Gecenin en hüzünlü olduğu vakitte, ılık bir havada, balkonda oturuyorduk.
Gözlerimden, uykulu olduğum anlaşılıyordu.
Ama ben, sadece aşıktım.
Neden oturduğumu, sadece ben biliyordum.
Taehyung sesini çıkartamadığı için, ona bir şey olurda sesini duymazsam diye, bütün gün yanındaydım.
Fakat ben her gün sevgi yumakları arasında boğulsamda, Taehyung basit ve sade oluşun sınırlarını zorluyordu.
Beni umursamıyor, bana bakmıyor, kalp ritmimi duymamak için elinden geleni yapıyordu sanki.
Çektiğim tüm acılarla, kalbimden yayılan tüm ağrılarla, oturuyordum sükunet içerisinde.
Taehyung bugün farklı şeyler hissediyor olmalıydı.
Gökyüzüne bakıyordu bu sefer.
Ama baktığı yer, gökyüzü, bomboştu.
Yıldız yoktu bu gece.
Üzücüydü.
Aslında onun için sevindiriciydi.
O siyah alanda, hayallerini bembeyaz yapabilirdi bunun sayesinde.
Taehyung, çok severdi yalanları.
Fakat çok dikkatli bakıyordu; sanki bir yıldızın gelmesini bekliyordu.
Ne yapmaya çalışıyordu? Derdi neydi?
Konuşamadığı için mi yüzüme bakmıyordu?
Onun için sesli olacağıma dair yemin etmiştim ben.
Gülümsemişti böyle dediğimde.
Ama ben, çabalamaktan yorulmuştum artık.
Bakışlarımı, duvara dayadığımız çıplak ayaklarımıza çevirdim. Düşüncelere daldım.
Fakat ne yaptığımın farkına varınca, toparladım kendimi.
Oraya bir daldım mı, çıkamıyordum. Kollarını belime öyle bir sarıyordu ki, ölsem bile, çıkamıyordum ordan.
Çok severdi ona yakın olmamı.
Ne zaman ondan uzak kalsam, düşürürdü suratını.
Hayalde olsak bile, bırakmıyordu beni.
Ki benim de gidecek başka hiçbir cennetim yoktu.
O güzel, şefkatli ellerini tutmak istesemde, soyut bir şekilde istemiyordum.
Onu, acı bir şekilde istiyordum.
Yani; gerçek bir şekilde.
Kafamı omuzuna yasladım.
Yine baktı bana.
Gözlerimin içine işledi tüm duygularını yine.
Ben korksamda, onun korkmadığı aşikârdı.
Bana niye sürekli böyle bakıyordu, bilmiyordum.
Sanki sokaktan geçen birisiydim onun için.
Bu, canımı yakıyordu.
Ona karşı kontrolümü kaybedip dizginleyemediğim hareketlerim, kollarımı beline sarmamla, daha da içinden çıkılamaz bir halde aldı.
İhtiyacım vardı Taehyung'a.
O sesini duyurmak istiyordu, ben ise onun sevgisini...
Kalbimin bile üstlenemediği bir sevgi içerisinde can çekişiyordum.
Kendimi ona yasladım. Kafamı göğsüme yasladım.
Taehyung ile bunu, en son on yaşında iken yapmıştık.
İlk başta tepkisiz kaldı.
Ve bu böyle devam etti.
Beni o hayat dalı gibi olan kollarıyla salmadı, ama minik evinden de kovmadı beni.
Oyuncu.
O üzerinde gezdiği ve alaşağı ettiği ipi, koparmak ve kalbime düşürmek istiyorum.
Ama sadece ağladım.
Sessizce ağladım.
Sabahlara kadar, sırtımı okşamasını bekledim.
Ama yapmadı,
ben de ağladım.