7☽ Unutma Yemini

2.5K 303 165
                                    

27 Mayıs 2017
Cumartesi günü. Saat: 10:45

Taehyung merdiven kenarlıklarına bir koala gibi sarılmışken Jimin sırtından tutup kaldırmaya çalışıyordu. Kollarını ve bacaklarını daha sıkı sardığında mutfaktan çıkan Jennie çığlık attı.

"Aman tanrım! Jimin dikkat et, kırılabilir!"

Taehyung başını döndürmeye çalışırken "Sorun yok!" diye bağırdı. "Burada sağlamım!"

"Sen değil aptal. Merdiven kenarlıkları sağlam değil, kırılırsa parasını ödemeyeceğini biliyorum!" Jennie aşağıdan bağırdığında Taehyung bacaklarını tutan Jimin'i iteklemeye çalıştı.

"Ya! Park Jimin! Beni rahat bırak. Yemin ederim ki ses çıkartmadan Taehyung'un odasında oyun oynayacağım."

Jimin kaşlarını çatıp diğer tarafa düşmemek için çaba gösteren koalaya baktı. "Taehyung mu?"

"Çocuğunuzun adı Taehyung olacak ya ondan bahsediyorum. Ne yani, ben varken Jennie'nin salak arkadaşı Taeyong'un adını mı koyacaktınız?"

Jennie salona yürüyerek koltuğun üzerinden bir yastık aldı ve tekrar merdivenlere dönerek Taehyung'un poposuna attı. "Çocuğuma Tae ile başlayan bir isim koymayacağım! Artık şuraya tutunmayı bırak, takımını giy ve düğüne git. Evimizde huzur bırakmadın."

Taehyung'un dengesi bozulup merdivenin diğer tarafındaki boşluğa düşmeden önce kenarlıklara daha sıkı tutundu. Jennie çığlık attığında tek ayağını kaldırıp sağa sola sallayarak sorun olmadığını anlatmaya çalıştı. "O düğüne gitmeyeceğim."

Jennie ciddi bir tonda "Tabi ki gideceksin! Şu yakışıklılığa bir bak. O kız kimi kaybettiğini öğrenmeli!" dedikten sonra yüzünü buruşturup kusar gibi yaptı. Taehyung bu ifadeyi görmediği için Jennie'nin ilk defa onu övdüğünü düşünmüştü.

Jimin gülerken Taehyung'un boşta kalan ayağını yakaladı ve dengesi bozulan Taehyung'u oradan indirdi. Taehyung küçük çocuklar gibi mızmızlanarak omuzlarını salladı, "Gitmeyeceğim işte. Onları birlikte görmek istemiyorum."

Jimin kaşlarını kaldırıp "Yani onu kıskanıyorsun?" dediğinde Taehyung başını kaldırdı. "Hah, ben mi? Kıskanmıyorum. Onlar beni kıskansın."

"Aynen, işte böyle!" diye seslendi Jennie.

"O zaman gidip hazırlanayım."

Jimin başını sallayıp "Evet öyle yap." dediğinde Taehyung, doğacak bebek için ayrılmış odaya doğru yürüdü ve kapıyı kapattı.

Jimin aşağı inip kolunu Jennie'nin omzuna attığında Jennie başını göğsüne yasladı. "Biz bununla ne yapacağız? Çocuğumu doğuramadan anne olmuş gibi hissediyorum."

•••

27 Mayıs 2017
Cumartesi, düğün günü.

Büyük salona sakin bir müzik hakimken Jimin, Jennie ve Taehyung'a doğru seslenip tuvalete gideceğini söyledi.

"Ama şimdi gelecekler. Biraz daha tut." dedi Taehyung.

"Tutamam." diyerek yerinden kalktı ve yan yana dizilmiş sandalyeler etrafından dolanarak salondan çıktı.

"Jennie-ya, ne yapacağım?"

Jennie, Taehyung'u ilk defa böyle görüyordu. Karşısında her zaman kızdığı küçük çocuk yerine, kırılmış ve yorgun bir çocuk duruyordu.

"Seni davet edecek kadar onursuzlar. Gelmek istemeyişini çok iyi anlıyorum ama pişman etmek için bunu yapmalıydın. Sen buraya gelip onları umursamadığını gösterdin, bırak onlar üzülsün. Sen sadece gülümsemeye çalış ve tebrik et." dedi.

Taehyung başını sallarken Jennie onun elini tuttu ve diğer elini üzerine koyarak destek oldu. Işıklar söndüğünde maytap şelalesi yükseldi ve kapılar sonuna kadar açıldı. Jennie gelen kişileri dikkatle süzerken Taehyung bakışlarında birçok duygu barındırıyordu. Chaeyoung'un boyanmış kahverengi saçları, sade gelinliği üzerinde süzülürken yüzündeki gülümseme onu oldukça güzel gösteriyordu. Elindeki büyük çiçek buketi rengarenkti ve saçlarına buketteki çiçeklere benzer küçük çiçekler takmışlardı. Yoongi ise karaktersizliğini kapatacak bir siyah takım içerisinde etrafa gülücükler saçıyordu. Taehyung düşüncelerini kenara itip kendini gülümsemeye zorladı. Jennie'nin elini daha fazla sıkarken destek alma çabası gözle görülür bir biçimdeydi ancak bir anda kendine dönen gözler ile gülümsemesini genişletti. Yoongi çiçeklerle dolu masanın önünde kendisine bakıp gülümsediğinde Chaeyoung'un bakışları onu takip etmişti.

Taehyung, selam verdiğinde Chaeyoung'un gözleri Jennie'yi buldu. Jennie de gülümserken ikisi önüne döndü ve Jennie, gözleri dolan Taehyung'un kulağına fısıldadı, "Sen güçlü birisin Kim Taehyung, bugün iyi iş çıkarttın."

•••

Chaeyoung geniş, bordo örtülü yatağın üzerinde gelinliği ile birlikte otururken içeri giren Yoongi kravatını çıkartarak koltuğun üzerine attı. Chaeyoung'un kırmızı gözleri onu bulduğunda Yoongi'nin sert ifadesi yumuşamıştı. "Ne oldu?"

Chaeyoung cevap vermeyip ona bakmaya devam ederken ağzından kaçan hıçkırığa engel olamadı. Yoongi hızla yanına gidip oturdu ve kollarını Chaeyoung'un etrafına doladı. "Ağlama." diye mırıldandı. "O şerefsiz için ağlama."

"Oradaydı. Gelmişti ve yanında başka birisi vardı. Üstelik elleri..." Chaeyoung kesik kesik konuşmasına devam ederken hissettiği acıyı Yoongi'ye de hissettiriyordu. Sevdiği kadın, onun kolları arasında sevdiği adam için ağlıyordu.

Yoongi, "Onun nasıl biri olduğunu gördün işte. Artık onu unutmalısın." dediğinde Chaeyoung başını salladı. "Evet," dedi. "Artık onu unutacağım." Onu unutacağım ve seni sevmeye çalışacağım Min Yoongi.

Herkesin iç sesi; He Chaeyoung he.

Selam! Bu bölümü yazarken nedense çok eğlendim. Keşke hepimizin Jennie yengesi olsa. Umarım beğenmişsinizdir~

lilith Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin