-8-

11.7K 370 17
                                    

Takside, salya sümük ağlayarak taksicinin garip bakışlarına maruz kalıyordum.Ne yani filmlerde hep böyle olurken kimse garip karşılamıyordu.Dertliyim tamam mı ben?Daha demin bizi terk eden şerefsiz babamı yeni ailesiyle alışveriş yaparken buldum.Normal bir şey mi bu? Tabi ki değil!Ne anlarsınız ki siz.

Bu ağlamamı sakın,ona değer verdiğim için falan zannetmeyin.Ondan nefret ediyorum!

İyi ki de bıraktı bizi.Onunla hayat cidden çekilmezdi,hep acı vardı.Sadece annemle beni üzmeyi bilirdi o piç kurusu!

Agh,nefret ediyorum ondan!Nefret!

Sadece onun mutlu olmasını gururuma yediremiyorum.Annemi aldattığı orospuyla ve o küçük piçleriyle biz mutsuzken onun mutlu olmasına dayanamıyordum!.Onu piçi, asla kardeşim yerine koymam.Asla!

Bak düşündükçe olabilecekmiş gibi daha da çok ağlayasım geliyor.

Bir hıçkırık daha koptu ağzımdan.

Annem onun yaptıklarından sonra yıkılmıştı.Psikolojisi tamimiyle bozuktu,ben bakmıştım kendime.Erkenden olgunlaşmak zorunda kalmıştım,sırf annem üzülmesin diye yüzümde hep mutlu bir maskeyle gezdim.Her şey yolundaymış gibi!Ama siktiğimin hayatından hiçbir şey normal değildi ki!

Babam,annemi her dövdüğü zaman ölmek istiyordum.Bir keresinde kesmiştim bileklerimi.Evet, çocukça bir şeydi ama annemin canı yandığı zaman benimde canımın yanmasını istiyordum.Eh,düşünceli babam bunu da sağlıyordu tabi.

Bazen öyle zamanlar oluyordu ki,herkes sanki ben öldükten sonra mutlu olucakmış gibi geliyordu.Kimsenin en değerlisi olmamıştım ben.Sadece annemin.Onun haricinde sevildiğimi hiç hissetmedim.Zehra ve Beyza bile sağlayamadı bunu.Sorun mu bendeydi?Sevilmeyecek bir kız mıydım?Çok mu çirkindim?Neden hiç kimsenin ilk seçeneği olmayıp hep yedeklere attığı kişi oldum ben?Sadece birilerinin ilk tercihi olmak istiyordum!Çok mu!?

Daha da gürültülü ağlarken,burnum da akıp duruyordu.Burnumu –birazcık çok azcık-kabayla çektim.Taksici derin bir nefes alıp peçete uzattı bana.Ah,sonunda aklına gelebildim ne güzel!

“Teşekkür ederim” diye mırıldandım.

“1 saattir dönüp dolaşıyoruz,artık nerede ineceğinizi söyleyecek misiniz?”Taksicinin sinirle çıkan sesine kaşlarımı çattım.Orta yaşlı bir adamdı.Saçlarının birazı beyazlamıştı,yüzündeyse cidden sıkılmış bir ifade vardı.

“Pardon!Burada kendime acıma seansımı bozuyorsunuz.”dedim sinirle,ama sonsuza kadar da burada duramayacağımı biliyordum.Adam da büyük ihtimalle atardı beni zaten.

İşte o an aklıma kafamı babamdan uzaklaştırabileceğim ve tek bildiğim bar geldi.

Yine(!) gürültülü bir şekilde burnumu çekerken,başımı dikleştirdim.

“Barbar’a sürün lütfen.”

Adam bana aynadan bir iki saniye baktıktan sonra, hafifçe kafasını sallayarak ilk sapaktan sola saptı.Altımda rahat,kot bir şort.Üstümde ise bol saçma desenli,siyah bir bluz vardı.Onun üstünde de kırmızı hırkam.Eh, her zamanki gibi normaldim işte.Basit.

“Geldik.”Taksicinin sert sisini duyunca yine istemsiz bir şekilde çattım kaşlarımı.

“Borcum ne kadar?” Evet,bu soruyu sormaya korkuyordum.

“120 TL.”

Oha.

Yuh.

“Çüşş! Nerden tuttu o kadar para ya!Öğrenciyim ben,öğrenci! Nerde arasın bende o para!”

Bırakma BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin