Bugün anne babalar ve ogretmenler en çok çocukların yeterince ders calişmamasından yakınıyor.Aslına bakarsanız bu yakinmaların çoğu gereksiz yakınmalardır.Deneme sınavlarında çocuk üç beş soru yanlış yaptı diye çocuktan daha fazla üzülen "çalışmıyor hocam, çalışsa ful yapar." diyen annelere ve çocuklarına çok üzülüyorum.Boyle konuşan anneye şöyle diyorum "hanım efendi ben öğretmen olduğum halde bu sınava ben de girmiş olsam benim de bir kaç tane yanlışım çıkabilir.O yüzden bardağın dolu tarafını görmüyorsun ancak bardağın üzerindeki küçük boşluğu görüyorsun diyorum.Çocuklara üzülüyorum çalışıyor çabalıyor tüm bunlara rağmen üç beş yanlış yapınca yeterince çalışmamamakla suçlaniyorlar ve baskı görüyorlar. Pedagog Ali ÇANKIRILI'nın şehir çocuğu sürekli test çözen bir makinedir.Şeklindeki tanımlaması Aslında anne babaların ve ogretmenlerin çocuktan öncelikli olarak ne bekledilerini ,çocukları nasıl gördüklerini ifade etmesi açısından son derece önemli bir tanımlanır. Bugün "duygusuz nesilden" şikayet ediyorsak bu durumun en önemli nedeni ışte bu eğitim anlayışımızdır.Sen çocuğu sürekli test çözmesi gereken bir makine alarak göreceksin arkasından da duygusuz nesil diye şikayet edeceksin.Okul rehberlik servislerine başvurular incelense müracaat eden velilerimizin çoğunun geliş sebebinin çocuklara nasıl daha çok ders calistirir? nasıl daha çok test çözmelerini sağlayabiliriz? sorularına cevap aramak için geldikleri ortaya çıkacaktır.Öğretmenler için durum bundan daha farklı değildir (tabi ki istisna durumlar olabilir). Haluk YAVUZER'in "Okul Cağ Çocuğu" adlı kitabında bir kız çocuğunun cümle tamamlama testinde yazdığı su ifadeler bu gerçeğe ışık tutmaktadır."ogretmenlerimiz bizi sürekli ders çalışması gereken bir bilgisayar gibi görüyor.Sadece ders çalışmamızı bekliyorlar.Okulda ise saçma sapan kurallar var.Kendimi sürekli kafes içindeymiş gibi hissediyorum.Eğer öğretmenlerimiz derslerden daha çok çocukların psikolojisi ile ilgileseydi daha iyi olurdu" Evet bu kızımızın yazdıkları bizim eğitim anlayışımızı ortaya koyması bakımından son derece onemlidir.Bir makineden (bilgisayardan) duygusal davranışlar beklemek hayaldir.O yüzden şurada insanlar şehit oluyor,şurada insanlar açlıktan ölüyor gençlerin hiç umrunda bile değil,almak isteyip de alamadığı bir cep telefonu gençlerimizi bir
sehit haberinden daha fazla üzüyor demenin anlamı yok, vatan sevgisi nedir bilmiyorlar deyip şikayet etmenin anlamı yok. Onlar tam da bizim istediğimiz gibi bir kişilik geliştiriyor ona göre de davranışlar sergiliyorlar.Çocukların zerre kadar suçu yok.Çünkü bu çocukları biz yetiştiriyoruz.Çocuklar dünyaya geldiklerinde beyaz bir sayfa gibi tertemizdir.Bu sayfalara biz yetişkinler(anne-babalar,ogretmenler) ne yazıyorsak, onlardan ne bekliyorsak, nasıl davranmalarını istiyorsak cocuklarsa ona göre davranıyorlar.Bizler anne babalar, ögretmenler olarak sorumluluğumuz yerine getirmiyoruz sonra da şikayet ediyoruz.İyi test çözen bir makine yetistirmişsek kendimizi başarılı öğretmen, iyi anne baba zannediyoruz.Halbu ki anne baba ve öğretmenlerin sorumluluğu öncelikli olarak milli, manevi degerlerimizi, kültürel değerlerimizi de çocuklara aktarma görevini de içermektedir.Örneginin çocuklarimiza tarihimizi, Fatih Sultan Mehmet'i, Ataturk'ü,Mehmet Akif'i ne kadar anlatiyoruz ya da dinimizi, Hz.Muhammet'i çocuklarımıza ne kadar öğretiyoruz.
Bir kişinin kendisi ve çevresiyle barışık mutlu bir birey olması onun doktor olması dan,mühendis olmasindan, profesör olmasından daha önemlidir.Kendine, ailesine, vatanina ve milletine faydalı bir insan olması için de bunlara gerek yoktur.Anne baba çocuğum okusun diye çocuğun üzerinde o kadar çok baskı kuruyor ki çocukların çocukluğunu yaşamasına engel oluyorlar.Çocuklar arkadaşlarıyla sokakta yorulana kadar oyun oynamalı, yeterince oyun oynamasına izin verilmeyen çocuk mutsuz çocuktur.ilerde mutsuz yetişkin olacaktır.
Yaptığım veli seminerlerinde velileri uyarıyorum.Benim çocuğum domtor,mühendis,hakim, savcı olacak dediğinizden daha fazla benim çocuğun vatanına, milletine faydalı hayırlı bir insan olacak deyin. Kendisiyle ve çevresiyle barışık, şükretmeyi bilen,sabretmeyi bilen,yardımsever ve mutlu bir insan olacak deyin ve duyguları çocuklarınıza aşılayın diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğum Değerli
AléatoireAnne babalarla konuştuğumuzda en değerli varlıklarının çocukları olduğunu söylerler.Ancak bir çok anne babanın söylediği ile davranışları tutarsızlık göstermektedir.Çocuklar hatalı davranışlar sergilediklerinde ya da okulda istenilen başarıyı goste...