Kalp garip bir organdır canlar. Bilim onun sadece kan pompalayan yönünü anlatır ancak onun bir de ruhu vardır. Bize göre insan ruhunun dışında bir ruhu vardır hem de. Bu ruhtur sevgiyi yaşatan, saklayan, oluşturan. Belki siz de bize inanmayacaksınız ama emin olun sevdiğiniz insanı görünce kalbinizin sıkıştığını hissettiğiniz an aslında madde olarak sıkışmaz kalbiniz,kalbinizin ruhu sıkışır.
Alp'in dudaklarına dokunan dudakları kalbinde bir yangına sebep olurken bu hissin manevi kuvvetini de ancak Emre gibi hissedenler bilirdi. Ellerini, Alp'in yanaklarından boynuna indirmişken baş parmağıyla çene hattını, avuç içiyle de boynunu okşuyordu. Elleri dokunduğu tenin etkisiyle uyuşurken sert doku nasırlı ellerine o kadar yakışıyordu ki beyninde havai fişekler patlıyordu.
Bir öpüşme ancak bu kadar etkileyici olabilirdi. Dudaklarına batan bıyıklar bile yumuşak ve ince dudakların etkisini azaltamazken nefesleri yetersiz kalana kadar tüketti karşısındaki adamın doyamadığı dudaklarını. Yavaşça kendini geri çekerken Alp'in ve kendisinin hızlı hızlı almaya başladığı soluklar zamanında durduğunu gösteriyordu. İlk adımı Alp attığından şansını sonuna kadar kullanmıştı. Ehh bunun için kimse onu suçlayamazdı. Sonuçta fırsatı varken kim sevdiğini öpmekten geri dururdu ki?
Öpüşmeyi durdurup alnını sevdiğinin alnına yaslarken burunlarını da birleştirmişti. İki gencin de yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken Emre burunlarını birbirine sürttü.
"Ulan, seni böyle içimde saklayasım var yaa!"
Emre'nin konuştukça Alp'in dudakları üzerinde sonlanan nefesleri kahverengi gözlere sahip adamı gülümsetirken uzun genç kendini tutmayı bir kenara bıraktı. Alınlarını ayırırken zaten çok az olan mesafelerini, yatakta bağdaş kurmuş olan adama yaklaşarak sıfıra indirdi. Bacaklarını iki yana açıp kısa gencin etrafına sardı.
"İçime saklayamadım ama sınırımı belirledim en azından."
Bu sözler Alp'in yüksek sesle gülmesine neden olurken yumruk yaptığı sol eliyle ağzını kapatmış sağ eliyle de Emre'nin omzuna vurmuştu. Uzun genç hayran olduğu gülüşü kendisinden saklayan eli tutup yavaşça indirirken omzundaki ağrıyı görmezden gelmeye çalıştı. Yarinin eli bayağı sertti.
"Oğlum sen harbiden delisin ya!"
Romantzimin r'sinden anlamayan sevdiceğinin lafını umursamayıp yavaşça hala bir yanı kıvrılmış olan dudaklarına yaklaştı. Genç adamın gülüşünden öperken ikisinin de nefesi titremişti. Ulan sevmek çok güzel şeydi bee...
Dudağının sol kenarından yanağına geçerken her noktayı aynı yavaşlıkla öpüyordu. Bu öpücükler zihninin tüm odalarını kapattırırken gözleri de kapanmıştı. Tüm duyularını dudaklarının altındaki tene odaklarken burnundan içeri sızan kokuyu da derince soludu. Kutsanıyordu,kesinlikle sevdiği adamla kutsanıyordu.
Her öpücük ruhundaki kirli bir noktayı temizlerken sırasıyla yanağını,şakaklarını, gözlerini, kaşlarını, alnını öpmüş ve yüzünün diğer yanına da aynı işlemi uygulamıştı. Tüm bu zaman zarfında Alp'in nefes alışverişi bile hissedilmezken en son dudaklarına gelip ona da küçük bir öpücük kondurduktan sonra geri çekilmişti.
Alp'in kapalı gözleri uzaklaşan sıcaklıkla birlikte açılırken Emre, onun koyulaşan kahvelerine nefesi kesilerek baktı. Bu adamın her şeyi mükemmeldi.
"Aşkından delirmişsem demek.."
Alp'in dudaklarında sersem bir gülümseme oluşurken Emre kollarını sevdiğinin etrafına sarmış, yüzünü de boynuna gömmesini sağlamıştı. Alp'in de kolları belini sararken hayatta geri kalan hiçbir şeyin önemi kalmamıştı artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Historia CortaTüm hayatını sahip olduğu fikirleriyle yaşayan bir adam ile hiçbir ideolojiye sahip olmayan adamın hikayesi... 10.12.2017~19. 11.2018