12

67 6 1
                                        

     Merhaba! Hikaye hakkındaki düşünceleriniz neler?

*      

Zaman, bir süreliğine benim için varlığı yitip gitmiş bir boşluğa dönüşerek zihnimden süzülüp havaya karıştı ve beni kalbimden geçenler ile baş başa bırakma lüksünü önüme serdi. Gözlerimin sadece santimler ötesinde tanımlayabildiğim en güzel manzara öylece duruyordu, zaman akıyor ama ben gözlerimi kırpmadan onu izlemeye doyamıyordum. Sıcak nefesinin yüzüme değerken burnumu gıdıklaması bile hoşuma gidiyordu.  Saatin kaç olduğu, bugün neler yapmam gerektiği, günün hangi gün olduğu tüm hücrelerime yabancı bir his sebebiyle umurumda değildi, aklımda bile değildi.

Alp olgunluğu, duruşu ve düşünceleriyle etrafımdakilerden, şu ana kadar tanıştığım herkesin arasından sıyrılarak parıldıyordu. Onu henüz tam anlamıyla tanımıyordum ama şimdiden kalbimin böyle güçlü hislerle dolmaya başlaması gözümü korkutuyordu. Aklımda biriken sorulardan en çok merak ettiğim ise, bir gün gerçekten biz olabilecek miydik?

Ben kafamdaki düşünce bulutlarını biriktirirken Alp kıpırdandı ve uyku sersemi haliyle ela gözlerini aralamaya başladı, gözbebeğinin etrafındaki yeşil pigmentler tepeye doğru yükselen güz güneşi sayesinde adeta ışıldıyordu. Göz kapakları hafifçe aralandı, gözleri beni bulduğunda kalbim hızla çırpınmaya başladı.

"Günaydın," dedim sesimdeki gülümsemeyi bastırma gereği duymadan.

Alp birkaç saniye duraksadıktan sonra hafifçe kaşlarını çattı. "Gün pek aymadı bence," deyip gözlerini yeniden kapattı ve başını yastığın içine gömdü. Saçları yastığıma gelişigüzel bir şekilde dağılmıştı.

"Neden?"

Yastığa kafasını gömdüğü için boğuk gelen huysuz sesiyle, "Çünkü başım ağrıyor," diye cevapladı. Gülüp saçlarını karıştırdım, sanırım bunu yapmayı çok istemiştim.

"İlaç iç o zaman."

Kafasını çevirip ciddi bir şekilde düşünür gibi yaptı, gülmemek için kendimi tutmak zorunda kalmadım desem yalan olurdu. "Ben bunu nasıl düşünemedim ya? İlaç tabi."

"Çok gıcıksın Alp," deyip ona kaşlarımı çatarak baktım. Benimle dalga geçtiği anlarda ona bir miktar gıcık oluyordum. Büyük bir miktar. "İyiliğini düşünüyordum."

"Kızım erkeklerin iyiliğini falan düşünmeyeceksin," dedi kafasını kaldırıp tüm ciddiyetiyle gözlerime bakarak.  "Bencil ol biraz."

Gözlerimi devirdim. "Sen benim aksime sabahları tam bir huysuz oluyorsun."

Alp'in sabahları melek gibi olmasını beklemiyordum ama bu kadar gıcık olması da sinirimi bozuyordu. Söylediğim şeyi duyduğunda keyfi yerine gelmiş gibi güldü ve bir an midem yerinden oynadı.

Özgür GüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin