Önyargı sadece karşınızdaki ile olan iletişiminizi etkilemezdi. Kendi kendinize oluşturduğunuz bir paronoyanın içinde tükenmenize neden olurdu. Emre bugüne kadar önyargılı olmadığını düşünmüştü ama şimdi anlıyordu ki farkında olmadan Alp'e karşı önyargılı davranmıştı. Bunda o cücenin yaptıklarının da etkisi olduğu kesindi ama yine bu önyargılı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Tıp fakültesinin acilinden çıkıp kendi fakültelerine doğru ilerlerken bunu düşünüyordu. Yavuz aralarındayken Alp'i net göremiyordu ama düşünceli ifadesini seçebilmişti yine de. Dümdüz ifadesine rağmen kafasının dolu olduğu belli oluyordu. Emre niye onun içinden geçenleri merak ettiğini sorgulamadı, neden ilk kez aralarında Yavuz olmadan onu karşısına alıp konuşmak istediğini de.
Şahin denilen genci dövenleri Alp haşat edip gönderdikten sonra çocuğu acile getirmişlerdi. Hastane polisine çocuğu dayak yemiş halde bulduklarını bildirip kimseyi görmediklerini de ekledikten sonra ifadelerini verip ordan ayrılmışlardı. Şahin'in isim vermeyeceğinden emin olmuştu tabi Alp. Çünkü o ne olursa olsun Reis'ti ve adamlarının sorumluluğu ondaydı. Bu yüzden onların zarar görmemelerini sağlamak zorundaydı.
Üç adam da elleri montlarının cebinde dışardan bakan biri için filmlerdeki suç çetelerini andıran bir sahneye neden olurken sessizlik aralarında uzayıp gidiyordu. Emre uzun boyu,kaslı vücudu,haki parkası,kargo pantolunu ve yeni yeni çıkmaya başlayan sakalıyla yanındaki kaşeli ve keten pantolonlu ikiliden farklı görünüyordu. Normalde asla uzatmadığı sakallarını birkaç gündür kestirmemişti. Simsiyah sakallar,siyah kısa saçlarıyla karizmatik dururken sağ kaşındaki yarık tehlikeli bir hava katıyordu genç adama. Sakallar tarafından gizlenen çenesindeki gamze yüzündeki tek çukur değildi. Sol şakağındaki derin yara izi bir parmak uzunluğundaydı.
Yüzünün kusursuzluğunu örten bu izler kadınları korkuttuğu kadar çekiyordu da. Ama çok az kişi gözleri genelde duygusuz bakan bu adama yanaşabiliyordu. Çoğunluğu şu an olduğu gibi kısa bir an bakıp iç çekip önüne dönüyordu. Ve yine Emre çoğu zaman habersiz oluyordu bunlardan şu an olduğu gibi. O zamanlar etrafına bakmak istemediğinden şimdi ise aklı yerden bitme bir reisle dolu olduğundan.
Şimdiye kadar ne bir reis tanımış ne de haklarında bir şey duymuştu. Sadece ülkücülerle ilgili birkaç şey duymuştu ama bizzat şahit olmadığından duyduklarını umursamamıştı. Tanıdığı ilk reis Alp'ti. Onun iyi biri olduğunu hep düşünmüştü. Hakkında duydukları şeyler değildi sadece buna sebep olan. Kendisine olan nefretine rağmen gücünü kullanmayıp kendi aralarında komik bir oyunla meseleyi halletmeye çalışmasından anlamıştı.
Emre her zamanki Emre olsa bu oyunu siktir edip direkt döverdi. Ama kabul ediyordu ki Alp onun bilmediği yönlerini açığa çıkarıyordu. Mesela ilk kez tanımadığı insanlarla konuşabildiğini görmüştü. İlk kez oyun oynamıştı birilerine ve ilk kez birilerinin yanında sürekli gülüyordu. Hiç tanımadığı bir adamın yanında devamlı sırıtmak,onunla atıştığında mutlu olmak ailesi dışında pek muhabbet kurmayan biri için garipti. Ama yine de onun kürt birini koruyacağına ihtimal vermemişti. İşte bu da önyargı oluyordu.
Ayakkabılarının bağcığının açıldığını fark edip onları bağlamak için durdu. Eğilmek yerine sağ ayağını dizinden kırıp sol bacağına kaldırıp yaslayarak bağlamaya çalıştı bağcığını. Hep böyle yaptığından dengesini kurmakta zorlanmamıştı. İşini halledip biraz ötesindeki adamlara ilerledi.
Bu defa Alp'in yanına geçerken yan tarafından gelen çam kokusu ilk kez dikkatini çekti. Boyu yaklaşık Emre'nin şakağına denk gelen gençten yayılan koku genzini yakmıştı esmer adamın. Kokunun kaynağını bilmek kokuyu içine çekmesine engel değildi. Annesi dışında tek bir kadının dahi kokusundan etkilenmemişken buram buram erkeksilik kokan bir adamın kokusunu biraz daha koklamayı istemiş olduğunu gözardı etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Short StoryTüm hayatını sahip olduğu fikirleriyle yaşayan bir adam ile hiçbir ideolojiye sahip olmayan adamın hikayesi... 10.12.2017~19. 11.2018