YAKAMOZ

34.KIŞIN AYAK SESLERİ

İşsizlik Türkiye, Şubat ayı verilerinde %10.9 iken Dünya genelinde son verilere göre %5.6'dır. Peki nedir bu işsizlik? Genel anlamıyla gelir elde edememe, iş yapamama durumudur. Yani evinize ekmek götüremiyorsanız, temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak parayı kazanamıyorsanız işsiz oluyorsunuz.

Ama sadece bu mudur işsizlik? Türkçe'deki mecazi anlamına göre değil. Gereksiz işlerin yapıldığı, hiçbir fayda sağlamayan durumlarda da kullanılır. Örneği ise hayatımızın her alanında mevcuttu. Baktığınız her yerde işsiz insanı da işsizliği de görürdünüz ama siz bırakın çevrenizi, bize bakın. Hadi hadi, yaklaşın. İlginç bir deneyim olacak, gelin gösterelim.

Şimdi öncelikle üniversite kampüsüne gireceğiz. Sonbaharın etkili olduğu bahçede sararmış yaprakların yerde oluşturduğu birikintilere basarak, onların kırılma sesinin yarattığı mükemmel hisleri tadarak Mühendislik ve Eğitim Fakültelerinin arasında kalan merkez cafeye yani Batak'a ulaşmalıyız. Ağır cam kapısını itip dışarıdaki sessizliğe ve hafif soğuğa rağmen içerisinin çay bardaklarına kaşıkların vuruşunu, konuşanların birbirine karışmış seslerini ve ortamdaki müziği es geçip merdivenleri tırmanmalıyız. Sıcak yüzümüzü yalarken aman sessiz olun, yukarıda bir grup işsiz var.

Tüm engelleri aşıp sonunda vardığımız bu bölüm normalde ülkücülere ait ancak siz teşkilattan oluşlarını şimdilik görmezden gelin çünkü tabu oynayışları tamamen kafayı sıyıracak kadar işsiz oluşlarından.

İkiye ayrılmış masalar takımları belirtirken bir grubun başında Asena, ötekinde Reis vardı. Aramızda kalsın reis şimdiye kadar çok kötü gidiyordu. Heheytt bee! Hayat koskoca reisi tabuda maskaraya bile çeviriyordu. Kahrolsun emperyalizm! Aaa pardon, bunun yeri burası değildi. Hahh bulduk; Kahrolsun can sıkıntısı!

"Şimdi hani bir şarkı var ya Ander Sevdaluk diye. Onun bir harfini değiştirin."

Yanındaki eleman anında itiraz ederken sesi titriyordu.

"Ama yuh reis! Bir de kelimeyi söyleseydin bari."

Alp konuşan gence sinirle baktı. Onun korkuyla gözlerini kaçırmasına neden oldu.

"Sen karışma lan!" Sonra da grubuna döndü.

"Ander'in mi harfini değiştirelim?"

Grubundaki siyah saçlı birinin sorduğu soruya başını sallayarak onay verince tahminler gelmeye başladı.

"Asker?"

Sinirle solurken tahmin yürütene baktı.

"Sen şimdi sadece bir harfi mi değiştirdin?"

Genç adam utançla başını eğerken diğerleri tahmin yürütmeye devam etti.

"Arder?"

"Andep?"

Biribirinden alakasız kelimeler duyulurken Emre sadece kaşlarını çatarak onları izliyordu. Aklına hiçbir şey gelmemesi normal miydi?

"Ayder?"

Kızlardan biri sonunda Alp'in istediği cevabı verirken reis heyecanla ellerini çırptı.

"Tamam işte, Ayder nedir?"

"Yayla?"

Aynı kızın sesi reisin yüzünde kocaman bir gülümseme oldu.

"Birleştir işte."

"Ayder Yaylası," toplu gelen cevabın ardından süre de biterken diğer gruptan itirazlar yükseldi.

"Reis haksızlık ama!"