10. Hoşlantı, Aşk, Sevgi

13 0 0
                                    

  Güzel gözlerine baktım ve"Sana kırgın ya da kızgın değilim Emre. Bana eskiden yaptıkların evet çok kötüydü. Ama eskidendi işte. Yani kin tutan biri değilim. Sen ve ben geçmişi düşünmeyelim. Af dilemek, affetmek bunları da unutalım. Önemli olan bugün ve gelecek. Ben eminim bidaha aramızda olanlar tekrar yaşanmayacak." dedim. Sıkıntılı birşekilde gülümsedi ve "olmayacak" dedi. Yanıma geçti ve tekrar yürümeye başladık.
   Emre'den...

  Bu kız ne güzel, masum, tatlı, iyi biriydi. Karşıma hep karanlık benim gibi insanlar çıkacak zannediyordum. Ama bu kız karanlığı aydınlatan bir güneş gibi. Ona yaptıklarıma rağmen hala iyi davranıyor bana. Tabiki ben de iyi davranmasını istiyorum ama yani ben kız olsaydım ve bana böyle birşey yapmış olsalardı ne yapardım onları acaba. Yeminle döver, diri diri toprağa gömerdim. Ya ben ne diyorum ya. Valla iyi değilim ben. Niye acaba. Benim Sıla'ya hissettiğim neydi acaba? Hoşlantı mı? Sevgi mi? Aşk mı? 'Onu seviyorum lan' diyordum ama ben sevmek nedir bilmiyorum ki. Hayatımda bir kızla çıkma sürem en fazla iki buçuk haftadan üç haftaydı. Bu konuyu iyi bir düşünmem gerekliydi. Gerçi her halükarda bu kız benim ilkimdi. Ne birinden hoşlanmıştım, ne birini sevmiştim, ne de birine aşık olmuştum. Yani ben genellikle güzelliğe önem veren bir insandım. Sıla da aşırı güzel ama hiç bir kıza hissetmediğim bu üç duygudan birisini hissediyordum ona karşı.
  Biraz daha yürüdükten sonra Sıla'yla apartmana girdik. Aynı binada oturuyorduk. Taşınmıştık. Sıla'gilin evi bizim bir alt katımızdaydı. Sıla anahtarı apartman kapısını açmak için çantasından çıkardı. Bende daha anahtar yoktu. Gerçi çıkardı dedim de çıkarmaya çalıştı. Gülüp "maşallah bi ben yokum." dedim. Oda gülüp "yani biraz... baya bi dağınık olabilir ama bu kız çantası hayat kurtarır tamam mı? dedi ve kapıyı açtı. Evinin kapısının önüne geçtiğinde "bugün için saol. Yani şey. Birincisi; o Timuçin denen malla kavga et...aaa şey pardon dövdüğün için. İkincisi; aslında ikicisi biraz mantıksız olabilir. Ben bugün mutlu oldum. Yani senin yanında olduğum içi... aaa yani o yüzden değil hani böyle pişman oldun ya bu seni affetmem için yeter de artar bile. O yüzden tekrar söylüyorum; geçmişi unutalım yani bende sende. Ay ne çok 'yani' dedim. Neyse oldu Allah'a emanet ol." deyip kapıya döndü ve ne dediğini anlamış olacak ki bana mahcup gözlerle bakmaya çalışarak arkasını döndü. Gülmeye başladım bir anda. Bildiğin Allah'a emanet ol demişti. Bana baktı ve "Yani emanet ol tabi ki. Of ne diyorum ben yaa. Şimdi şöyle ııı ya sen niye gülüyorsun ki. Allah'a emanet ol tabi ki. Off ya neyse hadi yarın okulda görüşürüz" dedi. Hala gülmeye devam ederken "iyi geceler." dedim. Koluma bir tane vurdu ve evinin kapısını açıp eve girdi. Bende hemen bizim eve gitmek için merdivenleri üçer beşer çıktım. Zili çaldım ve hala yüzümde olan gülücükle annemi gördüm. Annem "hayırdır oğlum bu ne mutluluk böyle. Geç hadi içeri." dedi. " Niye anne mutlu olmayayım mı?" dedim hala sırıtırken. Salona girdim babam evdeydi. "Oğlum annen eve her geldiğinde ciddi suratınla karşılaştığı için öyle dedi. Hayırdır kız meselesi mi? Bende annenle tanıştığımız ve flörtleştiğimiz zamanlarda eve böyle gelirdim. Bilirim yani bu gülüşü." dedi babam. Babamın karşısına geçip "baba biraz konuşsak. Özel." dedim. Şimdi annem bu mesele ile ilgili bir çok soru soracaktı. Babam "tabi ki oğlum. Annen bizi yalnız bırakır." deyip anneme baktı oda çıktı sorun etmeden. Hemen babama döndüm.
  "Anneme ilk hangi hissi hissettin baba? Yani sonrası gelir aşktır zaten sonuda. Ama ilk ben bu kadına birşeyler hissediyorum dediğinde hoşlantı mıydı? Sevgi mi? Aşk mı?
"Annenle tanıştığımız da baya bi gıcık olmuştum ona. Ama onla hep birleşiyordu hayatımız. Ne kadar istemesemde. Yani öyle olduğunu düşünüyormuşum o zamanlar. Birgün onu kıracak birşey yaptım ve hiç olmadığım kadar pişman oldum. Ama o yine beni affetti. 'pişman olman yeter de artar benim için' dedi." Sözünü kestim babamın ve "aynısı yeminle aynısı. Kıza neler yaptım hala affediyor. Neyse peki sen nasıl anladın ilk ona hissinin hangi boyutta olduğunu?" diye sordum. Güldü ve "aynı şeyi yaşıyorsak süper o zaman. Benim ona ilk hissim aşktı. Bunu nerden anladım biliyor musun oğlum? o gülünce zaman duruyordu sanki, o başka bir erkekle konuşunca katil olmak için can atıyorsun sanki, onun seni affetmesi için ölümü bile göze almak istiyorsun ve kendini affettirmek için can atıyorsun sanki ve birçok şey daha var. Ama en önemlileri buydu benim için. Ama bak tekrar söylüyorum bu benim hislerimdi. Annene karşı. Senin ki farklı olabilir. Bunu öğrenmen için zaman ve kalbini dinlemen gerek oğlum." dedi. O an anladım ne hissettiğimi. Babam konuşurken Sıla'yı, hareketlerini, yaşadıklarımızı düşünmüştüm. Babama döndüm ve "zamana gerek yok baba. Ben aşık olmuşum." dedim babam sıkıca sarıldı bana.
   Biraz daha sohbet ettikten sonra hemen yatağıma uyandım çok yorgundum. Hem yarın 'aşık olduğum kıza' bir sürprizim olacaktı. Ne mi? Bende bilmiyorum düşünürüm birşeyler artık. Yarın ona onu sevdiğimi söyleyecektim. Seviyordum lan bu kızı ve kendisi bunu bilmesi lazım. Vay be heycanlandım. Yarın güzel ve yorucu gün olacaktı bu yüzden hemen uykuya daldım.

Bizim Hikayemiz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin