31. Güzel Karım

33.1K 2.4K 604
                                    

Keyifle okuyun...

...





"Beni aşkına inandır." dedi kollarını göğsünde bağlayan Hare.

Adamın bakışları kadının yüzünde sevgiyle dolaştı. Saçma sapan bir gülüş belirdi Fatih'in yüzünde. Hare'nin sırtındaki ellerini bel kemiğinden yukarı işkenceyle omuzlarına çıkardı. İki eliyle kadının yüzünün altından tuttu. Parmaklarıyla okşamaya başladı elinin altındaki teni.

"Senin bana inanmıyor oluşunun acısını daha sonra çıkaracağım Hare." dedi yaklaşarak. Hare ilgilenmez haliyle kocasına burun kıvırdı.

Fatih ilk önce dudaklarını elmacık kemiklerine bastırdı. Çekilmedi. Hare'nin bir dokunuşla nasıl titrediğine şahitlik ediyor ve hissettiği kadının kendine olan aşkı aklını başından alıyordu. Milimlik bir mesafeyle çekildi. Gözlerini kapatan kadının erimeye hazır hali ile başladı. "Güzel karım." dedi boğuk sesiyle.  Tekrar sokuldu karısına. Kulağına yakın bir bölgeyi hükmü altına aldı. Dokunuşları Hare'nin canını yakıyordu ve derman bulmak için adama sokuluyordu. "Benim eşi benzeri olmayan kadınım..." dedi mesafeyi açmadan diğer tarafına geçip gözlerinin altına dudaklarını bastırıldı.

"Sen benim her şeyimsin Hare." dedi kadının dudağının kenarına içinden taşan duyguları gibi aşkla karışık bir öpücük bıraktı. Geri çekilmedi.

Hare kendini tutmaya çalıştıkça ruhu ona ihanet ediyordu. Kendini adama yaklaştırıyordu. Kendini tamamen bıraksa inleyerek adamın dudaklarına kapanacaktı.  Gözlerini araladı hafifçe. "Kaçak oynuyorsun," diye mırıldandı zorla.

Fatih az mesafe geri çekildi. "Ama bu en sevdiğimiz yöntem." dedi son darbeden önce yerini sağlama almak için yaklaşırken. "Sen... Benim eksik yarım... Beni tamamlayan kadın... Benim tatlı cadım... İnadını sevdiğim... Ruhuna aşık olduğum!" Dudakları birbirlerine değerken fısıltıyla söylenen sözler kadının ruhunu çaldı. Ruhu artık Fatih'in egemenliği altına gitmişti. Teslimiyet hakimiyetini adam kendi kazanmıştı. "Uzatma," diye fısıldadı öpülmek için can veriyordu.

Dişlerini kullanıp dudaklarıyla avuçladı kadının tenini. Kollarını çözen Hare adamın boynuna sıkıca sarılıp tutundu. Pek çok kez dokunduğu adama sanki bu ilk dokunuşu gibi gelmiş, dünya ayaklarının altından silinmişti. Vücudunu saran ellerinin varlığıyla kendini bastırdı.

Bir kaç saniyeye sığan dokunuş Fatih'in hızla çekilmesiyle bölündü. Gözlerinin içine  baktığı kadına tekrar yaklaştı. "Başıma gelen en güzel şeysin." dedi. Hare gülümsedi. "Az kaldı, inanacağım sanki," dedi.

Fatih gülümseyerek başını havaya kaldırdı. Zevkten deliren Hare kocasının bu haline de gülümsedi. Ve hemen ardından yüzünü değiştirip boğazını temizledi. "Aklımı çıkardın manyak adam. Sen bilmiyor musun ben kıskanç bir kadınım? Sana bakan gözlere bile deli olurum sen kalkmış bana eskileri anlatıyorsun? Canım nasıl yandı, insan bir düşünür."

Başını indirip yan yatıran Fatih çocuksu bir eda ile dinliyordu karısını. "Uyanacağını düşünemedim. Ben daha hikayenin başındaydım. Sonunda uyanmış olsan bu böyle olmazdı. Sana günlerce bir çok hatıramızı, hatıralarımı anlattım ama sen en olmadık yerde uyandın."

"Şimdi suçlu ben mi oldum."

"Tabii ki hayır. Bunu bu şekilde öğrenmen gerekiyormuş böyle oldu."

"Yine de aptalsın Fatih," dedi bir an ne dediğini kavrayamadı. Ve anladığında gözleri büyüdü. "Ağzımdan kaçtı yemin ederim," diye acele bir açıklama yaptı.

Beni Aşka İnandır (G.S.A serisi 4) Tamamlandı -Düzenleniyor- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin