24.BÖLÜM

1K 22 5
                                    

Merhaba okuyucularım.Farketmiş olmalısınız ki artık geç bölüm yayınlıyorum.Ama bu demek olmasın ki konu yok. Konu bol hatta '' PRENSESİM OL.'' daha başlamadı bile.Sizi mutlu edip , sesli güldürecek hatta belkide mutsuz edip , ağlatacak bölümler var.Ve tabikii merakta bırakacak bölüm sonları.Geç bölüm yayınlamamın sebebi bölümleri daha uzun ve daha güzel yapmak.Daha çok düşünüp, etkileyici cümleler kurmak.Evet bundan sonra olduğundan daha uzun bölümler yazmayı düşünüyorum.Emir & Ecem  nezaman olacak diyen okuyucularım var.Bu hikayeyi ilk yazdığım zamanlarda daha farklı şeyler düşünüyordum.Ama şuanda kafam çok karışık.Aslında bir fikrim var ama sizi fazla üzmek istemiyorum.Evet dizilerde , filmlerde , kitaplarda sevenlerin kavuşmasını isteriz.Aşklarını birbirine ilan edip , özlem ve sevgi dolu sarılmalarını isteriz.Ama benimki farklı olacak.Amacımda buydu.Diğer hikayelerden daha farklı olmak.Ama yinede fikirlerinize herzaman açığım.Takipleşip mesajlaşabiliriz.Herzaman dinleyip , fikirlerinizi değerlendiririm.Okuduktan sonra vote / yorum yapmayı unutmayın.Sizleri çok seviyorum . İyi okumalar <3 :* 

Bölüm ithafı : elif_su9907  :))

Resim Kıvanç :))

''Gülmeyi kesip bana yardım edecek misin ? '' diyen Emir'in sesiyle kahkahalarıma son verdim.Aslında o da daha fazla gülmemek için kendini zor tutuyordu.Daha neye güldüğümü bile bilmiyorlardı.Ama onlarda bana coşkuyla katılmıştı.Yaramaz çocuklar gibi ellerimi arkamda tutup Emir'in yanına gittim.Geldiğimi farketmiş olmalı ki önündeki doğranmış domatesleri tabağa koyup hemen yanında duran 4 salatalığı musluğu açıp yıkadı.4 yıkanmış salatalığı önüme koyup elime bir bıçak tokuşturdu.Bıçağı düzgün bir biçimde tutmam gerekiyordu.Birkaç düzgün bıçak tutma şekillerimden sonra kestim.Ama önümde duran 4 yıkanmış salatalığı değil , parmağımı.Ufak bir sıyrık olsa bile fazla acıyordu.Ya da ben fazla hassastım.Bilmiyordum.Tek bildiğim Emir'in bu beceriksizliğimi görmeden oradan uzaklaşmaktı.Muzipçe sırıtarak '' Eveet gençler size kolay gelsin'' deyip mutfaktan çıktım.Arkamdan hemen Emir gelmişti.'' Salatalıklar olduğu gibi duruyor prenses '' dedikten sonra içimden küfür saydırdım.Bana prenses demişti.'' Prenses deme bana çok çocukça '' deyip bıçakla kestiğim elimi zımbalı kot şortumun cebine koydum.Görmesini istemiyordum.Çünkü beceriksiz olduğumu düşünmesini istemiyordum.'' Dersem ne olur prenses ? '' dedi sırıtarak.Prenses kelimesine bilerek daha çok vurgu yapmıştı gıcık.Aynı sırıtmayı bende yaparak ellerimi saçlarına geçirdim.Bundan önceki okulumdaki kız kavgalarımda da hep öyle yapardım.Yanlış anlaşılmasın . Kavgacı değildim.Sadece haksızlığa gelemezdim.Kızların o boyalı saçlarına ellerimi acımasızca dolardım.Çünkü saçları onları daha çok havalı gösteren silahlarıydı.Masum insanlara olan davranışlarını , kibirli bakışlarını düşündükçe  daha çok asılırdım.Karşımdaki kim olursa olsun.Ama bu olayda haksızlık yoktu.Gıcıklık vardı.Ve karşımdaki bir kız değil erkekti.Açık kestane rengi dağınık ve onu daha çok havalı gösteren saçlarına birkez daha asıldığımda inleyip saçında olan ellerimi 2.deneyişte aldı.Elim onun avuçlarında kanlı bir şekilde duruyordu.Evet bir parmağım kanamıştı ama Emir'in saçlarında ellerimi birleştirdiğim için iki elimede kan bulaşmıştı.Parmağımı kestiğimde ufak bir sıyrık demiştim.Lafımı geri alıyorum.'' E-ecem ellerin... '' dedi  Emir şaşkın bir yüz ifadesi ve ses tonuyla.Bir ellerime bir bana bakıyordu.Endişelenmişti.

''Önemli değil.Yıkayıp , yarabandı yapıştırırım olur biter '' dedim sakin ses tonumla.Canım acıyordu ama ona belli etmemekte kararlıydım.Banyoya doğru ilerlediğimde o da benimle geliyordu.Ellerim hala onun avuçlarındaydı.Banyoya girdiğimizde Emir musluğu açıp iki elimide suyun altına soktu.'' Salatalıkları kesceğine parmağını kestin dimi ? Beceriksiz prenses '' dedi.Bana yine prenses demişti.Cevap verecek durumda değildim.Kesiğim sızlıyordu.Musluğu kapatıp  peçeteyle sildikten sonra endişeli sesiyle '' Canın çok acıyor mu ? '' dedi.Mavi gözleri benim gözlerimde sabitlenmişti.Hiçbir zaman birisinin karşısında uzun bir süre gözlerine bakamazdım.Nedenini bilmiyordum.Gözlerimi kaçırdığımda çenemden nazikçe tutup '' Gözlerime bak '' dedi. Bir süre sonra tekrar '' Gözlerime bak '' deyince gözlerimi onun o mavi gözlerine sabitledim.Bana doğru bir adım attığında fazlasıyla heyecanlanmıştım.Geriye doğru bir adım attığımda kafamı banyo dolabına çarpmıştım.'' Beceriksiz olduğun kadar sakarsında '' dedi sırıtarak.Ellerimi acıyan kafamda buluşturup ''  Üzerime doğru gelen sendin.'' dedim.''Geriye doğru adım atanda sendin '' dedi yine aynı şekilde sırıtarak.'' Sen üzerime doğru gelmeseydin ben geriye doğru adım atmazdım '' deyince kısa bir kahkaha atarak '' Gözlerimin çekiciliğini daha yakından görmen için senin üzerine doğru geldim prenses '' dedi.Ahh yine prenses demişti.Bıkkınlıkla kafa salladıktan sonra iç çekerek '' Gıcık '' dedim.Dediğimi duymuş olmalı ki '' Prenses '' dedi.Arkamda olan banyo dolabına doğru yönelip beyaz kapağını açtım.Yarabandını bulup Emir'e '' Yardımcı olur musun ? '' dedim.Bunu derken yine gözlerine bakmıyordum.''Gözlerime bakarsan evet '' deyince yine o mavi gözlerine gözlerimi sabitledim.'' Senin gözlerinde fena değilmiş '' deyince suratıma büyük bir gülümseme yayıldı.O da güldükten sonra yarabandını parmağıma yapıştırıp banyodan çıktık.Aynı anda annemde tam mutfaktan çıkmıştı.Bize şüphe dolu bakıyordu.Tırsmıştım.'' Anne Iıı... şey parmağım kanadı '' dedim.Annem bize biraz daha o şüpheli bakışlarıyla yaklaşırken Emirle birbirimize korku dolu bakıyorduk.Annem tam önümüze geldiğinde birden gülerek  '' Hadi tabaklarını salondaki yemek masasına götürmeme yardım edin '' dedi .Ve ikimizinde ortasında durup kolumuza girdi.Annemin bir hali bir haline uymuyordu.Ve bu beni bazen onun korkutucu bakışlarına marus bırakıyordu...

Mutfaktaki yemekleri salondaki yemek masasına yerleştirdikten birkaç dakika sonra kapı zili çalmıştı.Annemin arkasından bizde gittiğimizde çoktan kapıyı açmıştı.Sude,Rabia,Ceren ve Mert gelmişti.Hepsiyle sarıldığım sırada annem ellerinden çantalarını ve hırkalarını alıyordu.''Gelin salon'a geçelim '' deyip önden ilerledim.Hepsi bir koltuğa yerleştikten sonra Rabia '' Abi bende seni evde göremeyince gelmeyeceğini , arkadaşlarınla bir yere gideceğini düşünmüştüm '' dedi.Emir Ceren'e bakarak '' Sude daha önceden haber verdi '' dedi.Demek Sude haber vermişti.

Yapmacık bir gülüşüyle '' Parmağına ne oldu tatlım ? '' dedi Ceren .'' Ufak bir sıyrık '' deyince kafasıyla onayladı.Daha sonra ona geldiğinden beri aralıksız bakan Emir'e baktı.Sude'ye baktığımda gülerek gözüyle Rabia'yı gösteriyordu.Rabia'ya baktığımda o da aralıksız Mert'e bakıyordu.Tekrar Sude'ye bakıp güldüğümde Mert'e bakarak '' Nasılsın Mert ? '' dedim.'' Doğruyu söylemek gerekirse kurt gibi açım '' dedi gülerek.Bir özelliğini bulmuştum.Açık sözlüydü.Gülerek ayağa kalktığımda '' O zaman yemek yiyelim '' deyip hepsini yemek masasına davet ettim.Hepimiz bir sandalyeye yerleşmiştik.Herkesin önünde bir kase çorba vardı.Masanın ortasında da Emir'in domatesleriyle ve benim kesemediğim salatalıkları annem tamamlayıp salata yapmıştı.Ve birkaç tane fırın yemeği vardı.Annem de gelip oturduğunda hepsine çeşitli sorular sorup aynı zamanda da önündeki çorbasından kaşıklıyordu.Çorbamızı bitirip diğer yemekleri de yedikten sonra birkaç süre arayla herkes banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.Bende yıkadıktan sonra tekrar salon'a geçip koltuklara oturduk.O sırada annem yemek masasının üstündeki yemeklerin , tabakların çoğunu toplamıştı.Geriye birkaç tane kalmıştı onlarıda toplayıp  yanımıza gelecekti.Ve yine soru soracaktı.Onun soruları hiç bitmezdi ki ...

Birkaç dakika sonra annem salon 'a gelip tekli koltuklardan birine oturdu.Ceren ile sürekli bakışıyorlardı.İkiside aynı anda ağzını açtığı an Ceren susup annemin konuşması için müsaade etti.Annem şaşkın bir yüz ifadesi ve ses tonuyla ''Kolyen... '' dedi.Ceren bir kendi kolyesine bir annemin kolyesine şaşkınlıkla baktıktan sonra ağızını açıp birşey söyleyecekti ki annem '' Biz sonra konuşuruz '' dedi. Ne vardı ki bu kolyelerde.Olabilirdi hatta sadece tek ikisinde de yoktu dünyanın her tarafında bu kolyeye sahip olan insan olabilirdi.Neden bukadar şaşırmışlardı ki ? 

PRENSESİM OL.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin