39.Bölüm 1.Kısım // ಭHer Şey İstanbul İle Mi Başladı ? ಭ
- ALPER-
Bitap bir haldeydim artık, Barlas'ın itiraflarından sonra, sonun da yıllardır kavuşmayı beklediğim dudaklarına kavuşmuşken, artık ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyordum. Sevinmeli miydim? Aşık olduğum adamın yıllarca beni sevmediğini düşünerek acı çekmişken, şimdi onun da beni sevdiğini öğrenmiştim sevinmeliydim, peki bunu daha önce fark edemediğim için geç kalmamış mıydık bunca şeye zaten? Utanmalıydım, çünkü evlenmek üzere olduğum bir kadın vardı, o kadın çirkeflik yapmak yerine bizi baş başa bırakıp gidecek kadar karakterli bir insandı, ve ben onu aldatmıştım. Ve korkmalıydım; sırrımızı neredeyse bizim ölmemizi isteyecek kadar olan İstanbul öğrenmiş olabilirdi ama ben bu duygulardan hiç birini hissetmiyordum..
- BARLAS-
Artık duygularımı tarif edecek bir kelime, bir cümle, bir harf bile bulamıyordum, çok kısa bir zaman için de daha bir yıl bile dolmamışken o kadar çok şey yaşamıştım ki -yaşamıştık ki- artık duygularımı tasvir edecek hiçbir şey bulamıyordum. Çocukluğum da yaptığım bir hata yüzünden annem ölmüştü , annesizlikten dolayı Alper'e sığınmıştım, zaman geçtikçe ona olan hislerimi fark etmeye başlamış ama babamın '' delikanlı oğlum benim - annesinin delikanlısı '' vs - sözleri yüzünden bırakın bunu Alper'e itiraf etmeyi, kendime bile itiraf edememiştim. Ancak bugün kabullenmiştim, kabullenmiştim çünkü artık pes etmiştim, savaşmaktan, umut etmekten, ayağa bir kez daha kalkabileceğime inanmaktan... Ben bugün kendi vedamı yapmıştım neredeyse, ve şimdi bu yüzden İstanbul'un duymuş olması küçük Barlas'ın bile umurunda değildi...
- İSTANBUL-
Sevdiğiniz için sevdiğinizden vazgeçer miydiniz? Onu korumak için onu en çok yaralayan siz olabilir miydiniz? O ömrünün sonuna kadar acı çekmesin diye, bir süre acı çekmeye mahkum edebilir miydiniz? Bunu yaparsak mı sevginin hakkını vermiş oluruz yapmazsak mı? Cevabını bilmiyorum bildiğim tek şey yaptığım tercih, tercihim 'in sonucunda, hayatımda ki herkes benden nefret edecek özellikle de Barlas, ama en azından bir süre sonra düzelebilecek. İşin en acı yanı benden nefret etmesi değil, işin en acı yanı ona bu kadar kötülüğü bu ' sırrı sakladıkları için ' olduğunu sanmaları ve asla gerçekleri öğrenemeyecekler...
'' Ne yapıyorsunuz siz burada? '' dedim kendimi toparlayarak Barlas ve Alper ise birbirlerine baktılar..
'' Sen..sen ne zaman geldin? '' sesinde ki endişe o kadar çok yaralıyordu ki beni... Keşke bu kadar korkma sevgilim ben bu sırrı zaten ''biliyorum' 'diyebilseydim..
'' Daha şimdi geldim, ne oldu ki Barlas'cım ? '' dedim alayla, dudaklarım alaylı olabilirdi, gözlerim, yüz hatlarım alaylı olabilirdi, ama yüreğimde yangınlar vardı ve o yangınlar asla sönmeyecekti..
'' Hiç...hiç bir şey olmadı '' dedi yavaşça kendini toparlayarak, yüzüme bakamıyordu bile, o kadar mı nefret ediyorsun benden sevgilim, yoksa o kadar mı çok Alper'e aşıksın? Hangisi sevgilim?
Başka hiçbir şey demedi , yavaşça yanımdan çekip gitti, en çok bana ihtiyacı olduğu andı, en çok ağlamaya ihtiyacı olduğu anda, ama yanın da olamazdım, bir görevim vardı ve o görevim herkesin canını yakmaktı..
'' Gözün aydın '' dedi Alper gülerek yanıma gelirken '' Muradına erebilirsin '' gülüyordu, alaycıydı..
İşte şimdi daha iyi anlıyordum, neden en başta Alper'den hoşlandığımı, neden ona bu kadar güvendiğimi, sığındığımı. Benim gibiydi çünkü, benim gibiydi. Yüreğinde tonlarca ağırlıkta acı vardı, pişmanlık vardı, bağıra çağıra itiraf etmek istedikleri vardı, korkuları vardı ama buna rağmen yüzüne o alaycı, umursamaz, maskesini takabiliyordu ve bunu yaşamamış kimse sahte olduğunu anlamıyordu, çünkü Alper mükemmel rol yapabiliyordu, benim gibi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ಭ Lisenin Canı Cehenneme ಭ
Teen Fiction46 ; Heyecan × 158 ; Gözyaşı × 172 ; Yalan 290 ; Sır × 351 ;Ihanet × 565 ;Komedi × 588 ;Lise ~~ "Alev buzun içine düştü buz erimedi , alev de sönmedi . Gökyüzü sallandı kimse ölmedi . Biz aşık olduk ve aşkımız kadar yok olduk " ~~ '' Keşke ölseydin...