dinner

1.4K 187 29
                                    

Yaptığım yemeği tabağa döktükten sonra dikkatlice Taehyung'un yerine koydum ve Taehyung'u beklemeye başladım.

Ona sürpriz bir akşam yemeği hazırlamıştım.

Yemek yapmada oldukça iyiydim ve elimden geldiğince uğraşmıştım onun için.

Açıkçası Taehyung'un neleri sevdiğini pek bilmem; ama küçükken çok iştahla yediği patates yahnisi vardı. Onu yapmıştım.

Kendimi suçlu hissediyordum ve Taehyung'a hiç akşam yemeği hazırlamamıştım. Onu mutlu etmek istiyordum.

Büyükannesinin yanındaydı ve bir kaç dakika içinde gelecekti.

Aslında onu ite kaka sokağa atmıştım. Çünkü günün boş saatlerinde genelde telefonuyla oynar ya da uyurdu.

Gülümsedim.

Her uyuduğunda saçlarını okşayıp izlerdim onu.

Bu manzarayı görmeyeli uzun bir süre olsada, bugün tatlı tatlı yemek yerkenki hali onu doldurabilirdi.

Umarım yaptığım yemekleri beğenirdi. Zira deli gibi uğraşmıştım. Ve iki kez parmağımı kesmiştim...

Parmağımı yara bandı olan yerde gezdirdim ve saate baktım.

Tanrım! Şimdiye gelecekti.

Açıkçası bir yandan da huzursuz olmuştum.

Taehyung, çok savunmasızdı.

5 yaşında minik bir çocuğun sokağa çıkması gibiydi. Yüreğim bir türlü bensiz olmasına el vermiyordu.

Onun ne denli zorluklar çektiğinin sadece ben farkındaydım.

Kimse konuşamadığını bilmezdi. Bu yüzden etrafta 'burnu kalkık, egolu' diye bir imaj çizerdi.

Burada oturan hiç kimse sevmezdi onu.

Buna üzüldüğü belliydi. Ama onun yanında olduğum için, hiçbir zaman ihtiyaç duymuyordu kimseye.

İçime hep kurt düşüyordu. Benden uzak kaldığı her saniye ölüyordum.

Onunla yan yana otursam bile kötü hissediyordum.

Bana o kadar ihtiyacı vardı ki...

Onu pek tanımam, ama bana karşı bir ihtiyaç sezdiği, gözlerinden anlaşılabilirdi.

Derin bir nefes verdim ve elime oda spreyi alıp koridora gittim.

Bütün her yere oda spreyi sıkmıştım çünkü yemek yaptığımı anlasın istemiyordum.

Bütün koridoru lavantaya boğduktan sonra, öksürdüm. Fazla sıkmıştım galiba.

Spreyi telefonluğun üstüne bıraktım.

O sırada kapı açılmıştı.

Taehyung tebessümlü dudaklarıylan içeri girmişti.

Büyükannesi her zaman iyi gelirdi ona.

Kapıyı kapattı.

Kafasını çevirdi,

demilune: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin