20/ CESARET

61 9 0
                                    

    Gerçekten korkunç bir manzara. Dev trolün bize doğru koşması bile yerin sarsılmasına neden oluyor. Arkasından diğer trol ve goblinler geliyor. Artık bir ordu değil karşılarındakileri yok etmek isteyen bir grup canavarlar.
     Troller koşarken goblinleri eziyorlar. Aslında bu yaptıklarının farkındalar mı acaba? Bunu görmek bile bizim için rahatlatıcı. Sanırım herkes benim gibi düşünüyor. Hazırlıklar tamamlandı. Bütün askerler yerlerine geçti bile. Büyücüler ateş topu için hazırlandı. Aynı anda saldırı olacak.
      Gina öne çıktı ve yayını kaldırdı. Bir ok yerleştirdi. Gerdi ve sakin bir şekilde bıraktı. Ok yaydan çıktıktan belkide bir saniye sonra büyük trolün sol gözüne saplandı. Trol acıyla bağırdı ve elindeki çekici yere düşürdü. Çekicin altında goblinlerin cansız bedenleri var. Tabiki bu trolü durdurmaya yetmez. Gözündeki oku gözüyle birlikte çıkardı. Okun ucunda koca bir balon gibi sarkan göz var.- Bu yaratıkların beyinlerinde bir sorun var bence- . Trol tekrar koşmaya başladı ama Gina tekrar yayına ok yerleştirdi ve gerdi. Bu iş kolay olacak diye düşünüyorum.
    
       Nerden geldiğini anlamadığım bir ok Gina'nın omzuna isabet etti. --" Hayır ! " dediğimi hatırlıyorum. Hemen koşup yere düşmeden içe tuttum. Nia ve birkaç kişiyi çağırıp laboon yaylar ile trolün gözünü vurmalarını söyledim. Hemen geldiler ve yayları aldılar ok atışlarına başladılar. Bende Gina'yı daha geriye çektim ve oku omzundan çıkardım. Bir şifacı çağırdım. En azından ona iyileştirme büyüsü yapabilir. --" Gina ! Ben yardıma gidiyorum. " diyip Nia ve diğer Okçuların yanına koştum. Halen vuramadılar. Farkettim ki laboon yayını kullanmak onlar için çok zor. Yayı gerdikleri zaman kolları titriyor. Gina'nın bunu nasıl becerdiğini anlayamıyorum. Sanırım çok çalışmış olmalı.

      Dev trol büyük bir hızla gelip kapıya omuz attı. Surlar bile yıkılır sandım. Sarsıntı o kadar fazlaydı. Ama bişey olmadı. Kapı bu darbeye dayandı ama ne kadar dayanır bilmiyorum. Çünkü diğer trollerden 4 tanesi çekici getiriyor. Şimdi işimiz bitti işte. Bir şeyler yapmalı ama ne? Bir anda beynimde bir Şimşek çaktı. Ve kapının o tarafa doğru koşmaya başladım. Matt ve takımı orada.

       Trol omuz ile kapıyı kıramayacağını anladı. Arkasına döndü ve çekici beklemeye başladı. Dört trol bile çekici zor getiriyor. Bu sırada Okçular ve Büyücüler saldırıya devam ediyor. Goblinler sur dibine kadar geldi. Aşağıda tam bir kıyım yaşanıyor olmalı.
 
     Matt'in takımının yanına geldim ve --" Matt!  En güçlü arkadaşlarını topla bana yardım edin şu trolü halletmem lazım " dedim. Hemen yanındakilerden 3 kişiyi seçti ve kapının üzerine geldik.
--" ne yapacaksın? " diye sordu. Belime bir yandan ip bağlarken bir yandan da --" ben atlayınca arkadaşların ile ipi yukarıya çek. Şansım olursa ölmeden tekrar çıkarım " dedim. Matt ne yapmak istediğimi anlatmıştı. Baş işareti ile "tamam" dedi ve ipin ucunu yakaladılar.
  
      Bu sırada trolün çekici geldi. Eline alır almaz kapıya sağlam bir darbe indirdi. Kapı çok şiddetli sallandı ama hala dayanıyor. Bir darbe daha ve kapı çatlamaya başladı. Acele etmem gerek. --" bir , iki , üç! " bağırarak aşağı atladım. Elimden geldiği kadar yüksek sesle bağırmaya çalışıyorum. Korktuğum için değil trolün dikkatini çekip yukarıya bakmasını sağlamak için bağırıyorum. Bunu da başarabildim. Trol yukarı baktığında belimdeki bıçağı çıkardım. Tam trolün alnına inmiştim. Hızlı bir hareketle gözünün üstüne gelip bıçağı sapladım ve boydan boya gözünü yardım. Trol acı bir çığlık atıp elini bana doğru savurmaya başladı. Ama Matt ve takımı beni kurtarmıştı. Hızlıca beni çıkarı çekmeye başladılar. Trolün bir eli ayağıma çarptı . Canım çok yandı ama yukarı çekildiğim için tekrar aynı yerde ayağımı bulamadı.

        Surun üzerine çıkınca Matt baş parmağı ile bravo işareti yaptı ve savaşa döndü. Biraz dinlenmem gerekiyor. Bu kadar heyecan yüzünden kalp krizi geçirebilirim. Soluk alırken Diana'yı gördüm . Uzaktan bana bakıyordu. Ne yaptığımı görmüş olmalı. Bu çok tuhaf az önce bana güldü mü o? Hafifçe elimi kaldırıp selam verir gibi yaptım. Savaşa devam etti. Arkama dönüp baktığımda ise Gina ve Général Mike şaşkın gözlerle beni izliyor. Gina gülümsedi ve devam et anlamında bir işaret yaptı. Kendisi ise surlardan aşağı iniyor. Omzunu tutmasına bakarak tam iyi olmadığını anlayabiliyorum.

      Aşağıdan değişik sesler geliyor. Dev trol sağa sola bazende surlara çekici ile vuruyor. Her vuruşunda etrafa goblinler yada bir kaç trol uçuyor. Sanırım vurduğu herşey oracıkta bu diyardan ayrılıyor.  Ama fazla zamanı yok. Çünkü diğer Troller savaşı bıraktı ve ona yöneldi. Tam planladığımız gibi olacak. Keşke biraz daha geç olsaydı ama olsun. Buda iyidir.

      Troller Dev trole kaya fırlattı. Dev trol çok etkilenmedi ama acayip sinirlendi. Arkasına dönüp ormana doğru bağırdı ve Çekicini bir sağa bir sola savurarak ilerlemeye başladı. Önüne gelen herşey yok oluyor. Troller hep birlikte hücum etti. Dev trolün üzerine atladılar. Trol yere düştü ama halen çok güçlü. Eline geçen her trolü parçalıyor. Hatta bir tanesinin ısırıp kafasını bile kopardı. Ama artık sonu geldi. Diğer Troller bedenine defalarca mızrak soktu yada topuzları ile vurdu. Zorda olsa havadaki Eli bir anda yere düştü ve son nefesini verdi.

      Bu bizim için çok iyi olmuştu. Çünkü dev trol bir kaç yüz goblinlerin ve bir sürü trolü halletmişti. Geriye sadece 20 ye yakın trol kaldı. Sanırım onlarında üstesinden gelebiliriz.

      Nia ve laboon yayları Alan 5 kişi bulunduğumuz tarafa geldi. Galiba biraz daha iyiler çünkü yayları gerince çok fazla elleri kolları titremiyor. Ok atışlarına başladılar ve trollere zor anlar yaşatıyorlar.
  
       Bu sırada bende elime bir yay aldım ve aşağıdaki goblinlere ok atmaya başladım. Gördüğüm kadari ile goblin ordusundan geriye çeyreği kalmıştı. Bu gidişle kısa süre sobra bu iş bitecek. Bir süre daha savaşmaya devam ediyoruz. Beş yüz kadar goblin bir kaç tane trol kaldı. Ama onlarda güneşin karşısında duran kar taneleri gibi yok olacaklar.

      Surların en sağından çığlıklar yükselmeye başladı. Neler oluyor diye düşünürken ileride vahşet yaşanıyor. 40 kadar Kurt binicisi sura tırmanmış.  Bu nasıl mümkün olabilir. Eğer onlar buradaysa diğer biniciler de gelebilir. Bir an önce birşeyler yapmak lazım. Matt'in yanına koşup takımını toplanmasını söyledi. Baş işareti ile binicileri gösterdim.  Tamam diyip takımına koştu. Bende Nia 'yı çağırıp takımı toplanmasını söyledim. Oda ayrıldı.
 
       Bir kaç dakika sonra iki takım toplandık. On beş kişi kadar varız.
--" ne yapacağız Kull? " diye sordu Matt aklıma gelen ilk planı anlatmaya başladım.
--" savaşçılar öne geçsin. Kalkanları elinize alın. Arkada bizler olacağız ve adım adım onlara gideceğiz. Giderken sürekli ok ve büyülerle saldıracağız. "

     Sanırım herkes anladı . Kimse bişey sormadı ve herkes hizaya geçti. Savaşçılar ellerine Kalkanları alıp ilerlemeye başladı. ok atan 4 kişi ve 3 büyücü ile onları vurmaya başladık. Ama sadece kurtları vurmak yetmiyor Biniciyi de vurmak gerek. Her adımda bir kaç ok yada bir iki büyü yolluyoruz. Kurt binicilerinin sayısı yirmiye kadar düştü. Ilerlemeye devam. On kadar kaldı.

      Kurtlar diğer askerlere saldırmayı bırakıp bize döndüler ve surun üzerinde on kadar kurt binicisiyle üzerimize gelmeye başladı. Onları vurmaya devam ediyoruz. Yolun yarısına geldiklerinde 5 kadar kaldı.    --" Hazırlanın ve hattı bozmayın" diye bağırdım. Bir kaç saniye sonra kurtlar üzerimize atladı . Kalkanlar onları engelledi ama çok güçlüler. Bir kalkanın kurdun dişleri arasında ezildiğini gördüm. --" Kılıçlar!" Diye bağırdım ve savaşçılar Kılıçları ile kurtları deşmeye başladı. Bizde üzerinde olan goblinleri öldürüyoruz. Geriye bir tane kurt üzerindeki ölü binicisi ile kaldı. Kurt köşeye sıkıştığının farkında. --" Nia aynı anda " dedim ve ikimizde oklarımızı yolladık. Benim okum gövdesine girerken onunki başına isabet etti.

    Artık surlarda temizlendi. Aşağı baktığımda ise yerlerde sürünen beş yada on goblinden başka canlı bişey kalmamıştı. --" artık bitti" dedim yanımdakilere.

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin