17/ÖLÜMÜN KIYISINDA

62 9 0
                                    

Goblinlerin ne yapmak istediğini zor yoldan öğrendik. Şehri kuşattılar...

Her gün surlarda bekliyoruz. Böyle bir kuşatma beklemeyen şehir yöneticileri yüzünden herkes aç. Iki haftadır süren kuşatmadan nasıl kurtulacağız bilmiyorum. Dün şehrin erzak stoğunun bitti söylendi. Yada sadece yöneticilerin bitmemiştir.

Goblinler iyi mevzi aldı. Genellikle ok ve büyülerle onlara saldırmaktan başka seçeneğimiz olmuyor ama sanırım şu ana kadar en fazla bine goblin ölmüştür. Halen çok kalabalıklar. Özellikle troller ve Kurt binicileri çok tehlikeli. Onlara saldırsak bile bizi kolayca ezip geçerler.

Şehirde artık çok fazla sokak hayvanı görünmüyor. Belkide fakir halk çoktan onların icabına bakmıştır.

Goblinler ise hallerinden memnun. Diğer şehirlere haber göndermemizi engellediler ve her öğün karşımızda ziyafet çekiyorlar. Goblinlerin lideri tam karşımıza bir taht kurdurdu. Sürekli karşımızda oturup keyif çatıyor. Bunun bizleri yıprattığının farkında.

--" Kull , nereye bakıyorsun? " Nia'nin sesi geldi sağ taraftan.
--" hiç sadece bizimle nasıl dalga geçtiklerini izliyorum. "
--" gerçekten öyle. Böyle bir günün geleceğini asla tahmin etmedim."
--"bende". Demekle yetindim sadece. Aramızda kısa bir sessizlik oldu. Nia derin bir nefes aldı ve sesli bir şekilde nefesini verdi. Sonra kalkıp yayına bir ok taktı ve fırlattı. Uzaktan bir önleme geldi. Biri Daha gitti. Yanıma geldi ve
--" şu lider olmasa bu salaklar hiç bir bak yapamaz" bir anda aklıma takıldı.
--"ne dedin sen ?"
--"şu lider diyorum. Şuna baksana aralarında tek plan yapan o sanki. Diğerleri o emir vermedikçe beyinsiz hareketlerine devam ediyorlar. "
--" işte bu! Sen bir dahisin Nia" diye koşup sarıldım. Sonra arkama dönüp surlardan aşağı koşmaya başladım . Nia arkamdan " Kull ne oluyor? " diye bağırıyordu.

Hızlıca merkeze doğru koştum. Bir yönetici olmam gerekiyordu. Merkez binaya gelince askerler beni içeri almadı. Ama şansım vardı. Çünkü Gina ustam oradaydı. Doğruca onun yanına koştum.

--" usta bana yardım edin. Generallerden biri ile konuşmak zorundayım. ( hızlıca nefes alırken yola oturdum)
--" ne diyorsun Kull ? Su an herkes toplantıda. Sanırım toplu hücuma geçeceğiz. Kritik bir karar alınacak. "
--" Hayır hayır Hayır , Bu olmaz . O zaman avantaj onlarda olur. Hepsi mevzi aldı. Ayrıca troller var. Sayımız onlara göre çok az. "
--" yapacak birsey yok Kull . Ya açlıktan öleceğiz yada Savaşarak"
--" Hayır usta başka bir yolu var güven bana, onları izledin sende farketmedin mi? Sadece lider yönetiyor. O emir vermeden diğer Goblinler yada troller birsey düşünüp yapamıyor"
--" evet farkettim , ama bunun bize ne faydası ola... ( bir an duraksadı. Sanırım ne demek istediğimi anladı) tabi ya! Sen bir dahisin Kull. Aferim sana. Hadi gel doğruca içeri gidelim. Bu planı sen anlat. Beni takip et!" Dedi ve arkasından yürüdüm.

Büyük salona girdiğimizde herkes bağırıyor ve tartışıyor. Bir anlaşmazlık var ortada. Saldıralım mı yoksa küçük bir birlik yollayıp yardım mı isteyelim diye. Bunlar nasıl yönetici. Ikisininde intihar olduğunu nasıl görmüyorlar.

Bir anda içimde birseyler koptu ve yüksek bir masaya çıkıp bağırdım.
--" yeteerrrr! ( sesler kesildi ve başlar bana dönmeye başladı) sizler gerçekten buradaki insanları böyle mi kurtaracaksınız? ( insanlar artık öfkeyle bakıyor. Bazıları söylenmeye başladı bile. Ama anlatmam lazım başka yolu yok. Insanlar açlıktan ölmek üzere. Yada bu salakların planları ile ölecekler) bakın bu şekilde bu şehre hiçbir faydanız olmaz.
--" senin mi faydan olacak He? Daha bir acemisin. " diye bağırdı kalabalığın içinden biri.
--" yeter artık! yaptığınız planların bizi ölüme götüreceğini görmüyor musunuz? " dedim. Ve kalabalığın içinden general Mike öne çıktı ve " sanırım bu genç adam birseyler söyleyecek. Anlat bakalım Kull , ne düşünüyorsun bizim planımız hakkında? " dedi.

Derin bir nefes aldım ve söyleyeceklerimi aklımda toparladım. Başımı kaldırıp cesur görünmeye çalıştım ve konuşmaya başladım.
--" bu iş böyle olmaz sayın general. Yaptığınız iki planda üstün körü. Ayrıca başarılı olma şansı yok. Siz savaşa değil ölüme götürüyorsunuz. Örneğin ilk planı ele alalım. Toplu bir şekilde hücum yaptığınızı düşünün. Yaklaşık 1000 goblin Okçu var. Ayrıca hepsi mevzi aldı. Öndeki trolleri gördünüz değil mi? Hepsinin ellerinde büyük gürz , topuz yada ağaçlar var. Sizce ne kadar dayanır savaşçılar? Okçularımızın okları onlara ancak çizik atar . Büyücüler ise o kadar uzaktan hiç birşey yapamaz. Savaşçılar içinde ise kendilerini savunamaz. Sizin toplu hücum dediğiniz şey aslında toplu katliam olacak."
Biraz durdum ve kalabalığın tepkisini ölçtüm. Ama çoğu kişi haklı olduğumu düşünüyor çok geçmeden bunu söylediler. Bundan cesaret alarak konuşmaya devam ettim.
--" gelelim ikinci plana. En Cesur savaşçıları gonderip yardım isteyeceksiniz değil mi? Ne kadar salakça... ilk kuşatma gününde 200den fazla kurt binici vardı. Peki şimdi onlar nerde? Ben size söyleyeyim. Ormandalar! Hatta zindandan dönen avcıların başlarını lidere getiriyorlar. Sizce küçük bir grup kuşatmadan kaçsa bile arkalarında o kurtlar varken ne kadar gidebilir? Goblinlerin duyuları iyi olmayabilir ama o dev kurtlar farklı. En iyi gizlenen Avcılar bile onların burnundan kaçamaz. Yani kısacası bu planlar tamamen kuru gürültü." İçimden bir Ohh çektim. Artık rahatım şimdi son darbeyi vurma vakti geldi. Onlara düzgün bir plan nasıl yapılır göstermeli. Ama kalabalık çok çabuk çöktü. Bazıları açlıktan öleceğini söyleyerek odadan çıktı bile. Şu am sadece 3 general ve sınıf ustaları var. Gina yanıma yaklaştı ve herkesin duyacağı şekilde --"hadi Kull anlat onlara" dedi...

OYUNCAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin