Bungalovun önünde Leyla'yı bir sürpriz bekliyordu, Sinan'ın sevimsiz arkadaşı Olcay. Kızlara ukala bir selam verip arkaya doğru seslendi, "Sinan seninki uyanmış!"
"Sessiz ol biraz, insanlar hala uyuyor," diye çıkıştı Sunay. Olcay'ın çok da umrunda değildi. Bir ağaca yaslanmış, sigara içiyordu.
"Ağır ol doktor, o kadar da erken değil, bizim ekip çoktan kalktı bile." En yakın iki bungalov Sinan ve arkadaşlarının kaldığıydı.
"Hayırdır," dedi Leyla. "Siz bu kadar erken kalkmazdınız."
O sırada soluk soluğa Sinan geldi. Olcay'ın bir şey söylemesine fırsat vermeden "Ben anlatayım," diyerek Leyla'nın koluna girdi, birkaç adım uzaktaki kamp masasına götürdü.
"Nasıl oldun, kızlar rahatsız dediler dün akşam?" Gerçekten merak etmiş gibiydi.
"İyiyim," dedi Leyla. "Karnım ağrıyordu biraz, geçti."
"İyi," dedi Sinan. Kafasını öne eğmiş, parmaklarının arasında evirip çevirdiği oda anahtarıyla oynuyordu. Sonra aklına takılmış gibi "Pijama mı üstündeki, pijamalarınla mı çıktın dışarı?" dedi.
Leyla güldü, Sinan pek dikkat ederdi böyle şeylere. Bütün gece ve hatta sabah pijamasıyla tüm Olimpos'u dolaştığını bilse oldukça yadırgardı.
"Kızları uyandırmamak için üstümü değiştirmedim. Sizin gibi iki kişilik değil bizim odalarımız, beş kız bir yerdeyiz..." dedi yalan söylemenin verdiği tedirginlikle. Ama Sinan ondan daha tedirgin görünüyordu.
"Dün gece sabaha karşı geldik Kemer'den, eminim kızlar da hoşlanmazdı sabah çıkaracağın gürültü patırtıdan," dedi gülümseyerek. Sonra suçlulukla devam etti. "Akşam çok eğlenceliydi, burası köy gibi, pek eğlence yok, ama Kemer yıkılıyor," dedi.
"Burası alternatif tatil yeri tabii, beklentin bar, gece kulübü, çok yıldızlı otelse uymaz," dedi Leyla. Konuşmanın nereye gideceğini anlamış, içten içe sevinmeye başlamıştı.
"Bizim çocuklar tatilin bir kısmını da orada geçirelim, dediler. Dün akşam güzel ve uygun bir otel de bulduk. Bizim Olcay'ın kuzeni orada çalışıyor, indirim de aldık. Ama bu tatile gelmeye beraber karar verdik, sen gitme dersen gitmem," dedi.
"Olur mu öyle şey, tabii ki git, ben buraya sadece seninle gelmedim ki, arkadaşlarım var, biz sevdik, alıştık. Ben burada devam edeyim, sen git eğlen," dedi. Sinan'la ayrılık konusunu konuşup Kerem'den bahsetmek zorunda hissediyordu. Eğer Olimpos'tan giderse buna gerek kalmaz diye sevindi. Dönüş yolunda konuşacaktı artık.
Sinan'la vedalaşıp odaya girdi, Özlem hala uyuyordu, Elif ile Meltem yataktan yatağa fısır fısır dün gecenin dedikodularını yapıyorlardı. Kapıdan giren Leyla ve Sunay'ı görünce sessizce günaydınlaştılar. Leyla kızlara Kerem konusunu anlatacaktı, nasılsa o söylemese bile Kerem bir yolunu bulur tanıştırırdı kendini. Özlem uyuduğu için biraz ertelemeye karar verdi. Sunay giyinirken eşyalarını alıp duşa gitti. Duşlar hemen bungalovun arkasındaydı. Sabah saatleri duş için en güzel saatlerdi. Kimse sıra beklemezken banyo yapmak bu kamptaki en büyük lükstü. Diğeri de soğuk içecek bulabilmek. Sürekli elektrik kesintilerinden meşrubatları bile 40 derecede içmek zorunda kalıyorlardı.
Duşa girmeden ipten kendi havlusunu buldu, duş malzemelerin kontrol etti, uzun süre sıcak suyun altında kalmayı planlıyordu. Duşlara çıkan tahta merdivenin ilk basamağındayken birinin seslendiğini duydu. "Dışarıda kimse var mı," diyordu ses. Dikkat kesildi, Kerem'in sesi miydi bu?
"Ben varım," dedi. Sesi biraz tedirgin çıkmıştı. Kabinlerden birinin tahta kapısı aralandı, Kerem'in üzerinden sular akan ıslak yüzü gözüktü aralıktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYIŞIĞI SEVGİLİM (TAMAMLANDI)
General FictionKüçücük bir kalbin ne kadar büyük bir aşkı taşıyabileceğini yaşamadan bilemezsin. Bu kitapta Leyla ve Kerem'in tesadüfler, kavuşmalar, ayrılıklarla dolu ömürlük aşkının ilk yıllarına şahit olacağız. Başka kadınların başka adamların hayatlarına girme...