Zaten kesin konuşanların hepsi yalan söyleyenler değil miydi? Tabiki öyle. Zaten öyle olmasaydı bugün Adalwolf un evinde uyanmış olmazdım. Defterime son 1 haftayı not almadım. O yüzden 1 hafta öncesinden devam edeceğim.
En son merdivenlerde Emre yle Adalwolf un konuşmalarını dinliyordum.
Konuşmaları bittikten sonra odama çıktım. Yatağa uzandım. 5 dakika sonra Adalwolf kapıyı tıklattı ve içeri girdi.
Adalwolf: Konuşabilir miyiz Ece?
- Bana Ece deme.
- Neden?
- Çünkü söyleyemiyorsun!
- Tamam kızma. Peki sana ne diyeceğim?
- Bilmem. İçinden ne gelirse.
dedim. Biraz kalbini kırmıştım. Oysaki onun pamuk gibi bir kalbi vardı.
Ben: Seni üzdüm mü?
- Evet.
- Senin için ne yapayım?
- Bilmem. İçinden ne gelirse!
dedi. Küfür etseydi daha iyiydi. Odadan çıktım ve salona indim. O da yanıma geldi ve özür diledi. (Aslında haklı olan Wolf'du ama ben fazla nazlıyım.)
Özürünü kabul edesim gelmedi.
Akşam oldu. Adalwolf gitmişti. Emre yle başbaşaydık. Salonda oturuyordum,yanıma geldi.
- Çay, kahve?
- İstemez.
- Evet, kahve güzel fikir.
Dedi gülerek. O gittikten sonra yüzünde malımsı bir sırıtış oldu. Kahveleri getirdi.
- Sıkılıyor musun aşkım?
- Bana aşkım diyemeceğini hala öğrenmedin mi?!
- Hayır! Ögrenmemde. Sen benim hazinesim,koruduğumsun,sakladığımsın. Sen benim-
- Sen benim ne?
- Karımsın!
- Nee! Bu asla olmayacak!
-Olacak ve Bu böylede kalacak!Tamam mı prenses?
- Değil!
- Neden?!
- Ben Wolf'u seviyorum!
dedim. Keşke demedeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILK GÖRÜŞTE AŞK'A INANIR MISIN?
Romanceİlk görüşte aşk yaşanabilir mi? Yoksa bu sadece bir hevesten mi ibaret?