Jisoo'nun doğumunu 10 Haziran olarak düşündüm, 1 ay sonrasından yazmaya devam ettim. Umarım beğenirsiniz~
1 AY SONRA
28 Temmuz 2017
Cuma günü. Saat: 18:20Kim Jisoo doğumunun ardından bir aylık oğlu Joohyuk ile birlikte salonda oturuyordu. Seokjin, mutfaktan çıkıp Jisoo'nun yanına oturdu ve ağlayan oğlunun minik elini tuttu.
"Joohyuk çok hızlı büyüyorsun! Ellerin kocaman olmuş, sana hyung diyeceğim!"
"Bebeğimle dalga geçmeyi bırak, o daha çok küçük." dedi Jisoo.
"Bende bundan bahsediyorum işte. Küçük ve çok ses çıkartıyor. Daha büyüğünü yapamaz mıydık?"
"Kim Seokjin!" Jisoo ona bağırıp Joohyuk'u dikkatlice tutarak ayağa kalktı. Kapı zili tüm evi doldurduğunda Joohyuk ağlamasını durdurup sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı.
Jisoo, Seokjin'e dönüp "Henüz kırk sekiz günlük ama senin gibi meraklı. Zil sesini duyunca hemen sustu." dediğinde Seokjin ona dil çıkarttı.
Jisoo ağır adımlarla kapıya ulaştığında annesi Kim Heesun'un geldiğini bildiren ses duyuldu. "Kim Jisoo! Beni kapıda bekletmeye utanmıyor musun?"
"Geldim anne!"
Jisoo kapıyı açtı ve annesinin içeri girmesini bekledi. Annesi Jisoo'nun kucağındaki Joohyuk'u kolları arasına aldığında Jisoo şaşkınca bakıp peşlerinden yürüdü.
"Ben Joohyuk'la ilgilenirim, sen hazırlan hadi."
Jisoo başını sallayıp yukarı çıkarken Seokjin onu takip etti.
Odanın kapısını kapattıklarında Jisoo yatağa oturup yere bakmaya başladı.
"Jisoo?"
Jisoo, Seokjin'e baktı. "Efendim?"
"Bir sorun mu var?"
Jisoo başını salladı. "Kendimi iyi bir anne gibi hissetmiyorum."
Seokjin onun yanına oturup ellerini tuttu. "Neden böyle düşünüyorsun?"
"Annem sürekli Joohyuk'un etrafında. Bana yardımcı olmasını seviyorum fakat her zaman böyle olması beni yoruyor. Onunla yeterince ilgilenmediğimi hissediyorum."
Jin başını iki yana salladı. "Bu doğru değil. Sadece annen hassas davranıyor. Bilirsin, anneler en iyisini bildiklerini düşünür. Sana yol göstermek istiyor ama bunu yaparken seni kırdığını fark etmiyor olmalı."
Jisoo başını salladığında Seokjin, Jisoo'nun yanağını sıktı. "Hadi neşelen biraz!"
"Sıkıcı bir iş yemeğine gideceğiz. Nasıl neşelenebilirim?"
Seokjin, "Yemek yiyeceğiz!" diye bağırdı. "Neşelenmek için en güzel bahane!"
Jisoo gülüp yataktan kalktı. Dolabından güzel bir elbise seçerek hazırlanmaya başladı.
•••
"Biz çıkıyoruz anne!"
"Sessiz ol, Joohyuk uyuyor!"
Jisoo'nun gülümsemesi yüzünde solarken Seokjin onun elini tutup evden çıkarttı.
"Hadi güzel bir gece geçirelim!"
•••
Saat: 22:30
Kim Heesun, kapı aralığından Joohyuk'u kontrol etti. Jisoo ve Seokjin'in gidişinden beri huzurlu bir uykuda olan Joohyuk, beşiğinde kıpırdanmaya başlamıştı.
Kim Heesun sessiz adımlarla içeri girdi ve Joohyuk'un uyanma ihtimaline karşın beşiğin yanında duran bebek telsizini açtı.
Kapıyı aralık bırakarak odadan çıktı ve merdivenlerden aşağı indi. Salona ilerlerken çalan kapı ziliyle adımlarının yönünü değiştirdi.
"Bebek uyurken zile basmamaları gerektiğini defalarca söylemiştim!" Heesun kızarken vestiyerden kapının anahtarını alıp kapıyı açtı ancak dışarıda kimse yoktu. Etrafa bakındıktan sonra kapıyı kapatıp salona yürüdü.
Lilith, bahçe kapısının önünde, büyük camdan Kim Heesun'u izledi. Koltuğa uzandığını gördüğünde bakışlarını yukarı kata çevirip gülümsedi. Birkaç saniye içerisinde sürgülü pencerenin önüne ulaşmıştı. Pencereyi yukarı kaldırıp tek bacağını içeri attığında Joohyuk'un bedeni onu hissetmişcesine kıpırdanmıştı.
Lilith içeri girip beşiğe doğru ilerledi. Beşiğin yanındaki telsizi kapatıp, "Seni burada yalnız mı bıraktılar?" dedi ve dudaklarını büzdü. "Ne kadar üzücü."
Joohyuk gözlerini açtığında Lilith gülümsedi. "Bebeklerin melekleri ve şeytanları görebildiği söylenir. Korkmuş olmalısın."
Joohyuk, Lilith'in karşısında sessizce duruyordu. Alt kattan kapı sesi duyulduğunda Lilith bakışlarını dışarı çevirdi. "Bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim."
Kim Heesun kapıyı açtığında karşısında duran Seokjin'e baktı. "Az önce kapıyı çalan siz miydiniz?"
Seokjin başını olumsuz anlamda salladı. Jisoo topuklu ayakkabılarını çıkartıp içeri girdi.
"Joohyuk'un uyandığını düşünüp zile bastık ama hâlâ uyuyor. Seokjin'e benzemiş olmalı." Jisoo güldüğünde annesi telsizi ona uzattı. "Uyandığında duyarız." dedi.
Jisoo telsizi eline alıp annesine döndü. "Telsiz açık değil."
"Ah, tabiki açık. On dakika önce aktif hale getirdim."
Seokjin "Anne, telsiz açık değil." dediğinde Heesun şaşkınlıkla Jisoo'nun elindeki telsize baktı.
Üst kattan Joohyuk'un çığlık sesini andıracak şekilde ağlayışı tüm evi kapladığında Jisoo telsizi yere fırlatıp merdivenlere koşmaya başladı.
Katın sonundaki bebek odasına koşarken içeriden gelen sesler, etrafa yayılan dumanlar arasında Jisoo odaya girdi.
Seokjin onun adını bağırırken Jisoo'nun gözü hiçbir şeyi görmüyordu. "JOOHYUK!"
"Jisoo çekil oradan!" Seokjin, Jisoo'nun belinden tutup onu geri çekti. Oda alevlerden geçilemeyecek haldeydi. Joohyuk'un ağlayışı son bulduğunda şoka girmiş Jisoo'nun gözyaşları dökülmeye başlamıştı. Heesun şaşkınlık ve korku içerisinde itfaiyeyi ararken Seokjin, Joohyuk'a ulaşmaya çalışıyordu.
Tüm çabalarına rağmen alevler odayı hapsetmişti. Kim Jisoo henüz annelik hissini yaşayamadan bebeğine alevler içerisinde veda etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lilith
Fanfiction"Adem ile Havva buyursunlar içeri, girmesin kapıdan Lilith!" ➤start: 130118 finish: 010618 ➤tüm hakları saklıdır.