Keyifle okuyun canlarım...&
Kadir elindeki telefonla pencerenin kenarında önünde uzanan ormanı izliyordu. Son bir dakikadır duyduklarını sakinlikle dinliyordu.
"Önce Yakup Şahkıran'ın adamları, ardından da oğlu Ahmet'in adamları ve şimdi bugün içinde Meriç ve Ekin'in araştırmaları gelen bilgiler arasında." Emniyetten gelen bilgi, işleri yokuşa sürüyordu. En son vurgunun üzerinden bir ay geçmişti. Çok dikkat çekmemek adına diğer tırın sınırdan dolu geçmesine izin vermişlerdi. Ama işler kontrolden çıkmak üzereydi.
"Ne buldular?"
"Bunun için Karahan Atabey'e teşekkür borçluyuz. Onun izin verdiği kadarını buldular. Adam gerçekten iyi planlamış. Yetimhanede ki bilgileri yok ettiğini bilmesem Karahan'ın her şeyi bildiğini bile düşünebilirim."
Bu mümkün olabilir miydi? Kadir bunu ara ara düşünmüş ama ihtimal vermemişti. Her şeyi yok etmişti. Fatih'i bıraktığı geceki kayıtları elleriyle parçalamıştı. "İkna olmayacaklar. Ekin ve Meriç zeki kızlar ama ellerine bir şey geçmeyecek. Diğerleri için yapacak tek işimiz Fatih'in güvenliğini artırmak." dedi Kadir.
"Merak etme hallediyoruz. Peşinde birden fazla sivil polis var. Otele de yerleştirdik. Garson, aşçı bir tanede resepsiyonda var. Evine de güvenlik olarak bir tane bıraktık. Bir başka ekipte evinin yakınlarında bekliyor. Hare'nin peşinde de bir adamımız var." Adam derin bir nefes aldı. "Kadir, erken bir sona yaklaşıyoruz. Her noktayı kayıt altına aldık, uzaktan izliyoruz. Yeğeninin mankenlik olayı işi hızlandırdı."
"Anlaştığımız gibi olacak. Yakup benim olacak. Bu kayıt dışı unutmayın." dedi Kadir.
"Sen ülkene yardım eden birisin. Biz söz verdik, tutacağız. Sayende yapacağımız vurgunu bu ülke daha önce görmedi. Nasıl yapacağın da senin işin. Biz bilmiyoruz ve görmüyoruz."
Kadir telefonu kapatıp cebine attı. Sonun başlangıcına yaklaşmak içindekileri harlıyordu. İntikam almak için yaşamıştı. O günü görmeden ölmemek için çok dua etmişti. Ne evlenmişti, ne bir çocuğu vardı. Tüm hayatı bir intikam uğruna eriyip giderken tek yaptığı sevdiklerine sahip çıkmaktı. Artık genç biri değildi. Hurinur'a verecek zamanı ne kadardı bilemezdi. Ve bu yaşta aşkı tatmak kesinlikle Allah'ın ona bir hediyesiydi. Tatmadan ölmemesi gereken başka şeylerin de varlığını bilmişti. Gözlerinin önüne çakır gözler geldi.
Karahan Atabey'e yakın olmak için aylardır Hurinur ile birlikteydi. Kontrol etmek için seçtiği bir yoldu, oysa o aşık olmuştu. Kendine bunu yakıştırmıyordu. Kendi gibi bir cellât ne bilirdi sevmek ne demek? Yanılmıştı. Bu iş bittiğinde Hurinur'a ne diyeceğini bilmiyordu. Ne yapacağını da bilmiyordu. Tek istediği ölmeden önce biraz mutlu olmaktı.
...
Biriken işlerini halletmeye canla başla koyulan Hare, günün nasıl akşam olduğunu anlamamıştı. Güneş artık tepeden indiğini belli etmek için kızıl rengine bürünmüştü. Kocası da kendisiyle aynı oranla yoğundu bugün. Dün akşam çiftlikten dönmüş ve sabahında işlerine koyulmuşlardı.
Artık gözleri çift görmeye başladığında kağıtları ve kalemleri topladı. Şirket zaten ufaktan boşalmıştı. Azra da çıkmıştı. Kendisi de artık gitse iyi olacaktı. İlk önce eve gitmeyi düşünmüş ama ardından vazgeçip otele gitmeye karar vermişti. Masasını toplayıp odasından ayrılmış ve akşam trafiğinde ağır aksak yol alarak otele gelmişti. Fatih'ten bir telefon almaması hala çalıştığına işaretti.
Patronların bölümünde yavaş adımlarla ilerlediğinde gördüğü ilk yüz abisi oldu. Kardeşini gören Karahan kollarını açarak Hare'yi davet etti. Yakınlaşmak için hiç bir fırsatı kaçırmıyordu. Hare de ona uymaya başlamıştı. "Beni görmeye geldiğini düşünmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır (G.S.A serisi 4) Tamamlandı -Düzenleniyor-
RomanceFısıltıyla konuşarak Hare'nin son gücünü de elinden almış oldu. " sorunumuz ne biliyor musun? Konuşmaya mecali olmayan Hare başını salladı. "Sen deli gibi sevilmek! Bende seni deli gibi sevmek istiyorum." Kollarında kasılan bedenin bir anda erime...