17☽ Kutu

2.2K 254 157
                                    

Chaeyoung yavaş adımlarla merdivenleri çıktı. Merdivenlerin solunda kalan odanın kapısını açıp içeri girdi. Güneş odanın açık pencerelerinden içeri süzülüyordu. Chaeyoung'un en sevdiği havaydı ancak içindeki huzursuzluk güzel havanın önüne geçerek büyük bir kasvet yaratıyordu.

Kapının kilidini çevirdi ve yatağa doğru yürüdü. Tavşanlı terliklerini çıkartarak yere eğildi. Belirginleşen karnı onun hareketlerini kısıtlıyordu. Yatağın altında kalan siyah kutuyu kendine çekerken bir eliyle karnını tutuyordu. Kutu dizleri önüne geldiğinde onu alıp yatağa oturdu.

Uzun süredir orada durduğu için siyahın asilliğini bozan tozları elinin tersiyle sildi ve kutunun kapağını açtı.

Siyah kutunun içi birçok mektup, yapışkanlı not kağıtları ve kenarları yırtılmış polaroid fotoğraflarla doluydu. Kutuyu yatağın üzerine bırakıp bağdaş kurdu.

Eline gelen ilk kağıdı çektiğinde yırtılmış fotoğraflardan biri olduğunu gördü. Bu fotoğraf Taehyung, Yoongi ve Chaeyoung'un son sınıfta gittikleri kamptan bir fotoğraftı. Yoongi en önde durup içten gülümsemesiyle fotoğrafa bakarken Taehyung, Chaeyoung'a sarılmıştı. Fotoğrafın yırtılmış alt köşesinde Rosé'ye yazıyordu. Chaeyoung lisede ve üniversitede kullandığı ismini gördüğünde gülümsedi ve fotoğrafı komodinin üzerine bırakıp başka bir kağıdı çekti.

Mavi, yapışkanlı bir kağıttı. Yapışkanı gitmiş olsa da yazılar okunuyordu.

"Park Rosé! Bugün okula gelmediğin için sinirliyim. Sütünü dolaba bıraktım. Yarın gelip onu içmelisin. -Yoongi."

Chaeyoung gülümsedi. Yoongi'nin onu bu denli önemsemesini yakın arkadaş olmalarına bağlıyordu. Bu noktada olacaklarını asla tahmin edemezdi.

Bir saatin sonunda kutu yavaşça boşalırken sona kalan mektupları açmaya korkuyordu. Hepsi Taehyung'dandı. Taehyung her şeyi mahvetmeden öncesine aitti.

Rosé kağıtlara bakmayı bırakıp başını elleri arasına aldı. Günler öncesinde Taehyung ile karşılaştığında, düğüne gelen kızın arkadaşı olduğunu öğrenmişti. "Buna sevinmem onu hâlâ önemsediğim için mi?" diye mırıldandı.

"Şuanda Yoongi ile evli olmam, ona zarar gelmesinden korktuğum için mi?"

"Chaeyoung!" Aşağı kattan seslenen Yoongi ile dağılan dikkati yerine geldi.

"PARK CHAEYOUNG!" Yoongi bağırdığında Chaeyoung etrafa saçılmış kağıtları hızla buruşturarak kutunun içine attı. Kutuyu tekrar yatağın altına gönderdiğinde yerden kalkıp kapıya ilerledi.

Kapının kilidini açıp dışarı çıktı Yoongi'nin telaş içerisinde odalara baktığını gördüğünde şaşırmıştı.

"Yoongi," diye seslendi. "Buradayım."

Yoongi'nin bakışlarındaki endişe yok olduğunda büyük adımlarla ona ilerledi ve sarıldı. Chaeyoung'un başı Yoongi'nin omzundayken Yoongi saçlarını öptü. "Gittiğini sandım. Korktum." diye mırıldandı.

Chaeyoung başını omzundan çekip vücudunu uzaklaştırdı. "Yoongi, konuşmalıyız." Chaeyoung'un sesindeki ciddiyete karşı Yoongi kaşlarını çattı. "Bir sorun mu var?"

Chaeyoung başını sallayıp merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Yoongi onu takip ederken Chaeyoung salona ulaşmıştı.

"Rosé, neler oluyor?"

Chaeyoung bu ismi duyduğunda bakışlarını yere indirdi. Yoongi onun önüne geçti. Salonun ortasında öylece duruyorlardı.

Chaeyoung bakışlarını yerden kaldırıp Yoongi'nin gözleriyle buluşturdu.

lilith Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin