Kapının önüne geldik. Adalwolf zile bastı. Adal'ın elini tuttum.
- Heey! Ne yapıyorsun! Emre görecek.
- Elini tutuyorum. Ne var bunda. Arkadaşça.
Emre kapıyı açtı. Adalwolf elini elimden çekti. Emre bozuldu. Içeri girdik.
Adalwolf : Ohh! Mis gibi kokuyor yemek. Çok acıktım, hemen sofraya oturalım.
Emre başıyla onayladı.
Tavşan harika olmuştu ama bunu Emreye söyleyemezdim. Bunun yerine
- Becerememişsin.
dedim ve sofradan kalktım. Emre böyle davranmama çok üzülüyordu.
Adalwolf ve Emre benim odama çıktığımı sandılar. Oysaki merdivenlerden onları dinliyordum.
Emre: Ece neden böyle davranıyor anlamıyorum.
Wolf: Bana onu aldattığını söyledi. Yaptın mı böyle bir şey?
Emre: Evet ama çok az.
Wolf: Aldatmanın büyüğü küçüğümü var Emre. Al-dat-mış-sın.
dedi, öfkeli bir tavırda.
Emre: Neden sinirleniyorsun ki? Ben hatamı anladım haftalardır özür diliyorum.
Wolf: Aldatılmak iğrenç bir duygu. Aldatını affetmek ise..
Emre:Aldatanı affetmek ise ne?
- Bütün organları dışarı çıkmış bir kediyi sevmek gibi bir şey! Miğde bulandırıcı!
- Hayır, hayır. Affetmek bu kadar miğde bulandırıcı değil. İnsan sevdiği kişileri affeder. Sevgi ise kutsal bir bağ.
- Ece acı çekiyor Emre.
- Acı çekmiyor. O beni seviyor, özlüyor ama inadına bana kötü davranıyor.
- Seni sevdiğini nerden biliyorsun?
- Gözlerinden anladım. Gözleri o kadar anlam dolu ki.. Bana "seni seviyorum" derken de böyle bakıyordu.
- Aşk ve nefret aynı duygular. İnsan nefret ettiği kişiyi gördüğünde de gözleri büyür, aşık olduğu kişiyi gördüğünde de. Bu bir kanıt sayılmaz.
- Buraya geldiğimiz gece bana sarılarak uyudu!
- Waooow!
dedi Wolf coşkulu bir şekilde. Emre güldü.
Emre: Seni ondan kıskanıyorum Ahmet.
Adalwolf: Ben sana ihanet etmem.
dedi kendinden emin bir şekilde.
Zaten yalan söyleyenlerin hepsi kesin konuşan kişiler değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILK GÖRÜŞTE AŞK'A INANIR MISIN?
Romanceİlk görüşte aşk yaşanabilir mi? Yoksa bu sadece bir hevesten mi ibaret?