Her anne babanın öncelikli amacı çocuklarının hem şimdi hem de ileriki yıllarda sağlıklı ve mutlu bir birey olmalarını sağlamaktır.Bunun için çaba gösterirler.Anneler saçını suprge eder.Babalar ise çocuklarının bir şeylerini eksik etmemek için güçlerinin yettiğince gecesini gündüzüne katar çalışırlar.Ancak tüm bu çabalar bazen boşa gidebilmektedir.Peki neden böyle oluyor, tüm çabalarımıza rağmen çocuklarımızı mutlu yetiştiremiyoruz .Cocugumuz doktor olmuş ama hem kendisi mutsuz hem de çevresindekileri mutsuz edebiliyor.Çünkü bir insanın mutlu olması hakim,profesör,doktor olmasına ya da çok para kazanıyor olmasına bağlı değildir.Böyle olsaydı intihar eden doktorlara, savcılara ya da is adamlarına rastlanmazdı.Bunların(intiharların) altında genellikle kimse beni sevmiyor, kimse bana değer vermiyor, yapa yalnızım gibi duygu ve düşünceler yatmaktadır.Kişi kendisini profesör olduğu için değerli görüyor, sevilmeye layık görüyorsa bu kişinin mutlu olması zordur.kişi kendisini kendisi olduğu için sevilmeye layık görmelidir.Kişi, eşim çocukların, ailem, dostlarım beni profesör olduğum için değil ben olduğum için seviyor, ben sevilmeye değerim bunun için hangi işi yaptığım,hangi statüye sahip oldugum,ne kadar para kazandığım önemli değildir diye hissetmeli ve düşünmelidir.Kişinin hem çocukken hemde yetişkin olduğunda böyle dusunebilmesi ve hissede bilmesi de anne babaların çocuğa karşı küçük yaştan itibaren sergiledikleri tutum ve davranışlarda gizlidir.Yani anne babanın doğru veya yanlış tutum ve davranışlarının sonucu çoğun yapmış olduğu kayıtlarda gizlidir.Anne babanın tutum ve davranışları çocukların küçük yaştan itibaren kendilerini değerli hissetmesine ya da tam tersi değersiz hissetmelerini neden olur. Sınavda birinci olamadığı için ağlayan 4. Sinif ogrencilerimizden bir tanesine, öğretmeni "bu kadar uzulmene gerek" yok dediğinde ,öğrencisi "ogretmenim sizden önceki öğretmenin ve annem babam beni sınavlarda birinci olduğum için seviyorlardı. Ben artık sevilmeyi hak etmiyorum" seklin cevaplamiştı.Bu öğrenci sınavda birinci olamadığı için kendini sevilmeye değer olarak görmüyordu.Anne baba hiç öyle şey olur mu? Ben çocuğumu sınav başarısına göre değil çocuğum olduğu için seviyorum dese de bunun bir anlamı yoktur.Bu tür durularda anne babanın söylediğine değil, anne babanın tutum ve davranışlarının çocuk tarafından nasıl algılandığını bakilmalidir.Bu öğrencimiz gerekli psikoljik desteği saglamamiza rağmen sınavlarda birinci olamadığı zaman kendine hakaretler yağdirarak hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordu.Ne yazık ki bilinçaltı kayıtları çoğu zaman insanı yönetmeye devam etmektedir.Bu öğrenciyle görüşmelerimde birinci olamadığı için aglamasının doğru olmadığı konusunda ikna etmiş olsam da benzer bir durumla karşılaştığında yine ağlamaya devam ediyordu.Anneyle konuştuğumuzda anne cocuguna "dersine çalış arkadaşlarından geri kalma şeklinde sık sık uyarılarda bulunduklarını söylemişti.Bunun sonucunda da çocuk arkadaşlarından geri kalırsa kabul görmeyeceğini,annesi babası tarafından yeterince sevilmeyeceğini düşünüyordu.
Burada vurgulamamız gereken ikinci bir noktada mutlu çocukları mutlu anne babaların yetiştirebileceğidir. Anne babanın çeşitli nedenlerle hergün kavga ettiği bir evde mutlu çocuklar yetişmez.Böyle bir evde çocuk kendini güvende hissetmez.Kendisini güvende hissetmeyen bir çocuğun da mutlu olması imkansızdır.Bir baba düşünün hem eşini dövüyor hem de çocuklarını böyle bir evde huzur olabilir mi?Böyle bir evde çocuklar, muhtemelen hem kendileri hem de anneleri adına derin kaygılar yaşayacaklardir.Bunun sonucu olarak da cocuklarda kaygı bozuklukları,panikatak gibi bir takım psikolojik rahatsızlıklar gözükebilmektedir.
Bir öğrencim cümle tamamlama testinde Hayatin en kötü tarafı... diye baslayan cümleyi "babam" yazarak tamamlamıştı.Öğrencimle yaptığım görüşmede babasının sık sık annesiyle kavga ettiğini hatta bazen de annesini dövdüğünü, babasından nefret ettiğini, babasının kendilerini hiç sevmediğini söylüyordu.Bunun üzerine anneyle görüştüm çocuğun anlattıklarını doğruladı.Hatta çocuğunun son günlerde aniden başlayan kalp çarpıntısı ve nefes almakta zorluk şeklinde sağlık sorunu yaşadığını belirtti.Doktorların bu çocuğun birşeyi yok, sorunu psikolojik dediğini söyledi.Evet sorun psikolojikti.Çocuk yaşadığı yoğun kaygı ve güven sorunu nedeniyle panik atak olmuştu.Ülkemizde bu öğrencinin yaşadığının benzerlerini yaşayan bir çok Çocuk olduğunu düşünüyorum.
Çocuklarımızı nasıl mutlu yetiştirebiliriz?
1.Sevginizi koşulsuz verin.Değerli olduğunu hissettirin.Çocuğunuzu sevmeniz için çocuğunuz olması yeterlidir.
2.Çocuğunuzu kimsenin çocuğu ile kiyaslamayin.
3.Şükretmeyi bilen çocuklar yetiştirin.Bunun için sizin de davranışlarında örnek olmanız gerekir.
4.Kaygılı anne babalar kaygılı çocuklar yetiştirir.Geleceğe yönelik olumlu düşünün çok fazla kaygılı olmayın.Çünkü aşırı kaygı insanı mutsuz eder ve başarıyı etkiler.Sınavlar da dahil hiç bir şeyi ölüm kalım meselesi olarak görmeyin.Cocugunuzunda görmemesi için bu konuyu sürekli konuşup çocuğun üzerindeki baskıyı ve kaygıyı arttırmayın.Her ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu ve onu çok sevdiğinizi belirtin.
5.Huzurlu bir yuvanız olsun.
6.Durumumuza göre aile olarak birlikte kaliteli zaman geçirin.Birlikte sinemaya gitmek,birlikte parka gitmek,birlikte dışarda yemek yemek,birlikte oyun oynamak vb.
7.Çocuğunuzun çocukluğunu doya doya yaşamasına izin verin.Üstü başı toz olsun, çamur olsun hiç farketmez arkadaşlarıyla sokakta bol Böl oynasınlar.
8.Çocukları doğal alanlarda gezdirin,konuşsunlar,hoplasinlar,zıplasınlar. Apartmanlara hapsetmeyin.
9. Çocukların yaşına uygun sorumluluklar verin.Yatağını toplamak,oyuncalarını toplamak gibi.
10.Çocukların kendi başına yapabilecekleri işleri kendi başlarına yapmalarına izin verin.Çocuk kendi başına birşeyleri başarmanın mutluluğunu yaşasın.
11. Kendinize göre bir başarı beklentisi oluşturmaktan çok, çocuğa göre çocuğun potansiyeline göre bir başarı beklentisi oluşturunuz.Çocuk sizin beklentinizi karşılayamamanin üzüntüsünü yaşayıp kendisini başarısız hissetmedim.
12.Çocuğunuza sürekli ders çalış ders çalış demeyiniz.Bunun yerine onunla birlikte onun istediği gibi bir ders çalışma programı hazrlayiniz. Çocuklar kendi aldıkları kararlara daha iyi uyarlar.Böyle yaparak hem ona değerli olduğu mesajını veririz hemde kendi hayatının sorumluluğunu alma fırsatını vermiş oluruz.Böyle bir program ders çalışma yüzünden çocuğunuzla yaşadığınız çatışmaları azaltacaktır.
![](https://img.wattpad.com/cover/122886085-288-k841732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğum Değerli
AléatoireAnne babalarla konuştuğumuzda en değerli varlıklarının çocukları olduğunu söylerler.Ancak bir çok anne babanın söylediği ile davranışları tutarsızlık göstermektedir.Çocuklar hatalı davranışlar sergilediklerinde ya da okulda istenilen başarıyı goste...