Medya: Jonghyun - Shinin
•••'Beni lunaparka getirdiğin için teşekkür ederim Jimin.'
Elimdeki çubukta olan pamuk şekerinden ısırık aldım ve her yerim şekerli olmuş bir şekilde gülümsedim.
"Önemli döğöl!"
Taehyung bu garip halime gülümsedi ve önüne döndü.
Diğer elimde tuttuğum ıslak mendille ağzımı sildim ve karşılık verdim.
"Bana pamuk şeker aldığın için teşekkür ederim! Pamuk şekerini cidden çok seviyorum."
Kafasını salladı ve elinde tuttu kağıt ve kalemi kullanarak bir şeyler yazdı.
Bana gösterdi.
'Biliyorum.'
Acı bir şekilde gülümsedim.
Utanmıştım bir kere daha...
Pamuk şekerinden minik bir ısırık aldım ve önüme döndüm.
Tanrı'm... bugün çok güzeldi!
O kadar tatlı gülmüştü ve beni o kadar mutlu etmişti ki...
Açıkçası son zamanlarda canım sıkılıyordu ve okul açılmak üzereydi. 1 ay kalmıştı sadece.
Kendi başıma bir yere gitmeyeceğime göre, Taehyung'la lunapark'a gitmiştik.
Taehyung buraya gitmek istediğini söyleyince, buraya gitmiştik. Açıkçası Taehyung'un olduğu her yer cennetti benim için.
Gözlerime giren saçlarımı huysuzca geriye attım ve adımlarımı küçülttüm.
Eve gitmek istemiyordum. Neden bilmiyordum ama bütün geceyi başka yerlerde geçirmek istiyordum.
Ev artık bunaltıyordu beni.
Aslında, beni sürekli bunaltıyordu. Sanki Taehyung'un acı ve sessiz çığlıkları vardı odanın her köşesinde.
Bütün duvarlar üzerime geliyordu. Taehyung sadece bir kaç dakikalığına başka odalara gitse bile bunalıyordum ve kendimi yalnız hissediyordum içten içe.
Bunu Taehyung'a söyledim sessizce.
"Eve gitmek istemiyorum Taehyung."
Taehyung kafasını çevirip bana baktı.
Çok düşünceli gözüküyordu. Gözleri simsiyah olu vermişti.
Evden başka bir yere gidemezdik açıkçası.
Taehyung'un büyükannesi de yaşlıydı zaten normal olarak. Ona ayak bağı olmak da anlamsız olurdu...
Taehyung alt dudağını büzdü ve gözlerini oynatmaya başladı.
Tanrı'm... şunu yapma!
Taehyung'a bakarak pamuk şekerimi ısırdım ve şekerin ağzımda yayılmasını sağladım.
Taehyung kağıda bir şey yazıp bana gösterdi.
'Bir yere gitmek istersen seni götürürüm.'
Gülümsedim.
"Senin olduğun her yere giderim."
Hayır.
Hayır.
Önüme döndüm ve adımlarımı direk düzene soktum.
Taehyung'da bana yetişti ve bana bakmaya başladı.
Hayır. Tanrı'm, rezillik resmen!
Önüme bakarken, yalan söyledim.
"Y-yani öyle derken, seninle olunca eğleneceli o-oluyor. Onu demek i-istedim..."
Kafasını hafifçe salladığını anladığımda derin bir nefes verdim.
Muhtemelen inanmamıştı ama umurumda da değildi.
Sıkıldığımı belli edercesine nefes verdim ve pamuk şekerimi son ısırıkla tamamiylen bitirdim.
Çubuyla oynarken, Taehyung birden elimi tuttu. Beni peşinden sürüklemeye başladı.
Şaşkın bir şekilde düşmemek için eline tutundum.
Nereye gidiyorduk ki?
Ağzımı açacağım sırada, parmaklarıyla dudaklarımı kapattı.
Parmaklarını cidden ısırmak istedim.
İstediği gibi sessiz kalınca, parmaklarını dudaklarımdan çekti ve beni bir yere götürmeye başladı.
•••
Tanrı'm... burası, burası sürekli yalnız başıma geldiğim yerdi.
Buraya geldiğimi hiç kimse bilmezdi. Buraya sürekli tek başıma gelirdim ben!
Burası Taehyung'la gittiğim yere oldukça benziyordu.
Ama burasının anlamı benim için çok farklıydı.
16.08.2017
Annem'in ölüm yıl dönümü.
Ben, her 16 ağustosta, buraya gelirdim.
Buraya gelirdim ve deliler gibi ağlardım.
Kafamı dağıtmak istememin sebebi buydu aslında.
Artık annemi hatırlamak istemiyordum. Kalbim yeterince iflas etmiş bir durumdaydı zaten.
Elimi tutan ve etrafa bakan Taehyung'u dürtükledim.
Bana bakınca, ona sormak istediğim soruyu sordum.
"Burayı nereden biliyorsun?"
Elimi bıraktı ve elini cebine soktu.
Not defterini eline aldı ve kalemi sürtmeye başladı.
Bana gösterdi ardından.
'Annen'in ölüm yıl dönümü bugün. Onu canlandır, eski anılarınızı hatırla.'
Tanrı'm, beni her geçen gün daha çok şaşırtıyordu.
Bana bu sefer cebinden çıkardığı kağıdı gösterdi.
'Ben senin hakkında her şeyi biliyorum Jim.'
Kafamı eğdim. Ağlamaya başladım usulca.
Elini belime koydu ve kendine çekti beni. Küçük bedenimi göğsüne yasladı.
Yavaşça kendini yere yatırdı. Ben de o sıra çoktan dolamıştım kollarımı bedenine.
Benim dilek perim gibiydi o.
Eve gitmek istemediğimi söylediğimde, cidden beni eve götürmemişti.
Sabahlara kadar burada kalmıştık.
Gerçi çok fazla ağlasamda, bana bir şey yapmamıştı.
Bilmiyorum, ölüm acısını bile tatlı kılmıştı bugün bana.
Mucizevi.
Seni seviyorum Taehyung.