Medya: TOP - Fake You Out
•••
Öylece yaptığım yatakta otururken, düşünceli bir şekilde dışarı bakan Taehyung'a takıldı gözlerim.
Gözlerini kapatsada uyku uğramıyordu ona, bu çok barizdi. Ne zaman uykusuz kalsa, sürekli dışarı bakardı.
Küçüklüğünden beridir süregelen bu alışkanlığı nereden kapmıştı bilmiyorum.
Bazı hareketleri sürekli merak içerisine sokardı beni...
Kafamı yana eğdim.
Sokak lambasından gelen yapay ışık bile, onun yüzünde ay ışığı kadar klas olabiliyordu. Yüzü öylesine parlaktı ki, böylesine güzel ve güçlü bir imaj ile kendi çağını oluşturabilecek kadar kudretli duruyordu o ışığın altında. Işık gözlerimi kamaştırıp gözlerimi kapatmama sebep olsada, Taehyung'un bu görüntüsünü salise bile olsa kaçırmak istemiyordum. Uykunun kollarında rahatça gezinebilirdim, ama bu görüntü etrafımı sadece bulutlarla kaplıyordu.
Hiçbir yatak, bulut kadar rahat olamazdı.
Düşüncelerim, yine tatlı diyarla sürüklemişti beni.
Bu tatlı diyarı bırakamazdım.
Oldukça dalmış gözüken Taehyung'a seslendim.
"Hey, uyuyamıyor musun?"
İrkildi ve bana çevirdi bakışlarını.
Korkutmak istememiştim ama oldukça dalmış gibiydi.
Hangi diyarlarda gezindiğini o kadar merak ediyordum ki...
Kafasıyla beni onayladı ve cama döndü.
Genelde hiçbir zaman uyuyamazdı Taehyung.
Kafasını nelerin bu denli karıştırdığı beni oldukça merak içine düşürsede, ona doya doya bakarken çoktan uykuya dalıyordum ben.
Onu çözemeyecek kadar yorgun düşüyordum.
Şu anda da uykum vardı. Ama korkularımda vardı.
Ya ona bir şey olursa?
Ya ağlarsa?
Ya çığlık atmaya çalışırsa?
Ya sese karşı özlem çekerse?
Tanrı'm... bütün ömrüm boyunca onun için uyanık kalabilirdim.
Yaptığım fedakarlık cidden büyüktü aslında.
Sabaha kadar uyanık kalmak çok zordu.
Onun için ne denli zor olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama benim için ölüm gibiydi.
Ama yine de onun için kendimden kırpıyordum.
O, benim altınımdı. Asla kimseyle değişemeyeceğim sevgi hazinemdi.
Aşkı, onu görünce öğrenmiştim ben.
Onun için daha fazlasını yapmam gerekiyordu ama benden uzaklaşıyordu.
Kulağına doğru fısıldamak istiyordum beni bırakma diye.
Ama her fırsatta uzaklaşıyordu benden.
Ya da bana yaklaşmak için yer arıyordu da, ben kör olduğum için göremiyordum onu.