"Bana bir şeyler söyle lütfen..."
Bana istekli olmayan gözlerle baktı.
Gözleri kapanmaya yüz tutmuş, isteksizliği göz kapaklarına yüklemişti.
O öpmek istediğim gülüşünü gösterdi, fakat silmesi hiç zaman almadı.
Şaşırdım. Neden gösterdiğini anlamamıştım.
Benimle oynuyordu resmen.
Gözlerini tavana dikti.
Tel tel arkaya dökülen sarımsı saçları, parmaklarımın arasını karıncalandırdı. O saçları her zaman okşardım.
Gözlerini tavana dikti.
Ben de aynısını yaptım.
Fakat bunu neden yaptığını hiçbir zaman anlamadım. Sürekli yapıyordu bunu.
Kafamı omuzuna yasladım.
Bana baktı.
Bunu da sürekli yapardı. Kafamı ne zaman omuzuna yaslasam, bana bakardı.
Birkaç saniye gözlerini yüzümde gezdirdi.
Şaşırmadı buna.
Gözlerimi tavana diktim.
O artık bundan sıkılmış gibiydi.
Fakat ben daha yeni alışmıştım.
Belki de tavanda kurduğu hayal cennetine ben de ortak olabilirdim.
Onu tanımam.
Ama kalbini tanırım.