OYUNCAKLAR

22/ YENİDEN BAŞLAMAK

      Hepimiz sandıkların başına toplandık. Bunlar bizim ömür boyu ava çıkıp kazanacağımız altınlardan bile daha değerli şeyler. Her sınıf için ayrı ayrı zırhlar ve birer adet silah vardı. Üstelik bir ekipmanların özelliklerinin yazdığı birer parşömen de vardı. Hepsini ayrı ayrı anlatayım.
Tork'un ekipmanları:
Bir adet beden zırhı. Bu zırh çok hafif ama bir elmas kadar dayanıklı ve sert. Üstelik el , ayak ve başı hariç her yerini kapatıyor. Mythrilden yapılmış olduğu yazıyor. Bir tanede kılıç çıktı sandıktan. Bu Kılıçta çok özel. Aşırı keskin ve dengeli. Üstelik çokta sağlam. Demir adamların zırhından yapılmış. Derler ki demir adam zırhına golemler bile zarar veremez.
Heny'nin ekipmanları:
Bir büyücü cübbesi ve birde asa çıktı. Büyücü cübbesinde büyü gücünü arttıracak taşlar var. Ayrıca cübbede hayati bölgeleri korumak için Mythril örgü zincirini takılı. Asası ise garip bir metalden yapılma. Üzerinde gökkuşağı renkleri olan bir taş takılı. Renkler dairesel şekilde hareket ediyor. Asa çok hafif ama aşırı dayanıklı olduğu kesin. Laboon ağacının demir adam zırhı ile kaplaması ile yapılmış. Üstelik ucunda takılı olan taş bütün büyülerde hasarı en az iki katına çıkaran bir sihirli taş.
Diana'nın ekipmanları :
Bir rahip cübbesi ile rahip topuzu ayrıca birde kalkan çıktı. Cübbenin üzerinde yine hayati bölgeleri koruyacak Mythril var. Ayrıca üzerinde beyaz taşlar mevcut. Bu taşlar büyü gücünü yeniliyor. Şifa büyüleri çok fazla enerji tükettiği için büyü gücünün hemen yenilenmesi çok zor oluyor. Rahip topuzu da demir adam zırhından yapılma. Topuzda dikenler var. Hafif ama tek bir darbede ölümcül duruyor. Ayrıca kalkan Mythrilden yapılma. Çok hafif ama çok dayanıklı. Böylelikle hem saldırı hem savunma yapabilir.
Nia'nın ekipmanları :
Bir deri zırh ve bir yay çıktı. Deri zırhı Kar kaplanı derisinden yapılma. Bu zırhın özelliği bulunduğu her ortamın rengini alabilmesi. Saklanmak için birebir. Ayrıca çokta dayanıklı. Derler ki bir trol kar kaplanına Zincirli gürz ile vurmuş ama gürz parçalanmıştır. Yayı ise Laboon ağacından yapılma. Yani attığı oklar artık daha uzak mesafelere gidecek. En sert derileri olan canavarları bile delebilecek.
Karn'ın ekipmanları:
Bir adet tam donanımlı zırh ve bir kılıç çıktı. Zırhı Mythrilden yapılma ve el ve ayakları hariç her yeri kapatıyor. Zırhına bağlı kar kaplanı derisinden başlık var. Başlık üzerine Mythril örgü yapılmış. El ve ayakları içinse bir adet deri eldiven ve deri bot çıktı. Tabiki bunlarda kar kaplanı derisinden. Kılıç ise değişik bir metalden yapılmış. Simsiyah ama ucuna doğru kızıl bir renge dönüyor. Kılıç hilal şeklinde ve ucunda küçük çatal var. Kılıcın özelliği ise kazasında bulunan taş sayesinde yanabiliyor. Artık vurduğu yer yüksek ateşte yanacak.
Ve benim ekipmanlarım:
Bir adet zırh , iki adet kekury ikiz bıçak. Bir eldiven ve bir bot. Zırh Kaplan derisinden yapılma  Arkasında kapşonu var . Hayati bölgeler içinse yine Mythril örgüler kaplı. Üzerinde dört tane bıçak yeri var. Iki tanesi kekury bıçakları iki tanesi ise düz Hançer için. Kekury bıçakları ağzı ter biçimde aşağı bakıyor. Ama aşırı keskinler. Dokunduğu yerde anında kesik açabilirler. Derler ki bir adam elindeki kekury bıçağını yere düşürmüş ama bıçak ayağının altındaki kayaya saplanmış. Eldiven ve bot yine kar kaplanı derisinden. Ama bunlar farklı. Eldivende gizli silah var. Ufak bir hareketle şiş şeklinde bir bıçak içinden çıkıyor. Botlarda ise ayak tabanında aynı bıçaktan var. Ve yine küçük bir hareketle botun tabanından çıkıyor.

