14. En Güzel Değişim

24 1 1
                                    

Bugün cumartesi. Tatil. Yuppi. Saatlerce yatağımdan kalkmıyacağım. Ohh ne güzel. Tatil gibisi yok valla. Derkeeen yorganı üzerimden deptim. Bugün Emre'gil bize kahvaltıya geleceklerdi. Saate baktım ve 8.36 olduğunu gördüm. Daha gelmemiştirler çünkü annem beni uyandırmadı ve sesleri de yok. Annemin kahvaltı hazırlarken söylediği şarkıyı duyuyordum birtek. Oda fikrimin ince gülü. Bu şark ne yaaa. Kendi kendime kahkaha attım ve telefonumdan bir şarkı açtım. Banyoya girip rutin işlerimi hallettim ve dolabımın kapağını açıp ne giyinmeliyim diye düşündüm. Sonunda karar verdiğimde siyah, sağ dizi yırtık olan bir pantolon ve üstüne de bir gri tişört giydim. Onun üzerine de kırmızılı grili siyahlı bir gömlek giydim. Saçlarımı açıp taradıktan sonra aynaya son birkez baktım. Baya güzelim. Ay neyse gururlanmayı sonraya saklayım. Odamdan çıkıp mutfağa indim. Annemin arkası dönüktü. Hemen yanına gidip yağından öptüm. "Günaydın aneyim." dedim. Annem gülümseyip "günaydın bitanem de bağırmadın bu sefer hayırdır." dediğinde gülüp sandalyeye oturdum.
"Anne babam nerde?"

"İşe gitti."

"Ama anne bugün misafir geleceğini bilmiyor muydu? Ayıp olcak ya."

"Aa benim kızım ne ara bu kadar düşünceli oldu. Merak etme kızım dün ben bir tek Sema'yı çağırdım."

"Emre'yi çağırmadın mı?.. yani şey hani ayıp olur çağırsaydın keşke diye dedim."

"Hıı kesin öyle demissindir. Ve ayrıca Sema'ya sordum 'bi sor bakalım Emre gelir mi diye dün sabah'. Oda sormuş direk 'evet' demiş. Oda şaşırmış. Duygusal bir konuşma yaptık 'benim oğlum ölse misafirliğe gitmez. Gelen misafirede saygısızlık yapar. Dı yani şimdi bir adam olmuş. Yeni sevgili yapmış ama onu aşırı değiştirmiş. Babasıyla konuşuyor bir tek. Bende zorla babasından laf alıyorum. Neymiş efendim gizli kalcakmış. Onu bunu bilmem de iki üç gündür oğlum bir mutlu, bir yüzü gülüyor anlatamam sana' bunları dedi. Sen biliyor musun kızım kiminle sevgili olduğunu Emre'nin?" Dediğinde yediğim salatalık boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım. Annem sırtıma vurup bana baktığında "haa yoo nerden bilcem canım. Bana ne hem dimi yani?" dediğimde annem bu işi daha sonra konuşuruz gibisinden bakmıştı. Konuşamadı çünkü kapı çaldı. Heycanlanmıştım galiba. Nerden mi anladım? Kapının oraya annemi itip kaşarak gitmiştim. Kapıyı açmadan "şey hani ayıp olmasın diye yani." dedim ve kapıyı açtım. Emre annesinin arkasındaydı ve elinde çiçek vardı. Sema teyze önden anneme ve sonra da bana sarıldı. Emre'de montunu askılığa astı ve anneme çiçeği verdi. Onlarda merabalaştılar. Emre bana göz kırpmıştı. Güldüm ve salona geçtik. Annem gülümseyerek "tekrardan hoşgeldiniz. Eee nasılsınız bakalım. Olum Emre senin hakkında güzel şeyler duyuyorum. Sevdiğin bir kişi varmış. Hayırlı uğurlu olsun evladım." dedi bana imayla bakarak. Ay kesin anladı sevgili olduğumuzu. Yok ya anlamamıştır. Yani şüpedir inşallah. Amin. Ne olursa olsun bugün annemle konuşmam lazımdı. Korkuyorum ama olsundu. Emre güldü, bana kaçamak bir bakış attı ve "evet var. Daha çok zaman olmadı ama onu çok seviyorum. Yani evleneceğim kadın o." dedi. Ohaaa. Yaaaaa. Canım benim. Tatlı öküzüm. Annem ve Sema teyze şaşkınca ona baktılar. Sema teyze "olum sana nolmuş böyle. Gelinim her kimse onunla ilk karşılaştığımda anlından öpücem. Sen kim biri ile evlenmeyi düşünmek kim." deyip anneme döndü ve "eve geliyor Gül bir mutlu bir mutlu anlatamam. Son iki üç gündür hem de. Babasıyla baş başa konuşuyorlar falan. Babası, bizim tanıştığımızda neler yaşadığımızı, kavga anında ne yapılması gerektiği, o nasıl mutlu edilebilir gibi şeyler anlatıyor. Valla bu kız Emre'nin şans meleği." Ay kaynanam bana neler diyor. Vuhuu çok mutluyum. Annem yine bana imayla bakıp "tabi şans meleğidir. Ne güzel dimi kızım?" Aha ne yapcam ben. Kesin şuan utançtan ve tedirginlikten kıpkırmızı oldum. Önce anneme sonrada Sema teyze ve Emre'ye bakıp "yaaa...baya güzel. Ne güzel. Neyse bence kahvaltıya geçelim." dedim ve ayağa kalkıp masaya geçtik.

...

Kahvaltımızı yapmıştık ve salonda oturuyorduk. Emre ile ben annemgilin oturduğu koltuğun tam karşısına, yan yana oturmuştuk. Annem bana tedirgin olabileceğim bir şekilde bakıyordu. Bu yüzden de sessizlik hakimdi salonda. Sema teyze telefonun çalmasıyla arka tarafında ki çantasından telefonunu çıkardı ve Emre'ye dönüp "aaa Egemen arıyor." deyip telefonu açtı ve salondan çıktı. Emre sinirliydi baya. Çünkü ellerini yumruk yapıp sıkıyordu. Ona yaklaştım ve "noldu? Bir sorun var belli." dedim gözüme baktı ve "yok bişey." dedi. Yav he he yok diyesim geldi ama "Emre, annenin Egemen arıyor dediğinden sonra yüzün düştü. Kim bu Egemen? Noldu Emre?" dedim anneme baktı bize bakıyordu "şey Gül teyze acaba biz biraz dolaşabilir miyiz?" dedi annem önce bana sonra Emre'ye baktı. Yalvaran gözlerle baktım ve oda "iyi bari. Gidebilirsiniz ama geç kalma yok." dedi. Kalktık. Emre mutfağın önünde durdu ve annesini dinlemeye başladı. Kimdi bu Egemen?
"Egemen oğlum. Nasılsın faslını geç bakayım sen. Ne zamandır aramıyorsun"

...

"Hahahah! İlahi oğlum güldürdün beni. İyi işte Emre'de ne yapsın. Biliyorsundur belki. Bir kız arkadaşı oldu onunda. Çok değişti artık çok mutlu."

...

"Valla bende bilmiyorum kim olduğunu. Sende bilmiyorsan gizli tutmak istiyorlar herhalde."

...

"Tamam oğlum. İyi günler. Opüyorum çok."
Noluyo be. Bu Egemen kim ya? Emre annesinin buraya geldiğini anlayınca elimden tutup sürüklercesine beni dışarıya çıkarttı. Sorun neydi böyle sinirlenecek?
"Emre noldu? Anlat artık neden bu kadar sinirlisin?" Ellerini saçlarından sinirli bir şekilde geçirdi.

"Ne mi oldu? Bu o geçen sana dokunan gerizekalı herif. Annemin yiğeni olur. Hemde aynı okuldayız. Maalesef. O benim sevgilimin kim olduğunu niye sorar lan! Küfür de edemiyorum sen varsın diye. O çocuk kafasına birini taktı mı zarar vermeden bırakmaz. Bu sefer de senle. Tabi ki de sana bişey yapamaz ama sinirlerimi bozuyor bok herif. Anneme sevgilimin kim olduğunu niye sorduğunu anlamışsındır. Ben hiç bir kıza değer verdiğimi kimseye söylemedim. Ki değer vermedim de. Ama ilk defa orda bir kıza değer verdiğimi anladım ve bunu yabancı birine söyledim. Bu pislik de her zaman yaptığı gibi sevgilimi elimden almaya çalışıyor. Ama bu sefer nah sessiz kalırım. Ben ilk ve tek aşkımı ona mı bırakırım lan!" dedi ve bana baktı. Gözlerinin içine baktım ve "ben ilk ve tek aşkımı bırakıp ona mı gidicem peki?" dedim. Gülümsedi ve sarıldı bana. Kulağıma "nasıl yapıyosun bunu?" dedi. Anlamadığımı belli eden bir sesle "neyi?" dedim. Sarılmayı bırakıp yüzümü ellerinin arasına aldı. Gülümsedi ve "benim gibi sinirlenince gözü dönen bir adamı böyle sakinleştirmeyi. Geçen ki kavgada da böyle yaptın. Şimdi düşünüyorum eski ben olsa, o çocuğu öldürür, cenaze işlemlerini de kendi yapardı. Ama ben o zaman elinden tutup ayrılmıştım ordan." dedi. Biraz yaklaştı ve burunlarımızın birbirine değmesini sağlayıp "Nasıl güzel girdin hayatıma sen. Sanki yeniden doğdum. Böyle... eskisi gibi değilim işte. Şu kelimeleri söylemem bile seni çok sevdiğimin ve beni değiştirdiğinin kanıtı. Ve ben senle herşeye, her değişime varım." dedi. Gülümsedim ve "seni çok seviyorum sevgilimm." dedim. Sarılmaya başladık ve Emre beni etrafında havaya kaldırıp döndürdü.
Allah'ım sana şükürler olsun. Hep böyle mutlu olalım lütfen.
Sarılmamız bittiğinde biraz dolaşmaya çıktık. Annemle Sema teyze de alışverişe çıkmışlar. Annem beni arayıp eve gelmemi söylemişti. Tabi haklı ilk defa erkek arkadaşımla dışarı çıktığımı öğrenip evhamlanıyor.
Kapının önündeydik. Sarılıp vedalaştıktan sonra eve girdim. Hemen odama koştum. Biraz test çözdüm ve yorgunluğumu anlayıp yattım.

Bizim Hikayemiz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin