Bölüm 42

395 12 0
                                    

Kapının önüne geldik. Adalwolf zile bastı. Adal'ın elini tuttum.

- Heey! Ne yapıyorsun! Emre görecek.

- Elini tutuyorum. Ne var bunda. Arkadaşça.

Emre kapıyı açtı. Adalwolf elini elimden çekti. Emre bozuldu. Içeri girdik.

Adalwolf : Ohh! Mis gibi kokuyor yemek. Çok acıktım, hemen sofraya oturalım.

Emre başıyla onayladı.

Tavşan harika olmuştu ama bunu Emreye söyleyemezdim. Bunun yerine

- Becerememişsin.

dedim ve sofradan kalktım. Emre böyle davranmama çok üzülüyordu.

Adalwolf ve Emre benim odama çıktığımı sandılar. Oysaki merdivenlerden onları dinliyordum.

Emre: Ece neden böyle davranıyor anlamıyorum.

Wolf: Bana onu aldattığını söyledi. Yaptın mı böyle bir şey?

Emre: Evet ama çok az.

Wolf: Aldatmanın büyüğü küçüğümü var Emre. Al-dat-mış-sın.

dedi, öfkeli bir tavırda.

Emre: Neden sinirleniyorsun ki? Ben hatamı anladım haftalardır özür diliyorum.

Wolf: Aldatılmak iğrenç bir duygu. Aldatını affetmek ise..

Emre:Aldatanı affetmek ise ne?

- Bütün organları dışarı çıkmış bir kediyi sevmek gibi bir şey! Miğde bulandırıcı!

- Hayır, hayır. Affetmek bu kadar miğde bulandırıcı değil. İnsan sevdiği kişileri affeder. Sevgi ise kutsal bir bağ.

- Ece acı çekiyor Emre.

- Acı çekmiyor. O beni seviyor, özlüyor ama inadına bana kötü davranıyor.

- Seni sevdiğini nerden biliyorsun?

- Gözlerinden anladım. Gözleri o kadar anlam dolu ki.. Bana "seni seviyorum" derken de böyle bakıyordu.

- Aşk ve nefret aynı duygular. İnsan nefret ettiği kişiyi gördüğünde de gözleri büyür, aşık olduğu kişiyi gördüğünde de. Bu bir kanıt sayılmaz.

- Buraya geldiğimiz gece bana sarılarak uyudu!

- Waooow!

dedi Wolf coşkulu bir şekilde. Emre güldü.

Emre: Seni ondan kıskanıyorum Ahmet.

Adalwolf: Ben sana ihanet etmem.

dedi kendinden emin bir şekilde.

Zaten yalan söyleyenlerin hepsi kesin konuşan kişiler değil miydi?

ILK GÖRÜŞTE AŞK'A INANIR MISIN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin