5. Manzara

33 0 0
                                    

   Söylediğim şeye şaşırmış olmalı ki gözleri beni buldu. Bu bakış bilmiyordum. O hep korkutucu ve soğuk bakışlar atardı herkese. Ama bu sefer ki ... başkaydı işte. Ağlamalarım ve korkmuşluğum devam ederken arkamı dönüp yürümeye başladım. Bilmediğim bir yöne doğru gittim çünkü sadece yürümek istiyordum. Yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm. Bi yokuşa geldim orayı da çıkıp manzaraya bakakaldım. Buraya yeni taşındığımız için gezme gibi bi olanağım olamamştı. Ama bura çok güzeldi. Buraya her zaman gelebileceğimi düşünüp bir kayaya oturdum.

...

Yarım saattir falan oturuyordum burada çok guzel bir manzarası vardı. Yanıma birinin oturduğunu anladığımda kafamı çevirdim. "Ne işin var senin burda?!" Dedim. Bu Emre'di çünkü. Hiç bişey demedi. O kadar rahat bi insan ki sinirlerimi bozuyor bu durum.
"Özür dilerim"
"Özür mü dilersin? Neden? Senden pardon karanlığından korktuğum için mi? Gerek yok ya zahmet etmişsin bu kadar yolu" dedim ağlamaklı sesimle.
"Ben bu yaşıma kadar kimseden özür dilemedim anladin mi? Sinirlenince yapmak istemediğim kişilere, yapmak istemediğim şeyler yapıyorum. Yaptığımda da üzülmüyorum ya da pişmanlık duymuyorum. Sende de üzülmedim ama pişmanlık duydum. Neden bilmiyorum ama neyse. Bunları sana anlatıp, sana neden açıklama yapıyorum onuda bilmiyorum. Ama ÖZÜR DİLERİM İŞTE" dedi son cümlesinde bağrırarak.
"ÖZÜR DİLEMEYİ SEVMİYORSAN, ÖZÜR DİLEYECEK ŞEYLER YAPMA O ZAMAN" dedim tekrar ağlayarak. Gözlerimi silip tekrar konuşmaya başladım. "Bak sana bişeyleri öğretmek amacım değil. Yapamam da hakkım değil yalnış anlama yani. Ama farkında mısın bilmiyorum, benim boynumda sigara söndürüyordun." Durup ona baktım ve tekrar devam ettim. "Ve bende, beni üzenlerle, beni korkutanlarla, konuşmam ama SENLE KONUŞUYORUM İŞTE" bir anda bağrıdım bunu. Niye olduğunu bilmeyerek. Oda döndü bana. Buraya geldiğinden beri hep manzaraya bakıyordu şimdi bana dönmesi gözlerimizin buluşmasına neden oldu. Tam ayağa kalkıp gidecekken bileğimden tuttu ve sarıldı. Bu hareketine o kadar şaşırdım ki gözlerimin nasıl açıldığını anlatamam size. 5-10 saniye sarıldıktan sonra "senin asi çıkışların sinirlerime hâkim olmaya çalışsam da sinirlendiriyor beni ve sonra pişman olacak şeyler yapıyorum sana. Ve hayatımda sevmediğim iki kelimeyi yan yana getirmek zorunda kalıyorum. Özür dilerim. Sana son kez söylüyorum bana bulaşma, bana laf sokmaya çalışma yoksa bugünkünden daha çok korkarsın" dedi. Bende mırıldanarak "karanlığından korkmicam. Asla." dedim ve ona baktım bana baktığını görünce hemen gözlerimi kaçırdım ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Bağırarak "iyi akşamlar" dedim niye dedim bilmiyorum da neyse. Onun iyi günleri olur mu hiç??? Ona döndüm ve güldüğünü gordüm. Gözlerimi devirip "ne var. Niye gülüyosun acaba. Hayır hata bende. Senin hiç iyi günlerin olur mu dimi?" dedim. Oda ellerini saçlarını geçirip "senle yarısını geçirdiğim günlerim iyi geçer herhalde?" dedi . Utandım. Hemen arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
   Eve döndüğümde annemin evde olmadığını gördüm. Okul cıkış saatinden 1-2 saat sonra geldiğimi görse ne derdi acaba. Hemen odama çıkıp hızlı bir duş aldım. Yarın tatildi ve ben sadece uyuyacaktım. Hemen banyodan çıkıp yatağıma attım kendimi. Annem bana seslenince "kızım ben geldim. Çabuk aşağıya in misafir gelecek. Pasta böğrek yap. Bende yemek yapıcam" dedi. Hayallerimin suya düştüğünü ifade eden bir suratla "tamam" deyip yatağımdan kalktım ve mutfağa doğru yürüdüm.
   Bir kek ve poğaça yaptıktan sonra salona yürüdüm ve tekli koltuğa oturdum. Babamın işten geldiğini anladığımda kapıya doğru yürüyüp ona sarıldım oda bana sarılıp "çok mu  özlendim ne?" dedi bende evet anlamında kafamı salladım. Ailecek salona oturduk ve misafirleri beklemeye başladık.

Bizim Hikayemiz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin