Bu gün ülkemizde veliler istemeleri halinde Eylül ayı itibariyle 66 aylık çocuklarını birinci sınıfa kaydettirme hakkına sahiptirler.Kayıt yaşı ile ilgili bakanlığın çıkarmış olduğu yönetmelik o kadar karmaşık ve yanlış bir yönetmelik ki bu karmaşıklık ve yanlışlık hem velileri hem okul yöneticilerini hem de öğretmenleri zor duruma sokmaktadır. Çocuklar için de bazı olumsuz sonuçlar ortaya koymaktadır.Ayrıca bazı anne babalar da çocuklarını 1.sinifa kayıt ettirip ettirmeme konusunda kararsızlık yaşamaktadır.Bazen bu durum anne babalar arasında çatışma konusu da olabilmektir.Örneğin anne çocuğunu bu yıl okula verelim derken baba bir yıl daha bekleyelim öyle verelim diye bilmektedir.Yönetmelik eylül itibariyle 66 ayı doldurmuş çocuklarınıza birinci sınıfa kayıt hakkı vermiş olsa da 66-69 ay arasindaki çocuğunuzu kesinlikle birici sınıfa kaydettirmeyiniz.69-72 ay arasindaki çocuğunuzun kaydıyla ilgili kararı ise, tecrübeli sınıf öğretmenlerinin görüşünü alarak veriniz.Sınıf öğretmenlerinin kısa süre çocuğunuzu görmesi bu konuda yeterli olcaktır.Arkasindan size tavsiyelerini söyleyecektirler.Lütfen bu tavsiyelere göre hareket ediniz.(Eğer ogretmenlerin görüşü seneye gelmesi daha iyi olur seklindeyse acele etmeyin ve çocuğunuzu birinci sinfa bir yıl sonra verin.Ogretmenlerin tavsiyesi bu çocuk, rahatlıkla birinci sınıfı becerebilir,bir yıl daha beklemenize gerek yok seklindeyse çocuğunuzun kaydını yaptirabilirsiniz.) Ögretmenlerin tavsiyesine rağmen kafanız karışıksa karar veremiyorsanız. Çocuğunuzu birinci sınıfa kayıt yaptırmak icin 72 ayın dolmasını bekleyerek çocuğunuzu bir yıl sonra birinci sınıfa verebilirsiniz.Ancak Çocuğunuz Eylül ayı itibariyle 72 ay ve üzeri ise hiç terettüt etmeden birinci sınıfa kaydini yaptırabilirsiniz.Kayıt için beklemenize gerek yoktur. Yetmiş iki ayı doldurmuş çocuğunuzun kaydını bir yıl daha erteleyerek çocuğunuzun eğitim hakkından kesinlikle çalmayin.Bazı anne babalar çocukları 72 ayı doldurmuş olmasına ve çocuklarinda hiç bir gelişimsel gerilik olmamasına rağmen, çocuklarının kayıtlarını bir yıl daha erteleyerek birinci sınıfa 84 aylik veya daha büyük olarak vermek istemektedir.Bazı anne babalarda çocuklarının birinci sınıfa kayıt hakları olduğu için 66 aylık çocuklarını birinci sınıfa vermek istemektedir.Bu durum ise 66 aylık çocuklarla, seksan dört aylık hatta daha büyük çocuklarin aynı sınıfta okumasina sebep olmaktadır.Bu ise tahmin edebileceğiniz bir takim sıkıntılara sebep olmaktadır. Örneğin 66-69 ay arasi çocuklar genel olarak birinci sinifin gerektirdiği temel gereksinimleri karşılama noktasinda istenilen performansı gosterememektedir.Öğrenme hızı sınıf seviyesinin gerisinde kalmaktadır.Tabiki istisnalar olabilir (mesala Eski Milli Eğitim Bakanlarimizdan Ömer Dinçer 60 aylık çocuklara birinci sınıfa kayıt hakkı tanıyan yönetmeliği savunurken, kendisinin de 60 aylıkken birinci sınıfa kayıt olduğunu ve başarılı olduğunu belirtmişti) ama 69 aydan daha küçük çocuklar genel olarak birinci sınıfta zorlanmaktadır. 69 aydan daha küçük çocuğu birinci sinifa kayıt ettirmek, çocuğun sırtına kaldıramayacağı, ya da çok zorlanarak kaldırabileceği yükü yuklemektir.Genel olarakta bu çocuklar bu yükün altında ezilmektedir.Çocuk okumayı öğrenmiş olsa bile diğer becerilerde arkadaşlarına göre zorlanacak ve geri kalacaktır.Çocuk birinci sınıfta olduğu gibi ,üst siniflarda da ayni şekilde zorlanmaya devam edecektir.Özellikle matematikte işlem yapma ve problem çözme becerisinde, Türkçe'de ise okuduğunu anlama becerisinde bu gerilik farkedilmektedir. Bu da çocuğun daha birinci sınıfta başarısızlık duygusu(yetersizlik-aşağılık duygusu) yaşamasına neden olabilir ki, çocuk sonradan zihinsel olarak gelişmiş olsa da etkisi altında olduğu başarısızlık duygusu nedeniyle kendine güveni zedelendiği ve başarı konusunda pes etmiş olduğu için, başarılı olmak için gayret göstermeyebilir.Çocuk başarısızlığı kabul eder.Bu konuda yapılmış mesur bir köpek balığı öyküsü vardır.köpek balığını ve akvaryum balığını aynı havuzu koymuşlar fakat havuzu ortadan cam bölmeyle ayırmışlar köpek balığı cam bölmenin bir tarafinda,akvaryum balığı bir tarfindaymış. köpek balığı ilk zamanlarda akvaryum balığını yemek için atiliyormus fakat her atilişinda cam bölmeye çarpıp geri dönüyormuş.Köpek balığı yaptığı tüm deneneler başarısız olunca artık akvaryum balığını yemek için deneme yapmayı bırakmış.Bu esnada ortadaki cam bölmeyi kaldırmışlar ama köpek balığı yine de akvaryum balığını yemek için deneme yapmamış ve hiç bir gayret göstermemiş.Bu durumun psikolojideki tanımı öğrenilmiş çaresizliktir.Kopek balığı yaptığı tüm denemeler başarısız olunca, başarılı olacağına dair inancını kaybetmiştir.Küçük balığı yiyebilecegi koşullar oluşmuş olmasına rağmen yemek için bir çaba bir gayret göstermemiştir. Çocuğumuzun daha ilkokula başladığı ilk yılda köpek balığının yaşadığı gibi ben ne yapsam da başarılı olamam şeklinde bir duyguya kapılmasını ve daha sonraki yıllarda da bu duygunun etkisi altında kalmasını istemiyorsanız.Çocuklarınızın 69 aydan daha erken birinci sınıfa kayıt yaptırarak sırtına kaldıramayacağı yükü yüklemeyin.Burada şunu soyleyenleriniz olabilir "bende ilkokula beş yaşında gittim ve basarisiz olmadım"Başarısız olmasanız bile zorlandiginiz su götürmez bir gerçektir.Ben ilkokulda çalışan bir rehber öğretmen olarak bunu görüyorum ve yazıyorum.Bu konuda Doğayen psikolog Proföser Haluk Yavuzer kendisinin de ilkokula küçük gönderildiğini, kendi rizasina bırakılmış olaydı bu günkü düşüncesine göre kesinlikle 72 aydan once ilkokula başlamazdim şeklinde görüş belirtmiştir.
İkinci konuda yukarıda belirttiğim gibil Çocuk 72 ayı doldurmuş olmasına rağmen anne babanın çoğu birinci sınıfa vermeyerek kaydını ertelemesidir.Bu durumda da çocuk birinci sinif yaşının üzerinde olduğu için okulda yapılması gereken çalışmaları kısa sürede yapmakta, sınıfın genelinden çok önce çalışmasını bitiren çocuk ise sıkılmakta ve sınıfta bazı disiplin sorunlarına neden olabilmektedir.Ayrıca birinci sınıfta yapılan çalışmalar çocuğun gelişimsel yeterliliginin altında kalabilmekterdir.Bu durumda da çocuk okulu ve dersleri çok basit görerek hafife alma yolunu seçebilmektedir.Çocuk bu alışkanlığı devam ettirdiği taktirde ise ilerde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir.Ders çalışmadan başarılı olabileceğini düşünen çocuk "ben zaten biliyorum,çok kolay ders çalışmama gerek yok diyebilmektedir.Çocuk bu şekilde belli bir süre götürse de düzenli ders çalışma alışkanlığı kazanamadiği zaman üst sınıflarda zorlanacaktir.
Sonuç olarak 69 aydan daha küçük çocuğunuzu okula verip, çocuk istenilen başarıyı göstermediği zaman da çocuğu suçlamayın böyle bir durumda asıl hatalı siz olduğunuzu unutmayın.Bu konuda tavsiyemizi dinlemeyen velilerin çoğunun, sene sonunda ciddi pişmanlık yasadigini da yeri gelmişken belirteyim.Ayrıca çocuğunuz 72 ayı doldurmuş ve hiç bir gelişimsel geriliği de yoksa ilkokula gondermeyerek eğitim hakkından çalmayın.Çünkü 72 ay birinci sinif için en ideal yaştır. Bu arada 69-72 arası çocuğunuzu da okula verirken daha önce belirttiğim gibi tecrübeli sınıf öğretmenlerinin görüşü doğrultusunda hareket ediniz.Yine de kafanız karışıksa çocuğunuzun birinci sınıfa kaydını bir yıl sonra yaptırınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğum Değerli
De TodoAnne babalarla konuştuğumuzda en değerli varlıklarının çocukları olduğunu söylerler.Ancak bir çok anne babanın söylediği ile davranışları tutarsızlık göstermektedir.Çocuklar hatalı davranışlar sergilediklerinde ya da okulda istenilen başarıyı goste...