Keyifli okumalar...
Keyifli okumalar...
Önce şu yağmurun hakkını verelim
Güneşle beraber, gerçeklerde tepeye çıkmış tüm varlığıyla Kara ailesini esir alarak yakmıştı. Kabullenmek mi daha zordu, yoksa kabul ediyor oluşlarını sindirebilmek mi? Hepsinin kalbinde bir 'ama' boy gösteriyordu.
Ama Hare arkadaşımız...
Ama Hare akrabamız...
Ama Hare iyi biri...
Ama Hare Rüzgar'ın kardeşi...
Ama Hare bizimde kardeşimiz...
Burada takılıp kalıyor, savruldukları girdabın içinden çıkamıyorlardı. Hiç biri 'A bizim bir kardeşimiz daha varmış, basalım bağrımıza,' diyemiyor ama 'Olmaz! Kabul edemeyiz' de diyemiyorlardı. Akılları hiç olmadığı kadar karışıktı. Ne düşünecek, ne hissedecek olduklarını bilemiyorlardı.
Ortada bir cümle dolanıyordu sadece, "Hare bizim kardeşimiz," diyor ama gerisini bilemiyorlardı. Atabey Melikanesinin içi hiç bu kadar derin sessizliğe gömülmemişti. Herkes odasında sessizce bazen ağlıyor bazen de yorgun düşerek ölüme bir adım olan uykuya teslim oluyorlardı.
Karahan odasından bütün gün hiç çıkmamıştı. Gelip geçen uzun yılları düşündükçe uykusu kaçıyordu. Yattığı yerden doğrulup başını ellerinin arasına alıp saatlerce düşünüyordu. Herkesten daha çok yıkılan kendisiydi. O, bir abi değildi. Hiç olmamıştı. O her zaman kardeşleri için baba vasfıyla bilinendi. Babalarının varlığı değiştirmemişti bunu.
Hep böyle oluyordu. Hepsi için en güzeli istemiş, elinden geleni ardında koymamış, canı pahasına onları korumuştu; ama kader kendi ilmeklerini onlara takmaktan asla vazgeçmemişti.
Kapı usulca açıldığında Karahan gözlerini açtı. Zaten uyumuyordu. Görüş alanına giren Nazlı'ya boş gözlerle baktı. Nazlı kapıyı kapatıp yavaş adımlarla gelip kocasının baş ucuna oturdu. Ellerini kocasının saçlarında gezdirmeye başladı. "Fatih aradı. Şehir dışına çıkması gerekmiş. Sana ulaşamamış beni aradı. Haber vermemi istedi."
Karahan kaşlarını çattı. Karısına bakmak için başını kaldırdı. "Neden gitmiş?"
"Bilmiyorum Karam. Önemli bir şey olmadığını, yarın gece döneceğini söyledi."
Başını indirip karısının dizlerine bıraktı Karahan. Gözlerini kapattı. "Çok çalışıyor belki dinlenmek istemiştir."
"Evet. Bende birazdan çıkacağım. Nihat yalnız kaldı. Senin için sorun olur mu?"
Kendini işe gidemeyecek kadar bitkin hissediyordu Karahan. Dün gece ve sabah hiç uyumamıştı. Yattığı halde de uyuyamıyordu. "Hayır. Birimizin çalışması gerekiyor ama o kişi bugün ben değilim Nazlı." Elleri ışık usul kocasının saçları arasında geziniyordu. Bu Karahan'a iyi gelmiş vücudu gevşemeye başlamıştı.
"Geçecek sevgilim. Eminim daha güzel günlerimiz olacak."
Karahan başını yattığı dizler üzerinde sallamıştı. "Umarım Nazlı'm." Kısa süre sonra uykuya dalan kocasının başını yavaşça yatağa bırakıp evden çıkmıştı Nazlı.
&
Rüzgâr Hare'ye ulaşamaması üzerine Azra'yı aramakta bulmuştu çareyi. Öğlene doğru aradığı Azra ona, "Şehir dışına çıktı Rüzgâr. Benim haberim vardı. Ama sana diyecek fırsatım olmadı. Muhtemel telefonu sinyal alamayan bir yerdedir. Yada kapatmıştır. Demiştim sana çok yoruldu. Hem burada olmaması iyi bir şey değil mi? Merak etme dönecek tabii ki." Rüzgâr'ı ikna ederek kapatmıştı telefonu Azra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır (G.S.A serisi 4) Tamamlandı -Düzenleniyor-
RomanceFısıltıyla konuşarak Hare'nin son gücünü de elinden almış oldu. " sorunumuz ne biliyor musun? Konuşmaya mecali olmayan Hare başını salladı. "Sen deli gibi sevilmek! Bende seni deli gibi sevmek istiyorum." Kollarında kasılan bedenin bir anda erime...