ಭ FİNAL 1. KISIM / GERÇEKLER ORTAYA ÇIKIYORಭ

112 4 7
                                    

41.Bölüm

Bölüm Şarkısı; N0 1-Hiç Işık Yok Farkındayım

Bölüm Şarkısı 2 ; Naz Özçal-Şairin Sesi

**

- Günler Öncesi-

/Barlas'ın İtiraf Ettiği Gün/

İstanbul Barlas'tan duyduklarından sonra, hayatında üçüncü kez ölmüştü sanki, birincisi aşık olduğu adamın orospu çocuğu olduğunu anladığı gün, ikincisi Barış'ın ölmesi ve ablasının gitmesi, ve sonuncusu bugün.. Hayatta ailesinden sonra en çok sevdiği, belki ailesinden bile daha çok güvendiği insanın ondan hayatının sırrını sakladığını öğrendiği gün..

Düşündü o an; Barlas ölseydi daha mı az canım acırdı? Çünkü ölseydi onu hala sevebilecekti çok acı çekecekti, çok canı yanacaktı, uyuyamayacak, uyandığın da her yerde hayalini görecek ama en azından hala onu sevebilecekti.. Peki şimdi? Barlas içinde ki sevgiyi öldürmüştü, Barlas artık bir '' ihtimal bile bırakmamıştı '', Barlas '' bir ışık bile bırakmamıştı ''

Gitmeyi tercih etmişti o da, olabildiğince Barlas'tan uzaklaşmayı tercih etmişti, eve varana kadar ağlamamıştı, ama evin kapısına geldiği zaman adımını atamadı içeri, kaldıramazdı yüreği bir darbeyi daha, kaldıramazdı ailesinin, ablasının gitmesinden dolayı ona yüklenmesini düşündü ne yapmalıydı? Acısına ne iyi gelirdi? Onun yerinde Yaren olsaydı ne yapardı? Bulmuştu cevabını, ama korkuyordu, bu zamana kadar yoldan çıkmamış, evin masum kızı olmuş iken bir anda kendini bozmayı göze alabilecek miydi? Alabilecekti çünkü, Barlas onun içinden sadece sevgisini değil aslında İstanbul'u İstanbul yapan son parçayı da alıp götürmüştü..

Yerinden kalkıp bahçeden çıkmak için bir adım atmıştı ki telefonuna bir mesaj geldi, bilinmeyen numaradan, mesajı açtığı zaman okuduklarına hiç bir anlam veremedi ' Barlas'ın ve geri kalanlarının hayatları senin elinde sokağın karşısında ki siyah arabaya gel '.  Önce Barlas'ın kendisine ulaşmak için bir oyun yaptığını düşündü, daha sonra da Barlas'ın asla böyle bir şeye kalkışmayacağını bildiğini fark etti, peki o zaman neydi bu mesaj? Kaybedecek neyim kaldı ki diye düşündü ve bahçeden çıkıp bir kaç adım daha yürüdü, ardından karşıda onu bekleyen bir araba fark etti. Bilseydi o arabaya bindiğin de hayatının alt üst olacağını, herkesi kaybedeceğini bilseydi biner miydi ki? Binmezdi,  ama İstanbul bunları bilmiyordu ve o arabaya bindi...

'' Gelmen büyük cesaret '' dedi sarı upuzun saçlar , yemyeşil gözlere sahip olan otuz-otuz beş yaşında ki kadın .

'' Kaybedecek bir canım kaldı yani o da gerçek anlamda'' dedi İstanbul zoraki bir gülümsemeyle '' Kimsiniz benden ne istiyorsunuz? ''korkmuyordu, sakindi, haddinden fazla sakindi..

'' Ben Çeşmi, ünlü bir şirketin sahibinin karısıyım '' yüzünde hayır yoktu kadının, ben kötüyüm diye bas bas bağırıyordu sanki..

'' Peki bunun benimle olayı ne oluyor? Bakın gerçekten hiç vaktim yok ''

'' Peki direk konuya gireyim o zaman ama-- '' İstanbul daha ne olduğunu anlayamadan, Çeşmi denilen kadının arkasından bir silah çıkarıp ona doğrultmasına şahit oldu '' lafımı keser beni yeniden anlattırmaya başlatırsan-- ''

'' Daha az önce ölmekten korkmadığımı söyledim '' dimdik duruyordu İstanbul, gerçekten de korkmuyordu, zaten ruhu ölmüştü, tanımadığı biri tarafından gerçekten öldürülse ne fark ederdi?

'' Tetiği sana değil, Barlas'a çekerim, yoksa onunda mı artık ölmesini umursamıyorsun? ''

Sana sorsam uzağım kendimden

ಭ Lisenin Canı Cehenneme ಭHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin