Çocuk ve Okulöncesi Eğitim

82 5 0
                                    

Bu konuda Öncelikle okul öncesi eğitime başlama yaşından bahsetmek istiyorum. Şunu kesinlikle belirteyim, eğer imkanınız varsa 3 yas bitene kadar çocugunuzu kendi yanınızdan ayırmanın, daha önce kreslerden bahsettiğim bölümde belirttiğim gibi çocuğunuzu kreşe falan vermeyin.Bu çocuğun sağlıklı ruhsal gelişimi açısından önemlidir.Ama çalışan anneyim krese vermekten başka çarem yok diyorsanız.Çocuğunuzu rahatlıkla güvenebileceginiz,Çocuğunuz ne yiyor, ne içiyor, ne yapiyor,cocuğunuza nasıl davranılıyor her daim takip edebilme imkanına sahip olduğumuz bir kreşe verin.Çocuk kreşten eve geldiği zaman onunla ilgilenmeniz icin biraz kapris yapabilir,hiç yoktan bahanelerle aglayabilir.Bunun normal olduğunu kabul edin ve sabırlı olun,asla öfkelenmeyin oğlum- kızım sen ne istiyorsun beni delirtmeye mi çalışıyorsun? Sus artık! gibi sözler etmeyin.Bu tür tepkiler verdiğinizde çocuğunuz daha çok kapris yapacaktır.Yapacağınız şey çocugunuzla mümkün olduğunca kaliteli zaman geçirmeye çalışmaktır.Bunun dışında bir suçluluk psikolojsiyle çocuğun her istediğini yapmak gibi ya da sürekli yemek yedirmeye çalışmak gibi bir yanlışa asla düşmeyin.

Çocuğunuzu dört yaşından itibaren ise okul öncesi egitim kurumlarına verebilirsiniz.İyi bir anasınıfı öğretmeninin çocuklara çok faydalı olacağını düşünüyorum.Aslında sadece düşünmüyorum biliyorum.Ancak bazı uzmanlar çok çocuklu ailelerde okul öncesi(anasınıfı) egitiminin gerekli olmadığını da belirtmektedir.Tabiki okulöncesi eğitim olmazsa olmaz bir ön koşuldur diyemeyiz.Ancak faydalı olduğu su götürmez bir gerçektir.Burayı su şekilde açıklamak istiyorum Eğer apartmanda yaşıyorsanız ve çocuğunuzun iletişim kurabileceği oyun oynayacağı yeterli arkadaşı yoksa,kardeş sayısı azsa ,dört yaşından itibaren kendi yaş grubunda bir anasınıfına vermeniz faydalı olcaktır.Ancak çok çocuklu bir aileyseniz, aparmanda yaşamiyorsaniz, çevrenizde çocuğunuzun yeterince iletişim kurabileceği oyun oynayabileceği imkanı ve akranları varsa ilkokula başlamadan bir yıl önce anasinifina vermeniz yeterli olcaktır.Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz. Dört yaşına kadar çocuklar ben merkezci bir düşünme sistemine sahip oldukları için paylaşmayı sevmezler ve oyuncakları ile tek başına oynamak isterler.Kendi eşyalarını paylaşmadiklari gibi birbirlerinin elindeki oyuncağı da almak isterler.Hatta bu sebeple uzun süre aglayabilirler,kavga edebilirler.Ne kadar, o oyuncak arkadaşının deseniz de anlamazlar ve oyuncağa sahip olmak için inatlaşırlar, bu normal gelişimin bir parçasıdır.Bu durumu kendi cocuklarinizdan da gözleyebilirsiniz.Bu durum, normal gelişimin sonucu olduğu için, çocuğunuz oyuncağı paylaşmak istemediginde zorla oyuncağını elinden alıp paylaşmaya zorlamayın.Bir arkadaşım üç yaşındaki oğluyla ziyaretimize gelmişti.Tekrar evelerine dönecekleri zaman, üç yaşındaki yaşındaki oğlu ,aynı yaştaki oğlumun komyonunu alıp götürmek için,o benim kamyonum diyerek uzun süre ağlamıştı.Annesi kamyonun onun olmadığını anltmaya çalışsa da ikna olmamıştı.Annesi ağlayan çocuğunu kucağına alıp,sen ne laf anlamaz bir çocuksun deyip götürmüştü.Bu benmerkezci düşünme dolaysiyla dört yaşından önce çocuk kendi akranlariyla oynamayı beceremez ancak Dört yaşından itibaren ise çocuklar akranlariyla oynamak ve vakit geçirmek isterler bu onlar için gelişimsel ve önemli bir ihtiyaçtır. Özellikle dil gelişimi,sosyal gelişim açısından hatta zihinsel gelişim ve psikomotor gelişim(beceri gelişimi) açısından da duygusal gelişim açısından da önemlidir. Bu açıdan yaşadığınız yerde çocuğunuzun yeterince oynayabileceği oyun arkadaşları yoksa 4 yaşından itibaren anasınıfına veriniz.Anasıfı oyun imkanın yanında çocuklara birlikte, yardimlaşarak iş yapma ve birlikte başarma, bir gruba ait olma ve grubun kurallarına uyma,yeteneklerini deneme ve geliştirme,kendi işini kendisi görerek bağımsız bir birey olabilme,Şarkılarla bilmecelerle,bulmacalarla eğelenceli zaman geçirme hem de eğelirken öğrenme gibi imkanları da sunmaktadır.Anasinifinin en güzel taraflarından bir tanesinin ise ürüne dayalı bir egitim programı uygulanıyor olmasıdır ki bu çok önemlidir.Çocuklar keserek yapiştirarak, boyayarak çok güzel çalışmalar yapmakta çok güzel ürünler ortaya çıkarmaktadırlar.Örneğin artık malzeme olan açılan kalem uçlarını ya da tuvalet kağıdı rulolarını değerlendirerek çeşitli süslemeler yapmaktadırlar.Bu çalışmalar çocuğun üç önemli kazanım elde etmesini sağlamaktadır.Birincisi yapılan çalışmanın sonucunda somut bir ürün ortaya çıktığı için, çocuk bu ürünü ben yaptım, ben başardım diyecek, bu şekilde hem kendine güveni artacak, hem de Kendi başına bir şeyler başarmanın mutluluğunu yaşayacaktır.İkincisi ki benim en çok önemsediğim şey olan yaratıcı düşünmeyi farklı düşünmeyi geliştirecek ki bu dahiliğe giden yoldur.Örneğin anasınıfı giden 5 yaşındaki oğlumun bir davranışı, bu konuda anasıfının kazanimini ortaya koyması bakımından güzel bir örnek olmuştu.Kendisine aldığım yeni ayakkabıların kutusunu annesi tam atacakken, 'anne dur atma' dedi.Annesi,"oğlum ne yapacaksın boş ayakkabı kutusunu atalım gitsin evde kalabalık etmesin.?dedi.Bende bu konuşmayı izliyordum.Oğlumun, ayakkabı kutusunun atılmasına neden izin vermek istemediğini merak ediyordum.Oğlum"Annecim ben o kutuyla çok güzel bir ev yapacağım" dedi.Annesinin elinden aldı ve el işi kağıtlarını da kullanarak,keserek yapıştırarak gerçekten de çok güzel bir ev yaptı.Oğlumun yaptığı bu çalışma farklı düşünmenin ve yaratıcı düşünme becerisinin aynı zamanda da gelişmiş el becerisinin ürünüydü.Bunu da büyük oranda anasinifinda almış olduğu eğitime borçlu olduğunu soyleyebiliriz.Şunu açıkça söyleybilirim ki anasinifana giden oğlumun kesme yapıştırma,boyama ve süsleme çalışmalarında en az benim kadar başarılı olduğunu düşünüyorum.Çünkü yetenek ve beceri yaptıkça gelişir, bu da bunun açık bir kanıtıdır.Bu durumu fark eden snif öğretmeni arkadaşımın bir tanesi "vallahi hocam Çocuklar benden daha güzel boyama çalışması ve resim yapıyorlar ben onlar gibi güzel boyayamam demişti.Evet gerçekten de öyleydi.Ancak ne yazik ki çocuk birinci sınıfa başladıktan sonra hayal gücünü ve yaratıcı düşünmeyi,farkli düşünmeyi gelistiren, çocuğun yeteneğini ve becerisini geliştiren ürün ortaya çıkarmaya ve eğlenerek öğrenmeye dayalı eğitim ortadan kalkıyor. Daha önce de belirttiğim gibi birinci sınıfın ikinci doneminden itibaren çocuğun başarısının sadece test çözme becerisiyle değerlendirildiği buna göre de kıyaslamaların yapıldığı bir eğitim sistemi başliyor ki Bu durum neden bizim bilimde, teknoljide istenilen noktaya gelemedigizi çok güzel açıklıyor.

Üçüncü önemli kazanıma gelince, çocuklar ansınıfında bazı çalismaları birlikte yaparak birlikte bir ürün ortaya cıkarmaktadirlar,beraber çalışarak başarı elde etmektedirler.Bu şekilde de paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini kavramaktadirlar.Çocuğun paylaşma yardımlaşma duygusunu kazanması ise kendisi, içinde yaşadığı ailesi ve toplum adına çok önemli bir kazanimdir.Bu açıdan çocuğum değerli diyoraniz ki,kesinlikle öyledir.yazımda belirttiğim durumlara ve yaş aralığına göre çocuğunuzun okul öncesi eğitimden faydalanmasını sağlayınız.

Anasinifinin Çocuğun dil gelişimi üzerinde olumlu etkileri ise gözardı edilmeyecek kadar önemlidir.Çünkü çocukların akranlariyla vakit geçirmesinin dil gelişimi üzerinde olumlu etkileri olmaktardır.Çocuk oyun yoluyla akranlariyla sürekli iletişim içinde olduğu için dil gelişimi hizlanmaktadır.Her becerinin yaptıkça geliştiğini unutmamak gerekir.Çocuğun konuşma becerisine konuştukça gelişecektir.Anasinifi çocuklara bu olanağı
da sunmaktadır.Anasınıfı ogrencileri bir yandan oynarken, bir yandan da konuşarak kendini sözlü olarak ifade etme becerilerini de geliştirmektedirler.Ayrıca anasifinda çocuklar şarkılar,tekerlemeler,bilneceler söylemekteler ve öğrenmekteler bunlarda dil gelişimini desteklemektedir.Çalıştığım ilkokulun anasıfına kayıt olan ve sene başında dil gelişimi açısından geri olan öğrencilerimiz de ,eğitim yılının sonunda önemli sayılabilecek derecede olumlu gelişmeler olmaktadır.Özellikle telaffuz sıkıntısı çeken çocuklarda önemli derecede olumlu değişimler gözlemekteyiz. Bugünün çocuğu ne yazikki sekiz on katlı koca koca beton yığını  apartmanlarda hapsolmuştur ve anne babasi harince iletişim kurabileceği çok az kişi vardir.Anasınıfları hem çocukları bu hapishaneden kurtararak, akranları ile bol bol iletişim imkanı sağlamakta hem de
çocukların enerjilerini atmalarını, nefes almalarını sağlamaktadır.Bu yüzden çocuğunuzun hem dil gelişimi, hem diğer gelişim alanları açısından anasınıfı eğitiminden yararlanmasını ihmal etmeyiniz.

Çocuğum DeğerliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin