Karanlığın Seçimi ❁

Sıradan ❁

Son bölümlere baya yaklaştık.Bavol, Lani için seçtiği bikini ve Bavol'ın egzotik görüntüsü yan tarafta. Bölüm şarkısı ile iyi okumalar.

"Ah! Milena, bu gece de sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta! Benim mutluluğum sende erimektedir."
-Franz Kafka

 "Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret." - Lao Tzu

Yayınlanma: 11.06.2014
Düzenlenme: 25.11.2017

Gözlerimi yavaşça açtım. Bavol, yanımda değildi. Neredeydi ? Acaba beni burada bırakıp, saraya saldırmaya mı gitmişti? Bunu yapabilecek deli güç, cesaret onda vardı. Endişeyle etrafıma baktım. Sonra yastığının üzerindeki nitu gördüm.

 " Yıkan ! Suyun hazır.Yatak odasının sol tarafındaki oda, banyo. - B. "

 Bu not beni rahatlatmıştı. Dediğini yapacaktım. Hemen banyoya geçtim. Burası örgütün konağındaki ilk banyomun aynısıydı. Sadece biraz daha lüks haliydi. Hızlı bir şekilde duş aldım ve havluya sarınıp, yatak odama geçtim. Hemen giyindim ve saçlarımı kuruttum.  Uzun, gül pembesi bir etek giymiştim. Üstüme beyaz sıfır kol gömlek seçmiştim. Buradaki giysiler benimdi. Bavol'ın benim için diktirmiş oldukları giysiler ! Bileğimdeki kurban dövmesini görmemeleri için, bileğimi bez parçasıyla sardım. İnsanların bileğimdeki dövmeyi görüp, beni lanetli bir ucube olarak görmelerini istemiyordum. Saçlarımı kuruttum ve pembe bir saç bandıyla beraber açık bıraktım. Gayet güzeldim. Hemen yatak odasını düzenledim. Sonuçta artık kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu. Artık hizmetçiler benim işlerimi yapmayacaktı. Her şeyi kendim yapacaktım. Yatak odamdan çıktım ve mutfağa yöneldim. Bavol, için kahvaltı hazırlayabilirdim. Ne kadar bir prenses olsam da, bana mutfak hakkında her şey öğretilmişti. Çünkü annem böyle yetişmemi istemişti. Soğutucuyu açtım. Peynir, zeytin, domates, salatalık ve meyve suyu ! Salatalığı ve domatesi doğradım. Yumurta kıracaktım. Bavol'ın ne kadar obur olabileceğini düşünerek, 5 yumurta çıkardım. Tavayı aramaya başladım. Tavayı buldum ve arkamdan birisi sarıldı. Bavol'dı. Gülümsedim ve yavaşça önüme döndüm. Bakışlarındaki keyfi görebiliyordum.

 " Kafana tava mı yemek istiyorsun ? Arkamdan sinsice sarılma. " dedim.

 Bavol " Hiçbir kılıç beni öldüremedi, elindeki tava mı beni öldürecek ? " dedi alaycı bir şekilde.

 " Evet, öldürebilir."

" Prenses Alania'yı mutfakta gördüğüme göre ölebilirim." 

" Bavol ! Dalga geçme, lütfen. Bu kahvaltıyı sana hazırlıyorum. " 

" Benim biricik karım, kocasına kahvaltılar mı hazırlarmış ? " 

" Hala dalga geçiyorsun." dedim ve tavayı hafifçe kafasına vurdum.

 Bavol " Tamam, kızma. Ver, şu tavayı. Yumurtaları ben pişiririm. Sen de şunları, dışarıdaki masaya götür. Açık hava manzarası eşliğinde keyifle kahvaltımızı yapalım."

" Peki." dedim ve tepsiye ekmeğimizi, meyve suyumuzu, bardakları, çatalları, peynirimizi, zeytinimizi, doğramış olduğum domatesleri ve salatalıkları götürdüm.  Tabi, terliklerimi giymiştim.

 Masaya yerleştirdikten sonra, oturdum. Bardaklara meyve suyularını doldurdum. Bavol ise, elinde tavayla geldi. Tavayı masaya koydu ve karşıma oturdu. Fakat bir değişiklik vardı. Kıyafetleri !  Siyah, katil kıyafetleri yoktu. Bunu yerine beyaz gömleği ve basit bir kumaş pantolonu vardı. İlk defa onu böyle görüyordum. Bana gülümsedi ve yemeğe başladı. İştahım olmasa da, bende birşeyler atıştırmaya başladım. Düşükten sonra, iştahım gitmişti.