       Ekipmanlar bizi çok şaşırttı. Artık ekipman alma derdimiz olmayacak. Tek yapmamız gereken teknikleri öğrenip ustalaşmak.  Kâğıtlarda yazana gore general Mike bize ömür boyu elde edemeyeceğimiz ve eskitemeyeceğimiz şeyler verdi. Zırhların çalınmasından korkmuyoruz.  Çünkü bu diyarda hırsızlığın cezası ölüm. Ayrıca bunları çalan birisi asla ortadan kaybolamaz. Çünkü çok nadir şeyler. Hemen farkedilirler.

     O gece herkes mutlu bir şekilde odasına gitti. Hepimiz yattık ama kimse uyumadı. Bugün üstü samanla kaplı olan yatak bile bize rahat gibi göründü. Gece uyumadan once Karn sessizliği bozdu.
--" Kull,  Diana hakkında ne düşünüyorsun?"
--" ( şaşırdım) ben ... bilmiyorum, ona olanları size anlatmıştım. Ama artık değişti ve bizimle dost olmaya çalışıyor gibi. Ama ne düşündüğümü bende bilmiyorum"
--" ben Nia'dan hoşlanmaya başladım"
--" bunu hepimiz farkettik zaten Karn" diyip Tork ile birlikte kıkırdamaya başladık.
--" sanırım oda benden hoşlanıyor"
--" bende öyle düşünüyorum" dedi Tork.
 

(O sırada kızların odasında)
Heny: Diana seninle dost olduğum için mutluyum.
Nia: bende.
Diana: bende... pişman olduğum şeyler var ama beni anladığınızı düşünüyorum.
Nia: Tabiki anladık. Emin ol seni en iyi bizim takımımız anlardı.
Diana : sağolun kızlar.
Nia: Karn ile aramızda bişeyler olabilir.
Diana: takıma en son ben katıldım ama ben bile farkındayım bunun             ( gülümsedi)
Nia: peki ya siz?
Diana : biz mi?  Kimden bahsediyorsun. ( aslında anlatmıştı ama açığa vurmak ona göre değil)
Heny : bizim cesur kahramanımız ve sen tabiki. Kull... ( u harfini uzatarak)
Diana: bilmiyorum, ama Gina ' yı farketmedim diyemem. Ona karşı şansım yok sanırım
Nia: bunu zaman gösterir tabiki ama bu birazda senin elinde...

       Sabah olduğunda Tork yine çok güzel kahvaltı hazırladı. Afiyetle yedik ve avluda toplanıp sohbet etmeye başladık. Bir yandan da ava çıkana kadar ne yapacağımızı konuştuk. Her gün yeni ekipmanlara alışmak için çalışma yapmamız gerektiğine karar verdik. Ayrıca artık ganimetlerden bir kısmını biriktiememiz gerektiğini düşündük.
Hanın kapısı çaldı ve Heny gidip açtı. Gelen han sahibi. Yoksa zam yapmaya mı geldi? Ayağa kalkıp onu karşıladık ve oturması için bir yer gösterdik. Sert bir adam ayrıca duygusuz da diyebiliriz. Ilk zamanlar aç kaldığımızda ondan yardım istedik ama tek söylediği " ben aç mı besliyorum burda gidin avlanın" demişti. Acaba şimdi ne söyleyecek. Cebinden bir kağıt çıkardı ve bana uzattı. --" bu ne Peter? "
--" bu kağıt artık bu Hanın sizin olduğunu gösteren belge. Bizzat şehir yöneticileri tarafından imzalı. Sizden başka kimse bu han üzerinde hak iddia edemez. "
Adeta şok olmuştuk. Bu adam hanı biz bırakıyor. Hepimiz şaşkın şaşkın bakıyoruz. Tork'un ağzı açık kaldı.
--" Peter bey, biz bunu kabul edemeyiz. Ayrıca bunun karşılığını size ödememiz mümkün değil. Kabalık etmek istemem ama bence bunu yapmamalısınız"
--" savaşta yaptıklarınızı şehirde herkes biliyor ( bana döndü) siz bunu zaten ödediniz evlat! Benim bu diyarda elde edebilecek çok şeyim yok. Eh ailem ve çocuklarımda yok. Bende eskiden bir suikastçiydim. Aklım fikrim hep ava gitmekti. Ama sonra bir gün yaralandım ve bütün takımım beni terk etti. Ormanda mahsur kaldım ve yaram bana kalıcı hasar verdi. Daha sonra bir şekilde hayatta kalıp burayı sonra başka bir yeri açtım. Burası var yada yok benim için farketmiyor. Siz benim yapamadığım şeyleri yapıyorsunuz. Bu yüzden sizden bunu rica ediyorum. Burayı eviniz bilin" dedi ve kağıdı elime tutuşturdu. Sonra kalktı ve arkasına bile bakmadan kapıya yürüdü. Kendimi toparladım ve o kapıdan çıkmadan ona seslendim " Peter bey biz çok teşekkür ederiz. Burası hala sizin yeriniz emin olun burayı çok güzel hale getireceğiz." Dedim. Arkasına döndü ve sonra gülerek " gidin başımdan veletler sizle uğraşacak vaktim yok" dedi. Bana bakıp göz kırptı ve handan çıktı.