25/TUTSAK

48 9 3
                                    

      "Efendim göndermeye hazırız"
"Tamam gönderin. Herşeyin yolunda olduğuna eminsiniz değil mi?"
" Şu an olumsuz hiç bir şey yok efendim. "
"Tamam oyuncakları yollayın"
----------------------------------------------------
     Her sabah olduğu gibi Tork yine aşağıdan sevimli ve coşkulu sesiyle bağırdığında hepimiz uyanmış olduk. Gözlerimi zor açtım , sanki hiç uyumamış gibiyim. Ama zar zorda olsa kalktım. Karn sadece Günaydın demekle yetinmişti. Ne olduğuna anlam vermemiştim çünkü Karn her zaman çok konuşkan biri olmuştur.

      Yataktan destek alarak kalkmaya çalıştım ama vücudum söz dinlemiyor
Her ne kadar yatağa tutunmuş olsamda yine de yere düşmekten kurtulamadım. Karn hemen yanıma koştu ve beni kaldırdı. --" ne oldu ? Iyi misin? "
--" evet , yani şey iyiyim galiba. Sadece benim  biraz başım döndü. Belkide yorgunluktan olmuştur. Bilmiyorum yani ..."
--" hadi aşağı gidelim , birşeyler yesen iyi olur. Yüzünde çok solgun görünüyor. Belkide hasta oluyorsundur ha?"
--" olabilir , bilmiyorum ama iyiyim dostum merak etme" diyip Karn'a tutunarak aşağı indim. Karnımdan öyle bir ses geldi ki Heny bir an ürperdi. Ardından " çok acıkmış gibisin gelde kahvaltını yap " diyip kıkırdadı. Hemen yanına oturup tabağımı aldım. Diana bu tarafa hiç bakmıyor. Nia ise Karn ile konuşuyor. Zaten Tork ve Heny genelde sessizce yemeklerini yerler.

      Öyle acıktım ki kahvaltıyı son hızla yemeye başladım . Bir elimde ekmek diğer elimde yumurta bazen peynir ... tabi reçel ve ezmeyi unutuyorum. Hepsini çok hızlı yiyorum. Tork'un sesi beni kendime getirdi. " Kull çok acıkmış gerçekten de. Istersen biraz daha peynir ve ezme kaldı yiyebilirsin" dedi. Karn ise " bebek yüzlü ! Yoksa dün yemek yemeden mi yattın" dedi. Onun bu söylediğine çok şaşırdım. Çünkü dün yemek yediğimi hatırlamıyorum. Biraz durup hafızamı yokladım. Şu an hatırladığım  şeyler sadece Ginanın yanından ayrılmam, ondan sonra biraz Dianaya sarılmamı hatırlıyorum ama gerisi yok. Bu düşünceye dalmışken Diana sitem dolu bir ifadeyle " tabiki yememiştir. Gece Gina usta ile birlikteydi. Zahmet edip Hana geldikten sonra tekrar onun şefkatli kollarına güzel vücuduna koştu değil mi Kull? " dedi. Söylediklerinden tek bir kelime dahi anlamadım. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Dianayı biraz hatırlıyorum ama sonrası yok. Gina ile nasıl bulunmuş olabilirim. Sadece "ben ... ben bilmiyorum. Yani en son seninle konuştuk ( sadece sarıldığmızı hatırlıyorum ama bunu öylece söyleyemezdim) ondan sonra ne oldu ne bitti hatırlamıyorum" diyebildim.

       Diana şimdi kızmış gibiydi sert bir dille " yalan söylemene gerek yok ! Yüzüne bakılırsa gece iyi vakit geçirmişsiniz. Artık ne halt içtiniz bilmiyorum ama sabaha karşı Gina resmen taşıyarak getirdi seni. Gizlice odana bırakıp gitti. Sen o an sarhoş olduğun için bunları hatırlamıyorsun zaten dimi Kull? Zaten senin bazı şeyleri bilmemek yada hatırlamamak için her zaman sebeplerin olur değil mi?" dedi.
--" Ben dediklerinden hiç birşey hatırlamıyorum. Yani ne diyeceğimi bilmiyorum. Bütün bunlar ne zaman oldu bilmiyorum. "
Karn " o kadar içme bir daha. Sabah az kalsın bayılıyordun. "
Nia " Kull sana neler oluyor böyle?  Bak eğer yaşadıkların ağır geliyorsa biraz mola verebilirsin. Karn senin yerine bir süre liderlik yapabilir"

      Bunlar ne diyor böyle , hatırlamadığım bir şey için hep birlikte beni yargılıyorlar. Buna hakları varmış gibi hemde. Buda beni fazlası ile kızdırdı tabiki. Öfkeyle ayağa kalkıp ilk defa takımıma sesimi yükselttim. " siz ne diyorsunuz be! Hatırlamıyorum diyorum bunun nesini anlamıyorsunuz? " sonra Dianaya döndüm. "Bana doğruyu söyle ! Dün gece seninle konuşurken sarhoş muydum? "
     
      Diana biraz afalladı sadece kekeleyerek " Hayır , hiç değildin hemde"
 
--" bak Diana senden ayrıldıktan sonrasını hiç hatırlamıyorum. Senden ayrılırken sarhoş değilsem eğer Ginanın yanına gittiğimi hatırlamam gerekmez mi?"
      Diananın gözleri birazda olsa büyüdü hem tepkim hemde söylediklerim birazda olsa takımda birşeyler olduğunu anlaşmasını sağlamıştı. Ama sonra Diana başını iki yana sallayıp " doğru söylediğini düşünmüyorum. Özür dilerim Kull ama bir süre benden uzak durman hem ikimiz için hemde takım için daha iyi olur"

      Ne ? Takımdan uzak durmak mı ? Dianadan uzak durmak mı?  Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Hem öfke hem üzüntü hissediyorum. Diana yalan söylediğimi düşünüyor hatta benden uzak kalmak istiyor. Bu kadar mı güvenilmez biriydim ben? Hayır! Bugüne kadar asla kimseyi yarı yolda bırakmadım ve asla takıma yalan söylemedim. Eminim diğer arkadaşlarım buna karşı çıkacaktır.

     --" arkadaşlar , Diananın ne dediğini duydunuz mu? "

     Nia --" duyduk Kull"
--" eee? Bişey söylemeyecek misiniz? "
     Nia sözcü oldu sanırım. Ayağa kalkıp tek tek diğer arkadaşların yüzüne baktı sonra " bence Diana haklı , bu şekilde bize zarar verirsin. Bence bir süre dinlen en iyisi. Zindanda kimseye zarar gelmesini istemeyiz " deyince içimde müthiş bir üzüntü baş gösterdi. Takımım bana sırtını mı dönüyor? Hemde onlar için yaptığım onca şeyden sonra.  Hemde hiç hatırlamadığım birşey yüzünden.

      Bütün takım arkadaşlarımın kararını merak ediyordum ama hiç biri bana bakmıyordu. Ya başlarını yana çevirmiş yada aşağı eğmiş bekliyorlar. Bu gerçek olamaz!  Beraber aç kaldığım , beraber yemin ettiğim ve yeminimi tuttuğum , beraber ölümden döndüğüm arkadaşlarım bana şu an resmen sırtlarını dönüyor. O kadar öfkeliyim ki elimdeki tabağı kırdığımı elimdeki ıslaklık sayesinde anladım. Tabak kırılıp elimi kesmişti. Bu acı birazda olsa kendime gelmemiş sağladı. Hiç birşey söylemeden odaya çıktım. Hazırlanmam gerekiyor.

      Ranzanın altindaki keseyi aldım. Zırhımı ve ekipmanlarımı kuşandım. Yanıma da bir kaç çamaşır alıp aşağı indim. Hiç birşey söylemeden keseyi Karna yavaşça havadan attım. Yine hiç birşey söylemeden arkamı döndüm. Ama Henynin sesi beni durdurdu.
" Kull nereye gidiyorsun? "
"Zindana !"
Karn " aptallaşma Zindanda tek başına kalamazsın. Kull mantıklı düşün sen böyle şeyler yapacak biri değilsin. Gel şöyle otur. Bak bizi terketmeni istemedik senden. Sadece ava çıkınca bu sorunlar bize zarar verebilir. Zarar gören kişi sende olabilirsin. Biz senin iyiliğini düşünüyoruz. "
" iyilik mi?  Hatırlamadığım birşey için beni yargılamak benim iyiliğim mi?"
Nia " yapma Kull sana inanmak istiyoruz ama sen bize makul birsey vermiyorsun"

     Buna daha fazla cevap veremezdim. Öfkem iyice artmıştı. Eğer devam edersek birine karşı ağır konuşmaktan korkuyorum. En iyisi sessizlik... arkamı dönüp giderken takımdan bir kaç kişinin " Kull yapma bekle " dediğini duydum ama hanın kapısı çoktan arkamdan kapanmıştı.

     Hızlı hızlı şehirde yürüdüm. Niyetim Zindana gitmek ama meydandan geçerken bir anda gözüm kutsal ağaca takıldı. Daha önce hiç kutsal ağaca baktığımı hatırlamıyorum ama tuhaf bişey olduğunu hissediyorum. Ama o kadar öfkeliyim ki bir kaç dakika daha beklersem sinirden bağırabilirim. Buda benim isteyeceğim türden birşey değil. Bu yüzden kutsal ağacı arkamda bırakıp Zindana doğru yola koyuldum.

     Zindan yolu üzerinde Ginanın evi var. Onun evini görünce bir anda aklıma Diananın söyledikleri gelmişti. Benim şu hatırlamadığım şeyler... birseyler öğrenmeliyim diye düşünüp onun evinin sokağına döndüm. Umarım birşey olmamıştır ve Takımım yanılıyordur diye ümit ediyorum.

      Ginanın evinin kapısına geldim ve tereddüt ederek kapının tokmağını tıklattım. Bir süre bekledim ve kapıyı Gina açtı. Yine ona baka kaldım , çünkü üzerinde uzun gecelik gibi bir elbise vardı. Üstelik biraz transparan denilebilir. Dizlerinin üzerinde ve sadece ip gibi iki askısı var. Bedenini sarıyor ve vücut hatlarını ortaya çıkarmış. Saçları hafif dağınık sanırım hala uyuyordu. Öylece ona bakarken içimden ağlamak geldi ama yapamadım. Bütün bu şeyler , aklımı çelen sorular ne zaman bitecekti. Desteğe ihtiyacım vardı.

      Kapıdan içeriye doğru bir adım attım ve Gina ile dip dibe geldik. Gözünü benden ayırmadı , bende ondan ayırmadım. Şu an ona karşı koymak benim için çok zordu. Ona doğru daha da sokuldum ve kapıyı arkamızdan kapatıp sol kolumla belini sardım. Sonra eğilip dün onun bana yaptığını bende ona yaptım.

     Bir süre sonra kendimizi onun yatağında bulduk. Şu an gerçekten içim rahat ve mutluyum sanki. Ginada öyle görünüyor. Tenine dokunuyorum , yüzünü okşayıp dudaklarını öpüyorum. Oda aynı ilgiyi bana gösteriyor. Ona sarılmak gerçekten benim için heyecan verici. Şu an tüm bedenini hissediyorum hemde herşeyini. Bir süre sonra kendini benim kollarıma bıraktı ve istediğini anlayıp kendimi ona kenetledim.
    
        Sanırım artık duygularım daha net. Karar vermek için böyle bir kıvılcım gerekiyormuş. Bu zamana kadar hep tutsak kalmışım duygularım arasında. Ama artık bu mahkumun özgürlük vakti geldi ...

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin