katılmam. Sanırım bu iş olmayacak. Çok büyük bir fırsatı kaçıracağım ama olsun. Dostlarımla birlikte olmak daha iyi. Yinede Généralin yanından ayrılırken düşünceğimi söyledim. Hemen reddedip gururunu kırmak istemiyorum. Ama yarın kararımı ona açıklarım.

     Hana döndükten sonra herşeyi olduğu gibi arkadaşlarıma anlattım. Hepsi kabul edeceğimi düşünüp suratını astı. Ama onlara Hayır dedim. Şimdi daha mutlular. Diana yanımda otururken elime dokundu ve --" kaldığın için mutluyum " dedi. Bir an içimde birşeyler oldu. Ama tarif etmek zor. Aynı şey Gina koluma girincede olmuştu. Sanırım duygularım konusunda kararsızım. Ama kimseyi kırmak istemiyorum. Şimdilik bekleyip ne hissettiğimi anlamak daha iyi olur.

       Gece olunca güzel muhabbetten sonra herkes yatağa gitti. Ben avluda kaldım , çünkü düşünmek istediğim şeyler var. Oturduğumuz yere uzanıp gök yüzünü izlemeye başladım. Aklıma bir sürü şey geliyor . Hans , Gina , Diana , Généralin söyledikleri , savaş ve geleceğimiz... hepsini ayrı ayrı düşünüp değerlendirmek gerekiyor. Gözüme büyük bir yıldız göründü onu izlemek bana huzur verdi. Gözümü kapatmak istedim biraz. Uyumayacağım ama bu iyi gelecek.
 
       Bir an birşey hissettim Ve gözlerimi açtım. Karşımda Diana var. Saçları aşağı sarkmış , hafif eğilmiş bana bakıyor. Karanlıkta bile gözleri ışıl ışıl. Burda olması beni çok şaşırttı. Kalkmak istediğim zaman göğsümden ittirip izin vermedi. --" bekle sana söylemek istediğim şeyler var. " dedi ve ben uzanırken yanıma oturdu. Bedeni bana değiyor ama çekilmiyor. Elimden tuttu gözlerinden yaşlar süzüldü. --" sizden önce bir takımın vardı. Gerçekten çok iyi dostlardı. Ayrıca çok güçlüydüler. Ama birgün zindanda taş adamların arasında kaldık. Hepsini ama hepsini tek tek öldürdüler. Onları iyi etmek için büyü gücüm kalmamıştı. Hepsinin ölümünü gördüm. Ama sonra kaçtım. Hiç durmadan kaçtım. O günden sonra sadece yaşamak için ava gittim ve kimse ile dost olmak istemedim. Çünkü kimseyi kaybetmek istemiyorum. Ama sizde benim gibisiniz. Kaybınız var ve onun için mücadele ediyorsunuz. " gözyaşlarını elinin tersiyle sildi . --" bana bir amaç verdiniz. Sizin sayenizde artık gülmek daha kolay. Ve sen... sen... neyse boşver" diyip ayağa kalktı .
  Hemen uzanıp kolunu yakaladım. --" ben ne? " dedim . Gözlerimin içine baktı . --" sen bir ahmaksın Kull " diyip gülümsedi. Üzerime Eğildi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Sonra koşarak odasına çıktı. Bu çok tuhaf bir şey ...

       Ertesi gün Généralin yanına gittim ve ona bu iş için uygun olmadığımı daha doğrusu bunu istemediğimi söyledim. Ama benden bir söz aldı. Eğer yine bir savaş olursa orduya ve komutanlara yardım etmemi rica etti. Tabiki yardım ederdim. Sonuçta bu diyarda dengeyi kuran bizdik. Biz olmasak bu diyarın yarısından fazlasını kapsayan Allia çoktan bu diyarı eline alırdı. Ayrıca insan soyunu da yok ederdi.

      General beni anlayışla karşıladı. Ama minnetini göstermek istediğini bu yüzden bir kaç hediye kabul etmemizi istedi. Ne olduklarını bilmiyorum ama geri çevirmek hakaret olurdu bu yüzden kabul ettim. Hediyelerin akşam handa olacağını söyledi ve ayrıldık.

       Akşam tam 6 sandık geldi . Hepsinin üzerinde ayrı ayrı isimlerimiz yazıyor. Sandıkları açınca ağzımdan tek bir şey çıktı . --" wowww! "

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin