OYUNCAKLAR

8/ GOBLIN AVI

   Sabah erkenden kalktık. Istemsiz bir şekilde elim saate gitti . Hah? Saat?

    Içimde yine o aynı boşluk. Aklıma birşey geliyor ve bir anda herşey yok oluyor. Az önce ne gelmişti aklıma? Kısa süreli olarak donuyorum. Ama bu konuda yalnız değilim. Sokakta dahi bizim gibi acemi olan herkes aynı şeyi yaşıyor. Bir his herşeyi alıp götürüyor.

    Tork aşağıdan çağırdı. --" hey çocuklar!  Hadi gelin kahvaltı hazır". Bu herifi anlamak gerçekten zor. Minik devimiz sanki bir çocuk gibi. Ayrıca sadece ekmek vardı . Ne kahvaltısı bu? 

  Aşağı inince farkettik. Tork sabah Ormandan bazı bitkiler toplamış. Sanırım bir yerlerden de yumurta bulmuş. Ama tavuk yumurtası olmadığı kesin. Ama farketmez. Tork getirdiyse kesin yenebilir birşeydir. Afiyetle kahvaltı yapıyoruz. Karnımız tıka basa doydu. Ama herkes sessiz. Çünkü yine başarısız olacağımızı düşünüyoruz. Hans hariç ! O neşeli ve umutlu.
 
      Kahvaltıdan sonra şehrin arka çıkışına gidiyoruz. Sokaklarda bizi giren acemiler bile dalga geçiyor . Onlar şimdiden kazandıkları altınlarla bir çok teknik öğrenip,  bir sürü ekipman almışlar. Bizde hala başlangıç ekipmanları var. Silahlarımız bile çok sağlam değil. Başımızı öne eğip sessizce ilerliyoruz. Kara ise yine aynı Karn. Huysuz ve aksi!  Önüne gelene bağırıp sataşıyor. Ama dimdik yürüyor. Sonra bir satıcının önünde durdu ve adama bağırmaya başladı.  --" Hey aşçı!  Göreceksin bak bugün patlayana kadar senin şiş kebaplarından yiyeceğim" dedi. Adam ise sadece güldü ve --" Her zaman beklerim genç efendi" dedi. Yolumuza devam devam ediyoruz.

      Ormana girdik ve artık daha dikkatli olacağız. Yaklaşık 15 dakika daha yürüdükten sonra ben ve Nia gruptan ayrıldık ve gözcülük yapmaya gittik. Bir çalının altında gizlenerek bir çukura yaklaştık. Burası daha çok minik bir mağara gibi. Dışında ise goblin pislikleri var ve anladığımız kadarı ile halen yeniler. İçeride bir tane olmalı diye düşünüp takımın yanına döndük.

    Takım ile geri dönünce Heny ateş büyüsünü çukura yolladı. Ama çukurun girişine çarpıp ufak bir sarsıntı yaşattı. Heny'nin elleri titriyordu. Bu kız ne kadar korkak böyle! Sonra kendine geldi , elimi omzuna koydum ve --"yapabilirsin" dedim. Gözlerime baktı ve --" tamam " diyip bağırdı. " fireball !!!" Ateş Topu çukura girdi ve içeriden bir tutam toz çıktı. Belkide içeride ne varsa ölmüştür diye düşündük. Ama içeriden iri bir goblin çıktı. Bu Savaşçı Goblin! Ama yanında minik bir Goblin var. Arkasına saklanmış bize hırlar gibiyse çıkarıyor. --" bu bir anne goblin" dedi Tork. Anne goblinin yüzünde ve bedeninde yanık izleri vardı. Ama pek ciddi değildi. Elinde bir hançer vardı. Sanırım onu öldürdüğü bir savaşçıdan almış olmalı. Bir anda bize saldırdı. Ilk olarak Tork karşıladı onu. Ama fazla hızlı olan Gobline göre Tork biraz daha yavaş kalıyordu. Nia bir ok gönderdi ama halen iyi bir Okçu sayılmaz. Goblinin bacağını sıyırdı. Tork hamle yaptı bu arada ben ve Karn goblinin arkasına dolaştık. Gobline hamle yapıp üzerine sıçradım ve bıçağımı omzuna sapladım. Sonra çekilip uzaklaştım. Bu onu öldürmez ama yavaşlatır. Arkasını dönünce Nia bir ok daha gönderdi ve ok sırtına sırtına girdi. Heny Alev büyüsü yapıp sırtına yolladı.  Okun girdiği yara yanmaya başladı ve Goblin iğrenç bir çığlık attı. O sırada minik goblin Karn'a saldırdı. Başına çıkmış parmakları ile gözlerini çıkarmaya çalışıyordu. Hans yetişti ve topuzu ile kafasına patlattı. Bir çatırtı ile küçük goblinin sol gözü dışarı fırladı. Karn arkasını dönüp minik goblinin göğsüne kılıcını sapladı. Karn'ın kılıcı çentikli olduğu için minik goblinin göğsünden çıkmadı. Sanırım çentik kaburgasına takıldı. Bunu gören anne goblin koştu ve ölü goblinin kollarından çekmeye çalıştı. O ve Karn ters yöne çekiyorlar. Bir anda minik goblinin cesedi parçalandı. Kafası anne goblinde kaldı. Kalan beden ise iç organları etrafa saçılmış bir şekilde yerdeydi. Anne goblin güçsüz kalmıştı ve yere çöktü. Tork arkasından hemen hamle yaptı ve koca kılıcını havaya kaldırıp dikey bir kesiş yaptı. Goblinin bedeni ortadan ikiye ayrıldı ve Tork'un kılıcı toprağa saplandı.
    
      Sonunda olmuştu. Başardık ! Ilk avımızda iki Goblin öldürdük. Tabi yavru goblini sayarsak eğer. Hans one çıktı ve en pis işi yaptı. Goblinin elindeki hançer aldı.  Kanlı boynundan kolyesini, kesesinden altını aldı. Bu canavarlar düşünebiliyor oldukları için onların hayat tarzıda bizim gibiydi. Tek fark onlar vahşi ve herşeye saldırıyor.
       Şehre döndük ve ganimetleri locaya götürüp verdik. Karşılığında ise 14 altın aldık . Hans 8 altını giderler ve alışveriş için ayırdı. Kalanını ise birer altın olarak bizlere dağıttı. Karn koşarak satıcıya gitti. Sanırım kebap yiyecek. Kalanlar ile Hana döndük. Farkettim de kimse mutlu değildi. Sanırım yaptığımız şey hiçbirimiz için hoş değildi. Her zaman tereddüt ediyorduk. Ama galiba bundan sonra tereddüt etmeyeceğiz. Çünkü yaşamak zorundayız!