Sizi döven profesyonel bir dövüşçüden nasıl intikam alırdınız;
1-Kendiniz dövemeyeceğinizden adam tutup dövdürürdünüz. Bu olmazdı çünkü Alp kendi işini başkasına yaptırmazdı.
2-Adam yasadışı dövüşlere katılıyorsa onu ihbar ederdiniz. Alp bunu da yapmazdı. Sırf gücü yetmiyor diye olayı polise taşıyacak kadar haysiyetsiz değildi.
3-Reisliğinizi kullanıp okulu ona dar ederdiniz. Bunu da yapmazdı çünkü adamın siyasi bir amacı dolayısıyla teşkilatı ilgilendirecek bir durumu yoktu. Ne demişti "Ocak şahsi meselelere alet edilemez!"
4-Zaaflarını bulup ağzına sıçardınız. Olabilir tek madde buydu ama Yavuz'un dediğine göre herifin tek bir zaafı bile yoktu. En azından bilinene göre...Kısaca Alp şu an çaresizdi. Sadece o değil dün kavgaya karışan herkes aynı durumdaydı. Hatta örgütün gözardı edeceğini öğrenmişti. Hem aynı çaresizlikten hem de örgüt elemanlarından birinin arkadaşı olmasından. Duyduğuna göre adam Kürt'tü ve bunun da etkili olduğuna yemin edebilirdi.
Bunları düşünerek kampüste park halindeki aracına binip ilerledi. Ancak sadece park yerinden çıkabilmişti. Önündeki araç durmuştu bu yüzden tek araçlık yol tıkanmıştı ve Alp ilerleyemiyordu.
Nerdeyse hiç beklememişti ancak sinirini bir yerde atması gerekiyordu. O yüzden "Ulan ayaküstü aşk mı yaşıyorsunuz da 2 saattir yolu kapatıyorsunuz?" derken adamlara bakmamış sadece bağırmıştı.
Ancak bağırdıktan sonra bakınca gördüğü yüzlerle önce bi şaşırdı. Sonra şaşkınlığını üstünden atıp arabadan indi. Hızlıca ikilinin yanına varırken söyleniyordu.
"Noluyor lan burda?!"
Kendinden neredeyse 10 santim kadar uzun gencin yakasına yapışırken Yavuz'a döndü.
"Kardeşim bu herif sana bir şey mi yaptı?!"
İki adamdan da bir göz devirme kazanmıştı. Emre salağın kendi kendine dayılanmasına ,Yavuz ise içi hava dolu atarlanmasına göz devirmişti. Mal herif,sanki Emre bir şey yapmış olsa cevabını verebilecekti de!
Emre yakasındaki elleri tutup indirirken Alp irkilmişti. Eli ateşe değmiş gibi hissetmişti. Sikeyim, diye düşündü. Bu heriften korkuyordu galiba.
"Sakin ol koçum, arkadaşın yaşıyor!"
Buram buram alay kokan cümlelerine sırıtışı da eklenince Alp'in kaşı seğirdi. Ama tükürürdü böyle işe! Hem reis olacaksın hem adamın birinden dayak yiyeceksin bir de üstüne aynı adam sana laf sokacaktı. Yok canım daha o kadar düşmemişti,hala direnen bir karizması vardı.
"Arkadaşım yaşıyor da senin beyninden emin değilim. Ölmüş ama hala kafan morg görevi gördüğünden gömeni yok!"
Emre iyi ki umursamazdı yoksa bu laf çok zoruna giderdi de işte Alp şansına küssün!
"Benimkini görür görmez tanıdığına göre seninki ile arkadaş olmalı,ne diyorsun?"
Yavuz tekrar göz devirdi. İki adam onu tamamen unutmuştu,laf sokma yarışına girmişti.
Bu kez Alp sırıtırken duydukları ile kaşı seğiren Emre olmuştu.
"Yok be yavrumm,ben gassalım da yıkadığım beyni unutmam! Ondan dolayı görür görmez tanıdım!"
Emre'nin yüz ifadesi gittikçe korkunç bir hal alırken Yavuz yavaş yavaş geri vitese taktı. Hadi ama daha ölmek için çok gençti. Onun tavlayacağı kızlar,katılacağı eylemler,yiyeceği yemekler vardı...
Kendinden kısa gencin yakasına yapışırken onu ayaklarının ucuna kaldırmıştı. Normalde Alp'i kolay kolay kaldıramazdı ancak genç adam dünkü kavgadan sonra direnecek halde değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Short StoryTüm hayatını sahip olduğu fikirleriyle yaşayan bir adam ile hiçbir ideolojiye sahip olmayan adamın hikayesi... 10.12.2017~19. 11.2018