10 Haziran 2017
Cumartesi günü. Saat: 22:58Hongdae'nin büyük binaları, ilerleyen saat ile renklenmeye başlamıştı. Semtin batısındaki sitede ise durum farklıydı. Park Jimin site güvenliğinden geçtikten sonra evinin önünde hızını yavaşlattı. Arka koltukta oturan Lee Sun Mi'ye döndü,
"Gidecek yerin var mı?"
Sun Mi başını olumsuz yönde salladı. "Getirdiğiniz için teşekkür ederim. Buradan sonrasında başımın çaresine bakarım."
Jennie emniyet kemerini açıp başını arkaya çevirdi. "Bu gece bizde kalabilirsin." diyerek gülümsediğinde Sun Mi, "Çok safsın Kim Jennie," diye düşündü.
Sun Mi bakışlarını Jimin ve Jennie arasında gezdirdikten sonra Jennie'nin gözlerinin içine baktı. "Biraz konuşabilir miyiz?"
Jennie, Jimin'e döndüğünde Jimin onu başıyla onayladı. "Pekala o zaman, ben eve gireyim."
Üçü arabadan indikten sonra Jennie birazdan eve geleceğini söyleyerek Sun Mi'nin yanına gitti.
"Bir sorun mu var? Neden kaçıyorsun?"
"Aslında konuşmak istediğim buydu." dedi Sun Mi, yürümeye devam ederken.
"Bundan öncesinde güzel bir hayatım vardı. Yaşadığım yer cennet bahçesi gibiydi. Ancak yanında kaldığım kişi üzerimde baskı kurmaya çalıştı ve beni defalarca tehdit etti." Sun Mi, Jennie'nin yavaşlığında yürürken başını önünden geçtiği eve çevirdi. Karanlığa bürünmüş ev, önündeki kan izleriyle birlikte Lisa Manoban'ın eviydi. Sun Mi bakışlarını Jennie'ye çevirdi.
"Ondan kaçmaya çalıştım ama her seferinde beni bulmak için birilerini gönderdi. Melek gibi kişilerdi ancak beni ona teslim etmeye çalışıyorlardı. Daha sonrasında değiştiğimi hissettim. Ondan nefret ettiğimi, ona olan nefretim yüzünden herkesten iğrendiğimi fark ettim."
Jennie kafa karışıklığı ile birlikte Sun Mi'yi takip ediyordu. Siteden çıkmış, biraz ilerideki çöplüğe gelmişlerdi.
"Sun Mi-sshi, nereye gidiyoruz?"
Sun Mi, Jennie'nin sorusunu önemsemedi ve yürümeye devam etti.
"Neden bu dünyaya bir bebek getirmek istiyorsun?"
Jennie kaşlarını çatarak soruyu anlamaya çalıştı. "Ne?"
"Neden bu kötü dünyaya bir can bırakacaksın? Onun, nefsine hakim olamayıp ölümlü olmaya hak kazanan kişiler yüzünden öleceğini bilmiyor musun?"
"Ne demek istediğini anlamıyorum." diye fısıldadı Jennie.
"Bu saatte neden dışarıdasın Jennie? Hamile kadınların akşam vakti dışarı çıkmaması gerekir, öyle değil mi?"
"Evet ama," Jennie duvarla Sun Mi arasında sıkışmışken bakışlarını ona çevirdi. "Bekle, bana ne anlatmak istiyorsun?"
"Çok safsın. Sen sadece sokakta gördüğün bir kıza yardım etmeye çalıştın ama neden insanlara bu kadar çabuk güveniyorsun?"
Şaşkınlık içerisinde "Lilith." dedi Jennie. "Sen o'sun, buradasın!"
Lilith kahkaha atarak onu alkışladı. Gülümsemesi yüzünde soldu ve keskin bakışları Jennie'nin gözlerinde birleşti. Tek elini sertçe Jennie'nin omzuna koyduğunda Jennie sendeleyerek duvara yaslandı.
"Bu kadar geç anlamamalıydın. Sana pek çok bilgi verdim." Gökyüzünden yere inen kargalar Lilith'in arkasında sıralanırken Jennie elleri arasından kaçmaya çalıştı.
"Beni ve bebeğimi rahat bırak! Şeytan!" Jennie onun yüzüne doğru bağırırken Lilith gülümsedi ve sağ eliyle Jennie'nin saçlarını tutarak yürümeye başladı.
"Bebeğine veda et Kim Jennie."
"JIMIN!" Jennie çığlıklar içinde Jimin'in adını bağırırken Lilith, Jennie'yi çöplerin içine doğru sürüklüyordu.
"Bırak beni!"
Lilith, Jennie'yi fırlattığında Jennie büyük bir çığlık attı.
Park Jimin saatini kontrol ederken bir yandan Jennie'yi arıyordu. Tanımadığı o kızla birlikte dışarıdaydı ve beklemesine rağmen gelmiyordu.
Jennie'yi tekrar aradı ancak yine telefon açılmamıştı. Jimin evden çıkıp bahçe kapısını hızla açtı ve sokağın iki tarafına baktı. Yukarı doğru hızlı adımlarla yürürken sitenin çıkışından büyük bir çığlık duyuldu. Jimin, Jennie'nin sesi olduğunu fark ettiğinde telaş içinde etrafa baktı. "JENNIE?!"
Lilith, Jennie'nin üzerine elindeki büyük cam parçasıyla ilerlerken Jennie ağlayarak yapmaması gerektiğini söylüyordu.
Gözyaşları durmaksızın akarken daha fazla mücadele edemedi. Lilith büyük camı Jennie'nin göğsüne sapladığında Jennie çığlık atarak yere düştü. Kargalar etrafta uçuşmaya başlamış, Jennie'nin göğsünden akan kan zeminle buluşmuştu. Lilith, çöplerin içine bıraktığı Jennie'nin bedenine son kez baktı. Hiçbir acı duymaksızın arkasını döndüğünde birkaç saniye içerisinde oradan uzaklaştı.
Park Jimin, sevgili eşinin ismini bağırdığında Jennie'nin gözleri tamamiyle kapanmıştı.
Jimin onun çöpler arasındaki bedenini kucaklayıp gözyaşları içerisinde yerden kaldırdı ancak Kim Jennie, 10 Haziran gecesi, karnındaki bebeği ile son nefesini Jimin'in kolları arasında vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lilith
Fanfiction"Adem ile Havva buyursunlar içeri, girmesin kapıdan Lilith!" ➤start: 130118 finish: 010618 ➤tüm hakları saklıdır.